ÇİKOLATA

150 19 2
                                    

Her zman yaşadığımız kabuslardan biriydi korku kormam ne kadar var olduğumuzu gösterir yani kormak istememek değil kendini hazır hissetmemek ama nereye kadar hazır hissetmeyecegiz

Geldiğimde karşımda duruyoru korkumu ya hayır korku herzaman işe yaramazki ayrıca ben bi daha kavga etmemde disiplinle gitme korkusuçok yaşayacağımı sanmıyorum sırama geçerek oturdum beni görmedi bu sınıftaki erkelerle konuşuyordu ben sıramda oturmuş telefona bakarken
--aaa yeni arkadaşımız var demek diyerek arkamdan bir ses yükseldi kim olduğuna baka bilmek için arkama baktığımda o kavga ettiğim kişiydi biz tanışamadık diyerek yanıma oturdu ismini söyledi ben sadece ona bakıyordum sesimi dahi çıkarmadım artik bu sese dayanayamayacagimi anladığım da gitmek için ayaklandığımda isiminin bulut olduğunu öğrendiğim dövdüğüm şahıs kolumdan tutu nereye daha hoşgeldin partisi yapacaktık aldırış etmeden söylediği söze karşılık verme gereği bile duymamıştım ayni şekilde yürümeye çalıştığımda oda kalkti elini arkadan getirdi elindeki 2 tane yumurtayı kafamda kırdı o yumurtanın gözüme giridiğini hissede biliyordum gözümün içine girdiğinde canımı nasııl acıttığını anlaya biliyordum saniyeler içerisinde ağzıma doğru aktı ben yumurta kokusundan nefret ederim yumurtaya karşıda alerjim var yiyeceklerin içinde bir şey olmuyor fakat tek kendini yediğimde kusuyor ve de nefes almakta zorlanıyordum burnumu açamadım nefessiz kalınca ağzımdan nefes alaım dersken ağzıma aktı ve koşarak tuvalette kustum aynı zamanda nefes darlığıda yaşarken arkamdan daha bugün gördüğüm kız geldi bana iyi olup olmadığımı sorduğunda iyiyim diyerek yanıtladığım sözün arkasına isminin ece olduğunu öğrendim beraber derse girmek için kapının önünde durduk ikimizde derse geç gelmek zorunda kalmıştık herkes meraklı gözlerle bana bakıyordu bende hocanın yanına yaklaştım hoca banaq ne olduğunu sorduğundda bir şey olmadığını söyledim ama nefes almakta çok zorlanıyordum bütün tenefüslerde sınıfta oturdum okul bitmiş eşyalarımı topladım dışarı çıkacakken dışarıda yağan yağmur çok hazırlanmıştı gözlerimle abime bakaraken bulamadığım için okuldan çıkmış yürümeye başladım arkamdan birinin geldiğini hisettim o anda arkamı baktığmda birini Arkamı döndüğümde gözüm karardı bir anda bir adam geldi kapşonlu idi tam çıkaramadım ondan sonra bende flim kopmuştu gözümü açtığımda nefes aldığımda nefesim buharlaşıyordu bunun neden olduğuna baktığımda nefes cihazı bağlamışlar bana o sırada içeriye bir hemşire girdi
-uyandınızmı
dedi bende saece kafa sallamakla yetindim bana kendizi iyi hissediyormusunuz dediğinde bende ona
-evet diyerek ekledim beni buraya kim getirdi ben neden burdaım bana-
-biraz sakin olurmusun sakin kimin getirdiğini bilmiyorum,nefes alamadığın için bayılmışsın ayrıca 1 saate kadar çıka bilirsin soruların bittimi dedi bana tatlı bir tebessüm ile
bende tabiki bitti dedim 1 saat geçmiş hemşire içeriye girdi ve felç kalabilirmisin öyle bir ihtimal varmı ona bakmaya geldim dedi bende olumlu anlamda kafa salladım sonrada ayağıma iğne battırdı bu iğnenin tırnaklarıma kadar hissetmeme yardımcı oldu çok canım yandı reflex olarak ayağımı hemen geri çektim abla gülerek demek ki hiç birşey yok demek ki demi dedi bende gülerek evet dedim abla bana çıkış işlemlerin tamam artık çıka blirsin demesi çok sevindirdi beni dışarıya çıktığımda yigit abim be ege abim beni beklerken ben de yanlarına gittim yiğit abim çıkış işlemlerini yapıyorben arabaya ilerliyordum ege abim arkamdan geldi
-ne oldu
-bişey yok sadece bayıldım
Abimleri arabada geçiştirmeye çalışıyordum eve varırken başım ağrıyoru evin önüne gelince arabadan indim yigit abim
- niye beklemedin
-baktım yoktunuz bende yürümeye başladım sonumuz bu yani
Ege abim yiğit abime döndü imayla
-ne işi vardiysa artık geç kalmış beyfendi
Kavgalarını dinlemeden evin kapısını çaldım içeriden gelen bağırıs poyraz abim
-kendin aç anahtarla hiç kalkamam
Çantamdan anahtari almak için çantamı önünme getirdim
-dur bekle şimdi ben göstereceğim ona
Ege abimden hepsi korkuyordu ege abim bir anda poyraz abime
-POYRAZ AÇ KAPIYI BEN GELMEYEYIM ORAYA
koşma selsri geliyordu poyraz abim bir anda kapıyı açtı ege abime döndü
-hoş geldin abi
Ben ve yiğit abim gülmemek için zorlanırken poyraz abim bana sinirle baktı hemen içeriye koşarak girdim mutfakta çiğdem ablaya yardım etmeye girdiğimde çiğdem abla sofrayı hazırlamış bile
-hoş geldin fıstık hadi üzerini değiştir bende son şu sulari doldurayım
Yukarıda koşarak çıktım odama girdiğimde camdan gelen soğuk rüzgar üşütüyordu cama yaklaştım dışarda 3 4 tanesiyah arabalar vardı. Aldırış etmeden camı kapattım dolabımdan pjamalarimialarak uzerimi değiştirdim üzerimden çıkan eşyaları yatağımin üzerinde bırakarak çantamı dolabimin içineattim lavabaya girdim aynananin karşısına geçtim saçımı önüme attım topuz yaparak yukaridan bağladım çeşmenin önünde yüzümü yıkadim çesmeye ellerimi koydum aynadsn kendime baktım yanımda dolapda olan havluyu aldim yüzümü silerek havluyu dolabın kulpuna asarak tuvaletten çıktım kapıyı yarı açarak arkamda bıraktığım odadan çıktım aşağıya inerken yanımdaki sözlere bakarak iniyordim doğru size söylemedim ege abim yazar olmak için uğraşıyor bu yüzden kitabının farklı yerlerinde ünlü insanların söylediği seyleri not alarak kitabında kullanıyor duvarlara asiyoror bende okuyorum işte bugün yeni bir söz daha yazıyor her gün daha fazla söz oluyor bugün yazdığı söz
-aynı acıdan bakmakadıktan sonra aynı açıdan baksak ne fayda?
Okuduğum söz yanlış hatırlamıyorsam miraç çağırın hayat kaybettiğin yerden başlar kitabında yazıyordu bazı kitaplar var içinde ki sözleri ezberledim o kadar anlamlı geliyorki bu sözler aşağıya indiğimde evin içinde sadece berke ve deniz vardı onlara döndüm ikiside telefon oynuyordu
-abimler nerde
-biz neyiz
Berke beni geçiştirerek verdiği cevabın arkasına ben birşey demeden mutfağa girdiğimde çiğdem abla suları da doldurmuş telefon oynamaya başlamıştı bile benim gelidigimi duymadı
-çiğdemabla abimler nerde
Telefonunun son girdiği yerleri sildi kafasını kaldırdı bana baktı
-bilmiyorum canım dışarıya çıktılar
kafamla onaylayarak mutfaktan salona giriş yaparak kapıya yöneldim kapıyı açacakken deniz abimin sorusuyla durum
-bırak abinleri gel bak sana ne göstereceğim
Yanına gittim oturduğumda bana benim olan bir fotoğrafımı gösterdi
-bugün yardın kafani
Ben gülüyordum deniz abimde güldü birazcık  olduğunu anlatayım ben küçükken çok uslu bir çocuktum oradan oraya koştururken  ayağım takılarak yere düşmüşüm kafamı mermere çarpmışım kafamı yarmışım kafama 5 tane dikiş atıldığı için kafam bu hale gelmiş şu anda hala dikiş izleri var duruyor akıllı bir çocukmuşum ama abimler buna inanmıyor deniz abim beni oyalarken kapı açıldı ege yiğit barış ve poyraz abim içeriye girdi çiğdem abla abimler gelince bizim salona girdi
-hadi gelin artık
Hepimiz mutfağa girecekken çiğdem abla bizden önce girdi hekes softaya oturunca barış abim çiğdem abalaya döndü
-çiğdem sen de otursana
Çiğdem abla nasıl biri mi 26 yaşlarında yüzünde çiller olan hafif kırmızıya kaçan saç rengi yeşil gini kafverengi ama ela olmayn gözleri 1.68 1.75 arasında boyu olan birisi çok tatlı bir abla ben kenini açıkçası çok seviyorum bana iyi geliyor onunla sohbet etmek ne konuştun diyeceksiniz hiçbirşey ama napayim çiğdem ablayı seviyorum yani barış abimin sözünü tamamlayan ege abim
-hizmetçi hizmetçiliğini bilecek değil mi birazdan biz kalktıktan sonra bir anda  çiğdem abla koşarak mutfaktan çıkti bende kalmış arkasından giddecekken ege abim sert ve kararli bir şekilde
-otur oturduğun yerde yemeğini ye ondan sonra neyapıyorsun yap
Bende ege abimi dinlemeden kalkacakken poyraz abim kolumu tuttu
-asena uzatma otur hadi abicim 
Poyaraz abimi dinleyerek masaya geri oturdum yemeği bitirip ilk kalkan poyraz abim oldu arkasından deniz abim kalktı ege ve yiğit abim anlaşarak kalktığında barış abim ve ben kalmıştık bende kalkacakken barış abim bana
-dolabı aç
Emir vererek konuştuğu için aslında açmayacaktm meraktan açtım karşımda 1 kutu çikolata varken abime baktım
-senin küçük hanım
Bend abime dönerek
-ne istiyorsun
abim bana baktı güldü
-bi şey istemiyorum
Ben şaşırarak baktığımda yüzüne
-tabikide demeyeceğim
-abicim söz ağızdan bir kere çıkar
Çikolatimi aldim yukarıya kaçtim koşa koşa çıkarken ayağım takılarak yere düşmüştüm ben gülerken abim yere düşen 4 çikolatayı almaya çalışıyordu ben ondan önce davranarak 2 tanesini aldım abime den önce ayağa kalktım odama girdim kapıyı arkadan kitledim kapının arkasına yaslandım titreyek gelen sesle telefonuma doğru ilerledim gelen 5 cevapsız çağrı üzerine baş belasını tekrar aradım baş belası kim mi benim ilkokul arkadaşım yani biz yaklaşıkc 10 yıllıık arkadaşız kendisiyle geri aradığımda bir anda geln bağırış sesi
-ya nerdesin yine sabahtan beri senmi arıyorum iş varki
kulağımdan uzaklaştırdığım telefondan hala bağırıyordu en sonunda bağırışmalarını bitirdi
-ya biliyormusun benim okulum...
telefon artık konuşmamıza izin vermeden kendi kendine kapattı saat 00.00 bulmuştu bu saaten sonra uyuyacaktım yatağıma kendimi attım gözümü kapattım hiç uykum yoktu geri yatağımda deoğruldum kafamı öne eğdim salarım kafamı kapatırken ben ise ellerimi yüzümğ kapatır gibi durarak düşünüyordu son kararım kitap alarak dışarıda oturmak oldu sonra da bu8 fikir çok anlamlı gelmeyince kulaklığımı aldım telefonumu askıda asılı olan hırkamın içine attım hırkamı üzerime giydim aşağıya indiğimde ışıklar açıktı koltukta oturan deniz abim flim izliyor bir yandan da mısır yiyiordu hem korkuyor hemde vazgeçmeden korku filimi açıyordu bu konuda onunla kavaga ediyoruz genelde ben romantik flim isterken o ise korku ister o yüzden hep ayrı ayrı izleriz arkasından gizli gizli yaklaştım l koltuk şeklinde yani şöyle anlatayım televizyon camın önünde pencereden dışarıya çıkabiliyorsun koltu biraz daha ilerisinde televizyonun televizonun hemen yanında ikili koltuk ve ortasında sehpa vardı camın 1 metre ilerisinde mutfak kapısı bulunmaktaydı bende 3 tane ince uzun merdivenden inerek sesizce
-bööööö
deniz abiğm öyle bir bağırdı ki yukardan hızlı açılan kapının sesini duyduk koşarak aşağıya inen yiğit abim
-noldu
aşırı telaş yapmıştı ben gülüyordum deniz abim ise bana bakarak kıızıyordu
-+deniz deniz abim
gülmekten konuşamıyordum
-böö dedim korktu akşam akşam korku filmi izlediği için ondan
yiğit abim deniz abime baktı hafif güldü bense onları geride bıraktım mutfağğa girdim mutfakta hazır çay vardı ayrıca sıcaktı bende kendime çıkardığım mat sihay kupamın içine doldurduğum çayın içine 2 kaşık şeker atarak mutfakın camından bahçeye çıktım biraz öne giderek salıncağa oturdum hem sallanıyor hemde şarkının verdiği sesizlikle oturmuş hilal aya bakarak duruyordum hala daha bir iki gün öncesine kadar birşeyler dudum tsbi size anlatmadım değilmi hatırlıyormusunux ege abimi odadan kovduğum günü çık dışarıya diye işte o gün odamda yazdığım hikaye canımı sıkmış aşağıya abimlerin yanına indim merdivenden her inişimde sesler yükseliyordu son basamakta berke abim yiğit abime
-NE DİYECEKSİN ASENEYA BABAN ASLINDA ÖLMEDİ SADECE BİR KAN DAĞVASI YÜZÜNDEN KAÇIYOR MU DİYECEKSİN
ayağımı bir kademe daha aşağıya attım beni gördüklerinde şok oldular ben koşarak odama çıktığımda gerisini zaten biliyorsunuz çayımdan bir yudum daha aldım etrafımı bir bakuş edasıyla gözetlerken bendenbir tane daha olduğunu gördüm yüzünü kapşonla kapamış yüzünde maske olan sanki bir ceylanı avlamk iççin pusuya yatmış aslan gibi bizim evi gözetlerkn çayımı yanımdaki küçük sehpaya yerleştirerek ben demir kapıya ilerledikçe adam geri çkiliyordu benimde kalbim daha hızlı aqtıyordu hem korkuyor hemde geri kalmıyordum yapacağımdan demir kapının gıcırtırtısıyla koşmaya başladı. Arkasından yaptığım tek şey ise bakmak oluyordu iceriye tekrar geçerken gelen rüzgar esintisiyle de içeriye grmek için kupamın içinde kalan son damlayi da kafamı arkama artim içtim telefonumu çıkardığım hırkanın cebinden saat 3.45 e 2 dakika kala cebime tekrar telefonu koydum kulaklığımı katlayarak diyer cebime koydum kupamı elime aldım içeriye doğru ilerlerken yağmur hafif hafif yağmaya başlarken benim göz kapaklarıma düşen yağmur damlası kaşındırmaya başlamıştı ben ise elimin dolu olduğu için gözümü açıp kapatıyor gözümün hala kaşıntısı geçmiyordu elimden kupayı yere düşürdüm yırtasıya kadar kaşıdığım gözüm artık rahatlamıştı yere eğildim yerden düşen kupamı tekrar elime alarak içeriye ilerledim arka camdan girmeyi denedim kapıyı kapatmıştı beni abicim çok akıllı içeride uyuyordu camı tıklattım ama uyanmıyordu hala uyanmıyordu şimdi eve girmek için canım çıkacaktı ilk önce kupamı camın önüne bıraktım ayağımı boruya yerleştirdim korkuluğumu tuttum diğer elimle ayağımı türkiye jimlastik 1. si edasıyla yukarıya kendimi çektim ayağımı içeriye attım diğer ayağım küük mermerin üzerindeydi hala iki elimi de korkuluklara koyarak diğer ayağımıda içeriye ettım açık camdan içeriiye girdim bilmiyorum neden bu kadar aksiyon aşadığımı aşağıya geri indim kupamın bırakamazdım tabiki hatırası vardı deniz abim bağıra bağıra horluyordu çok minik sesle camı açtım kupamı elime alarak geri kapattığım camı kilitledim direk mutfağa geçtim karanlık mutfağa kupamı bıraktım dolaptan abimden salak yaptığım ikolatalarımdan benden kaççırdığı o çikolataları buldum kupayı koyduğum yerde bende hepsini aldım zaten 4 tane anca kaçırmıştı bende ondan kaçırıyorum şimdi odama doğru yukarıya çıkmak için parmak uçlarımda yukarıya çıktım odamın kapıyı açtım yatağıma attım kendimi telefonu elime aldım ilk saat gözüme çarptı 4.40 mesajları kontrol ettim sonra ayıcığıma döndüm
-bugünde merak eden yok sen ve ben varız sadece
çikolatamı açtım telefonumun kilidini açtım bir anda kapı açıldı
-o elindeki ne
abim terör estiriyordu ne ara gördı,u anlamıyorum ki
-Çİkolata
-AAnlamadım benim mi o
-Çİ-KO-LA-TA

 

KURDUN SESİZLİĞİ (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now