24.

2.6K 92 146
                                    

Golf kulübünden çıkarken ikimiz de sessizdik. Özgür'ün kazandığı yüklü galibiyet sonrası Yavuz deliye dönse de bir şey yapamamıştı. Eve dönüş yolunda konuşmadı, konuşmadım.

Ne düşündüğünü biliyordum.

Ben de aynı şeyi düşünüyordum.

Bu gece tehlikeli bir oyuna girişmişti. Kumarda kart çalmanın cezası oldukça ağırdı, üstelik kartı saklayabilmek için beni kullanmıştı. Alev alev yanan parmaklarını bacaklarımın arasında, dudaklarını boynumda hissettiğimde nefes bile alamamış, kalbim yerinden çıkacak gibi atmıştı.

Buz mavi gözler titreşti zihnimde. Öfkeliydi.

Arabanın içinde yoğun bir gerginlik karanlığını kuşatmıştı fakat bir şey söylemedi. Edeceğimiz kavganın evde olmasını istiyordu belli ki.

Güzel, ben de bunu istiyorum.

Arabayı park ettikten sonra hışımla arabadan indi, kapıyı çarparak karşılık verdim. Arkasına bile bakmadan evin kapısını açıp içeri girerken kapıyı açık bırakmıştı. Eve girdim, kapıyı kapattım. Kabanını bile çıkarmadan salona açılan geniş alanın ortasında gergin omuzlarıyla arkasını dönmüş bekliyordu. "Senden tek bir şey istemiştim." Sesi... sakindi. Ama bu sakinliğin, fırtına öncesi sessizlik olduğunu hissediyordum.

Alayla güldüm. "İstedin mi?"

"Senden tek bir şey istedim." Arkası dönükken elleri yumruk haline geldi. "O itle muhatap olmayacaksın dedim." Sesi sertleşmişti. Kabanımı çıkarıp çorabın sarmaladığı çıplak ayaklarımla salona ilerlerken geniş omzuna çarptım.

Siktir.

Öfkeli parmakları kolumu tutup sertçe kendine çevirerek üzerime eğildiğinde alev alev yanan karanlık gözlerini gördüm. "Sen ne yaptın?" diye tısladı. "Gittin o adamla tanıştın."

Nefesimi tuttum. Parmakları canımı acıtmayacak kadar sıkılaşırken sertçe sarstı beni. "Beni seninle tehdit eden adamın elini tutup onunla tanıştın lan sen!"

Bağırışıyla sıçradım. O delirmiş gibiydi, ben tutulmuştum sanki. Gözlerim Özgür'ün öfkeyle alev almış gece karası gözlerinde kenetliyken zayıf bedenim sert parmaklarının hakimiyeti altına girmişti. Cevap vermedim. O da susmadı.

"Çok mu hoşuna gitti sana fahişemmiş gibi davranmak zorunda kalmam? Çok mu mutlu oldun amına koyayım!" diye bağırdı. Haykıran sesinden önce kelimeleri çarptı yüzüme.

Fahişe. Fahişe. Fahişe.

Düşüncelerimin kükreyerek kendine geldiğini duydum. Yavuz'la sırf inat olsun diye tanışmaya gittiğim doğruydu ama özel odaya girmek onun yaptığı şerefsizlikti. "Siktir git Özgür!" diye bağırdım öfkeyle. Kolumu çekiştirerek kurtarmaya çalışmıştım ama izin vermedi. "Sen kendin kabul ettin bana öyle davranmayı. Özel odaya girmeyi kendin kabul ettin!"

Siyahlarından vahşi bir ifade geçerken hızla kendine çekti. Derin derin soluyan sert göğsüne çarptım. Parmakları artık kolumu acıtacak kadar sıkıydı. "Nasıl bir hismiş lan bir şeye zorunda kalmak?"

"Sen hiçbir şeye zorunda değildin amına koyayım. Gittin beni fahiş-" Cümlemi tamamlayamadım. Sırtım sertçe soğuk duvarla buluştu, iri cüssesi beni kendisiyle duvarın arasına sıkıştırdı. Öfkeyle gerilen kaslı kolu başımın hemen yanından duvara yaslandı. Karanlığı sıcaklığıyla birlik olmuş, her yandan kuşatmıştı beni. Başını eğerek yüzüme baktı.

SİS (+18)Where stories live. Discover now