Mew ve Gulf arka koltukta yanlarında eli silahlı bir adamla birlikte oturuyorlardı. Gulf'a bebek ile ilgilendiği için dokunmamışlardı ama Mew'in ellerini arkasından sıkıca bağlamışlardı. Ne kadar uğraşsa da ip bir türlü çözülmüyordu ve Mew bileklerinin sızladığını hissedebiliyordu.
Geldikleri yolu aynı şekilde geri dönüp birkaç saatte tekrar şehire ulaştılar. Mew ve Gulf arada birbirlerine bakıp gerginliklerini gözleriyle paylaşıyorlardı. Mew bu şekilde bitecek olmasını bir türlü kabullenemiyordu. Oturduğu yerde sinirle salladığı bacağından Gulf bunu anlayabiliyordu.
İkisi de kendilerinden çok bebeğe bir şey olacağından korkuyorlardı. Bunca şeye sadece onun için katlanmışlardı ve şimdi emeklerinin boşa çıkmasından endişeliydiler.
Yine şehrin tekinsiz mahallelerinden birine geldiler. Burası da tüm olayların başlangıcı olan o sefil mahalle gibiydi. Kıyafetleri ve bedenleri kirle kaplı, bazılarının ayaklarında ayakkabısı bile olmayan, irili ufaklı sokak çocukları yoldan geçen camları film kaplı arabaya merakla bakıyorlardı.
Terk edilmiş kapalı bir otoparka geldiklerinde sürücü yavaşlayıp arabayı durdurdu. Adamlardan birisi önden gidip yolu gösterirken diğer ikisi arkada Mew ve Gulf'ı itekleyerek yürütüyordu.
Önceden bekçi kulübesi olarak kullanıldığını tahmin ettikleri yere geldiklerinde kulübenin içinden orta yaşlarda bir adam çıktı. Adamın yanında fazladan iki koruma daha vardı.
"Merhaba? Ben sadece bebek ile geleceğinizi sanıyordum. Yoksa bu adamları da yanında hediye olarak mı verdiler?" Kendi esprisine gülmeye çalıştı ama sigara dumanıyla harap olmuş ciğerleri kahkahasını bir öksürük ile yarıda kesti.
Önden yürüyen koruma durumu toparlamak için konuya girdi. "Bebeği tam bulmuştuk ama adamlar da bizi buldu maalesef. Yanımızda getirme planımız yoktu. Bebek çok ağladı ve sadece bunların yanındayken susuyordu. Mecbur kaldık efendim kusurumuza bakmayın."
Mahçup bir şekilde kafasını eğdi. Patronu önemli olmadığını belirterek elini salladı. "Tamam sorun değil. Bebeği yanınıza alın. İki kişi de bunları bir kuytuda kimseye görünmeden temizleyip gelsin. Fazlalığa gerek yok."
Adamlardan biri Gulf'ın göğsünden bebeği sökmeye çalıştı ama Gulf sıkı sıkı sarılmaya devam etti. "Hayır! Vermeyeceğim onu, bırak!"
İkinci bir adam daha olaya dahil olmak zorunda kaldı çünkü Gulf panikle çırpınıp saldırıya geçmişti. Sesi bağırmaktan ve ağlamaktan çatlak çıkıyordu.
Mew de korku içindeydi ve soluk soluğa olanları izlerken midesine kramplar giriyordu. "Durun! Yalvarırım ona bir şey yapmayın. Bize istediğinizi yapabilirsiniz ama ona zarar vermeyin. Lütfen..."
Mew bilinçsizce patronun üstüne koşup yalvarmaya başlamıştı ama o sırada adamlardan birisi onu tutup karnına bir yumruk geçirince sözleri yarım kaldı. Adamdan gelen sert darbe tam da acı içindeki midesine denk gelince nefesi kesilip yere yağıldı. Elleri hala arkadan bağlı olduğu için yüz üstü düştü ve alnını soğuk beton zemine dayayıp nefes almaya çalıştı. Gözlerinde yaşlar çoktan birikmişti bile.
Patronun ayakkabılarının ona doğru yaklaştığını gördü ve Mew'e vuran adam bu sefer saçlarından tutup yukarıya doğru asıldı. Mew patrona bakmaya zorlandığı sırada kusmamak için kendisiyle mücadele ediyordu.
"Sizin bundan sonraki durağınız belli zaten ama içiniz rahat edecekse bebeğe bir şey yapmayacağımızdan emin olabilirsiniz. Bebek bizim elimizdeki en önemli koz. Fidye alabilmemiz için ona canlı ihtiyacımız var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Baby
Fanfictionİki adam hiçbir şeyden habersiz masum bir bebeği çalmak zorunda kalırlarsa ne olur? Çalıntı bir bebekle tehlikeye karşı hayatta kalma mücadelesi ve MewGulf fanfiction.