9.bölüm - Geçmiş Pişmanlıklar

290 26 38
                                    

Öncelikleri bebek olduğu için ilk durakları yine bir mağaza oldu. Bebek için gerekli tüm eşyaları alıp bakımını yaptıktan sonra yeniden yola koyuldular. Gulf motoru sürerken Mew'in arkada bebeği daha güvenli tutabilmesi için bu sefer çanta yerine bebeği Mew'in göğsünde taşımasını kolaylaştıran kangru görünümlü bir taşıma eşyası aldılar. Mew, göğsüne sarılmış bebeğin minik kalp atışlarını her an hissedebildiği için mutluydu.

Şehirden ayrıldıklarında neredeyse akşam üzeriydi. Bebekle motor üzerinde gece yolculuğunun iyi olmayacağını düşündükleri için karanlık çökene kadar sadece birkaç saat uzaklaşabildiler. Ayrıldıkları yerden daha modern başka bir şehirde geceyi geçirmek için bir otel buldular. Mew bebekle birlikte kiraladıkları odaya çıkarken Gulf ufak bir işi olduğunu söyleyip kısa süreliğine yanlarından ayrıldı.

Otel bulmak için şehrin içinde dolaşırlarken bir kenarda duran telefon kulübesi gözüne çarpmıştı. Küçücük kulübenin içine girip cesaretini toplamak amaçlı birkaç derin soluk alıp verdi ve aklındaki numarayı tuşladı. Karşı tarafın çağrıyı yanıtlaması biraz uzun sürmüştü.

Yaşlı adam tanımadığı numaraya tereddütle cevap verdi. "Merhaba?"

Gulf başta kendinden emin olsa da şimdi söyleyeceği her şeyi unutmuş gibi hissediyordu. Adeta dili tutulmuştu. Karşı taraf cevap alamayınca sinirle söylenerek aramayı sonlandırmak üzereydi ki Gulf kendine gelip telaşla araya daldı.

"Baba, benim Gulf."

Sessizliğe bürünme sırası şimdi karşı taraftaydı. Gulf boğazını temizleyip devam etti.

"Fazla zamanım yok bu yüzden lafı uzatmayacağım. Sana söylemek istediğim bir ş-"

"Önemli değil. Kasamı patlattığını biliyorum ama sorun değil sana kızmadım."

Yaşlı adamın sesi Gulf'ın ilk kez duyduğu bir tondaydı. Oğluna karşı her zaman kullandığı duygudan yoksun sert ses değildi. Daha yumuşak ve içten geldiği belliydi.

Gulf anlam veremediği bir şekilde bir anda çöktü. Alt dudağı titremeye başladı ve gözleri yaşlarla dolmuştu. Konuşurken sesi fısıltı gibi çıktı zaten daha fazlası için kendinde güç bulamıyordu.

"Kasanın şifresini neden benim doğum tarihimi yaptın?"

Kafasını eğip alnını kulübenin duvarına yasladı. Babasının cevabını beklerken gözyaşları yanaklarından süzülüp ayakkabılarına damlıyordu. Birkaç saniye hattan gelen cızırtıları dinledi. Daha sonra babasının titrek sesi kulaklarına doldu. Yaşlı adam da oğlu kadar çökmüş durumdaydı.

"Ne söylesem bir anlamı yok artık biliyorum ama ben senden hiçbir zaman nefret etmedim. Ben  sadece korkmuştum. Baba olmaya hazır değildim ve annen öldüğünde sana bakma cesareti bulamadım kendimde. Korkağın tekiydim. Hala da öyleyim, inkar etmiyorum. Seni kendimden uzaklaştırdım. Yakınımdayken duyduğum pişmanlık her geçen gün daha çok canımı yakıyordu. Beni affetmeyeceğini biliyorum ve sorun değil zaten affedilmeyi hak etmiyorum. Çok üzgünüm, sana iyi bir baba olamadığım için özür dilerim. Ama ben seni hep sevdim oğlum, sadece bunu sana gösteremeyecek kadar aşağılık biriyim..."

Yaşlı adamın içten söylediği her kelime Gulf'ın içinde tarif edilemez bir acı oluşturuyordu. Söyleyecek hiçbir şey yoktu bu yüzden veda bile etmeden telefonu kapattı. Küçük kulübenin zeminine oturup hıçkırıklara boğuldu. Kollarını göğsüne sardı. Nefes aldıkça canı sanki daha çok yanıyordu. Küçücük kulübede uzun bacaklarını kendine çekmiş oturuyordu. Yıllar önce kabuk bağlamış yaraları şimdi yeniden kanıyordu.

Stolen BabyTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang