Çek Tulumbayı | Texting

otuz dördüncü

Medyadaki kedicik = Yorumlarınızı okurken ben
_____

"Baba ne demek gidemezsin ya? Sen demedin mi sınavdan sonra istediğin yere tatile gidebilirsin diye?"

Sesimi yükselttiğimi fark edince aniden bir pişmanlık hissettim ve hemen babamın suyuna gitmem gerektiği gerçeğini hatırladım.

Bu izini ondan koparacaktım.

"Babacığım yani demek istiyorum ki ben uzun zamandır araştırıyorum İzlanda'yı. Gitmek istediğim bir ülke. Ne olur izin versen? Lütfen..."

Ardından sabırsızca babamın telefondan gelecek sesini beklemeye başladım. Malum İzmir'de oldukları için telefondan izin istemek bir tık daha zor oluyordu.

"Kızım hayır dedim! Ne işin var senin dünyanın ta öbür ucunda?"

Sana nazlı damat getireceğim, babacığım. O işim var!

"Bu konuyu daha fazla uzatmanı istemiyorum Diyar."

Ve suratıma kapanan telefon...

Hiç bozuntuya vermeden elimdeki telefonu mutfak masasının üstüne bıraktım ve buzdolabına doğru adımladım. Elime aldığım vişne suyu ile yüzümde oluşan aptal sırıtışı engelleyemedim.

Ardından hiç vakit kaybetmeden telefonumu tekrar elime aldım ve umutla annemi aramaya başladım.

Hiç selam vermeden direkt konuya dalan annem işimi daha da zorlaştırıyordu.

"Baban ne dediyse o Diyar Hanım!"

"İyiyim anne, sen nasılsın?"

"Ay Diyar hiç çekemeyeceğim seni şu an!"

Acıtasyon yükleniyor...

Sıkıntıyla iç çektim. "Ya anne neden böyle yapıyorsunuz? Ne yaptım ben size? Sadece tatile gitmek istiyorum ve üvey evlat muamelesi görüyorum!"

Acıtasyon yüklendi.

"Kızım gidecek başka yer mi kalmadı, ne orası öyle? Daha ismini bile doğru düzgün söyleyemiyoruz! Milletin çocuğu Amerika'ya, İngiltere'ye gitmek ister, bir de bizimkine bak."

Annemin söylediğiyle kafamı onaylar anlamda salladım. Ne de olsa beni göremiyordu. Ayrıca ona hak verdiğimi bilmesine hiç gerek yoktu.

Kaan da gidecek başka ülke mi bulamamıştı cidden?

"Ya anne bu konuda bile milletin çocuğuyla karşılaştırdın ya helal olsun sana! Hem ben yaz tatilimi doğa ile iç içe geçirmek istiyorum, siyah kumsala gitmek istiyorum. Var mı başka yerde siyah kumsal he, söyle bakayım?"

"Ben siyah kumsal falan bilmem Diyar. Baban izin vermedi, benim yapabileceğim bir şey yok."

Annemi ayıplarcasına sesler çıkardım. "Yazıklar olsun gerçekten! Nerede anne kız dayanışması?"

"Yani şimd-" Annemin konuşmasına müsaade etmeden sözüme büyük bir coşkuyla devam ettim.

"Nerede kadın dayanışması? Nerede?"

"Allah seni bildiği gibi yapsın! Bekle, babanla konuşup arayacağım seni."

Yaşasın!

"Tamam annem! Canım annem, en sevdiğim annem."

"Ayol nerede hata yaptık bilmiyorum."

Kahkahalar eşliğinde telefonu kapattım ve büyük bir heyecanla beklemeye başladım.

Beklerken bir yandan da Kaan'a mesaj atıyordum.

Sen; Sensiz geçirdiğim bir ay için çok pis trip yiyeceksin haberin olsun. (tek tik)

Sen; Hiçbir kabahatim yokken beni böyle bırakıp gittin ya... (tek tik)

Sen; Ama ben yine de senin gibi kaçmayacağım. (tek tik)

Sen; Tam dibinde biteceğim. (tek tik)

_____

Mendillerinizi hazırlayın ama düğün için mi cenaze için mi olduğunu söyleyemem zaa