hiç kimse || •texting•✔️

otuz altı

selamın aleyküm asklarim

hepinize bol bol opucukler

💞

|Derya

"Öpebilirsin de..." göz kırptı, o an kalbim tekledi, "Nerden olduğu sana kalmış..."

Nefesim kesildi.

Tam anlamıyla nefesim kesildi.

Nefessiz kalarak bir anda onun yüzüne doğru öksürüğümde yüzüne sıçarayan tükürüklerim sebebiyle gözlerini kapadı. Kırpışan kirpiklerini seyretmeyi bırakıp hızla kolumun tersiyle yüzünü sildiğimde yumruğumu dudağına yaklaştırdım. "Sen anca bu yumruğu öpersin dümbük!"

"Olur," diyerek ciddi ciddi gözlerini kapatıp yumruğuma sulu bir öpücük kondurdu.

"Iyy," yumruğumu onun beyaz ceketine sildiğimde neredeyse aynı tarzda giyindiğimizi fark ettim. Beyaz ceketi, içene giydiği çoğunluğu siyah ama beyaz renklerinin de süslediği tişörtü ve siyah bacaklarını saran kot pantolonu ile iyiydi...

"İğrençsin Tolga," yüzümü buruşturdum. Parmak uçlarım ile çenesini kavrayıp önüne dönmesini sağladım. "Nerde kalmıştık biz seninle?"

"Derya hayır!" diye inledi ve yerinde haraketlendi, tam o an ayağı birbirine dolanıp yere kapaklandığında Tolga yerdeydi, ben de sırtının üstünde uzanıyor pozisyondaydım.

"Tolga ayağını da senin de..." uzandığım yerde oturur pozisyona geldiğimde üstünde zıpladım.

"Bir daha," parmaklarımla saçını kavradım. "Benim fotoğrafıma bakarsan seni ters yatırıp," küfrümün devamını getirip getirmemekle tereddüt ettiğimde tekrar zıpladım. "Üstünde zıplarım Tolga... Üstünde zıplarım... Kimse de seni alamaz elimden!"

Tolga'nın üstünde bir kez daha zıplayacaktım ki ikimizin arasına bir ses girdi. Olduğum yerde sıçradığımda Tolga'da irkildi.

"Lan!" diye bağıran bir ses aramıza girdiğinde ikimizde kafamızı sesin geldiği yere çevirdik ama sesin sahibini göremedik. Biraz daha etrafa baktığımda Tolga sırtından beni itekledi ve asfaltta oturur hâle geldi. Tolga gibi asfalta otururken ayaklarımı aralayıp çatık kaşlarla Tolga'ya bakmaya başladım.

Bir metre kadar uzağımdaydı ve ayakkabımın tabanı onun ayakkabısına tabanına değiyordu. Ayaklarını sallayarak, "Elinde hafifmiş..." dedi. Yüzünde tırnak izlerim vardı ve böyle söylüyordu?

Sırıtarak, "Bir daha deneyelim," dediğimde irkildiğini gördüm ve kahakaha attım. Kahkaham durduğunda beni izliyordu.

"Üstüme çıkmak için bu numaralara gerek yok," dedi benim gibi sırıtarak.

Hızla dizlerimin üstünde doğrulup ona yaklaştım, yaklaşmamın şokunu atlatmadan göğsüne yumruk attığımda beni belimden kavradı...

"Hangi gözünle baktın lan benim fotoğrafıma?!" tek elimle ceketine tutundum, "Bu gözünle mi?" parmaklarımla sol gözünü işaret ettiğimde hâlâ bana bakıyordu. "Yoksa bununla mı?" parmaklarımı sağ gözüne yaklaştırdım. "Ya da her ikisiyle?"

Boşta kalan eliyle gözüne sokmak üzere olduğum parmağımı eliyle kavradı, ceketini kenara itip elimi kalbinin üstüne koyduğunda"Burasıyla..." diye fısıldadı. "Burasıyla baktım..."

Kalbim durdu.

Bakışlarım onun siyah gözlerinde takılı kaldı, nefesimi dudaklarımdan yüzüne üflediğimde kirpiklerini kırpıştırdı. Birkaç dakika zaman kavramı yitirdim, onun gözlerine baktım ve sevgi kelimesini gözlerinde gördüm. Bana sevgiyle baktı.

Şokla kala kaldığımda bu durum onu güldürdü ve aramızda mesafe bıraktı. "Seni seviyorum Derya..." kalbinin üstündeki parmaklarımı daha fazla tişörte bastırdı, kalp atışları avcumdaydı...

"Bu şaşkın şaşkın bakan gözlerini," gülümsedi, kalbim tekledi. Üstümde değişik etkileri vardı ama kalbimi durduruyordu. "Tombul yanaklarını," tek elini belimden uzaklaştırıp yanağıma yaklaştırdığında şok içinde haraket edemiyordum. Yanağımı çekiştirdi. "Çok tatlısın..."

"Lan amına koyayım!"

Aramıza giren sesle kafamı sesin geldiği yöne çevirdim.

"Lan oha! Lan, lan siktir!"

Birol elinde tuttuğu çiçekle şok içinde bize bakıyordu.

Boştaki elini göğsüne yerleştirdi. "Hayırlı işler kardeşim." elini yanındaki arabanın camına yasladığında tekrar konuştu. "Ama böyle yolun ortasında," yüzünü ekşitti, "Ayıp yavrum bir gören olacak. Neyse ki ara sokaktasınız he.."

"Siktir git Birol!" dedi Tolga, sesinde sinir vardı, "O çiçeği götüne sokarım senin defol burdan!"

"Tamam tamam," Birol yaslandığı yerden doğruldu. "Bunlar tehlikeli işler kardeşim ama kolay gelsin," sırıttı. "Söylemeden geçemeyeceğim ama fantazinize bayıldım..."

Tolga yerden bir taş alıp kendisine fırlattı, Birol ayağına gelen taşla zıplayıp kurtulurken dil çıkarttı. "Zaa!"

"Dilini boğazına dolarım senin siktir git!"

"Dolasana!"

Tolga tekrar yerden taş almak için hareketlendiğinde hâlâ üstümde yarattığı şokun etkisindeydim.

Kalbim çok hızlı atıyordu, tek eli hâlâ belimdeydi ve çekmeye niyeti yok gibiydi...

Birol hızlı adımlarla kenardan kenardan ilerlemeye başladı. "Biz kuytu köşe de abisinden çekiniyoruz! Beyefendi yolun ortasında tövbe estağfurullah şeyler yapıyor!" Bize bir bakış atıp avcunu göğe doğru kaldırdı. "VAllah'i onlar yarabbim ben değil..."

Gözlerimi Birol'dan Tolga'ya çevirdiğimde kendime geldim. Beni seyrediyordu. Bakışlarım ceketine tutunduğum eline kaydığında elimi ateşe değmiş gibi çektim. Hızla dizlerimin üzerinde oturmayı bırakıp ayağa kalktım.

"Bu.. Bu ne angut haraketler lan zırto!?" yerimde kendisine eğilip kafasına tokat attığımda elimi kavrayıp benden yardım alarak doğruldu. Yerinden doğruluğunda sırıtarak elimi bıraktı.

"Bu kelimler ağzınıza yakışmıyor hanımefendi..." pantolonunu temizlemeye başladı.

"Ne yakışıyormuş ağzıma?"

Gözlerini bana çevirdi. "Söylersem, dayak yerim..."

Kafamı ard arda salladım, "Söyle söyle!" işaret parmağımla kendisini göğsünden itekledim ve hemen geriye çekildim. Biraz önceki gibi şeyler olsun istemiyordum. Kalbimin sesleri daha durmamıştı!

Dudaklarını büzdü ve ne demeye çalıştığını anladığımda ağzım açık kaldı.

"Seni.." diye mırıldandım. "Evet beni?" sırıtıyordu.

Sinirle ayağımı havaya kaldırıp diz kapağının arkasına tekme attım, yerinde sendeledi ve duvara tutundu. Bir tane de götüne tekme atıp koşmaya başladım. Koşarken, "Angut!" diye bağırdığımda kahkaha attı.

Gerçekten aptaldı!

Beni de aptala çevirmişti

•

cok tatlis geldiler gozume...

Seviliyorsunuz

Mutlu kalın♡

instagram: eskimisprangalar