9

16.5K 1.2K 3.8K
                                    

"Ben gitmicem dedim! Hiçbir yere gitmicem! Paris'e falan gitmicem! Yine kod konuşacaksın! Yine iş! Yine holding! Yine saçma şeyler!"

"Felix, sakin ol."

"Olmayacağım! Gitmek istemiyorum, kimse beni Kore'den Paris'e götüremez!"

Hyunjin, okuduğu kitabı masaya koyup yerinde çırpınan çocuğa bakmıştı. Paris'e gideceklerini söylediğinden beri, Felix çırpınmadan durmuyordu.

"Asla götüremezsin beni! Burada da çırpınmaya devam edeceğim!"

"O zaman Younghoon abin'in yanında kalacaksın."

Dediğinde, Felix çırpınmayı durdurup kaşlarını çatmıştı.

"Onun yanında kalmak istemiyorum."

"Karar ver ya benimle paris'e gelirsin, ya da Younghoon abin'in yanında kalırsın."

Hyunjin tek kaşını kaldırıp söylediğinde Felix, sessiz kalmıştı. Hiçbiri iyi değildi onun için.

"Younghoon'un yanında kalacağım."

"Younghoon abi diye hitap edeceksin demedim mi ben sana?"

Hyunjin ona abi dedirttmesinin sebebi, onu kıskanmasıydı. Ama Younghoon ondan cidden çok büyüktü. Mantıklıydı.

"Ayrıca onun yanında kalınca kurallar var."

"Ne??"

Felix kaşları çatık bir şekilde sorduğunda, Hyunjin yaslandığı koltuktan biraz öne gelip öksürmüştü.

"Birincisi onunla kahvaltı etmeyeceksin. Onun dediklerine uyacak ve küfür etmeyeceksin. Onun odasına girmen ise yasak. Telefonunu da alacağım. Kendi odandan çıkmakta yasak. Televizyon izlemekte bu yüzden yasak."

"Kalmıyorum ben Younghoon abiyle falan ya!!"

Felix yerinde çırpınmaya yeniden başladığında, Hyunjin gülmüştü.

"O zaman benimle geleceksin."

Felix duraksayıp, Hyunjine bakmış ve kafasında bir şeyler hesaplamaya çalışmıştı.

"Oraya yol kaç saat?"

"15 saat."

Felix nefes verdiğinde, Hyunjin kaşlarını kaldırmıştı.

"Niye sordun?"

"Seninle kaç saat aynı uçakta kalacağım diye düşündüm."

"Çok değil, üzülmelisin."

Dalgayla söyleyip masaya bıraktığı kitabı geri eline almış ve sayfaları çevirmeye başlamıştı.

"Hayır sevinmeliyim."

"Benden nefret ettiğini biliyorum, dalga geçtim sadece."

"Senden nefret etmiyorum."

Dediğinde Hyunjin, kaşlarını kaldırmış Felix'e bakmıştı. Felix ise düz bakışlar atıyordu Hyunjin'e.

"Seni kaçırdım, birlikte yaşamaya zorladım, bir katilim. Benden nefret etmemen saçma. Yalan söyleme. Sana bunun için ceza verecek değilim."

"Sen bana ailemden daha iyi davranıyorsun. Televizyon izlememe izin veriyorsun, bir telefonum var, bir odam var. Orada hiçbiri yoktu, biliyor musun?"

Hyunjin Felix'e yakınlaşıp elini Felix'in beline koyup okşamıştı belini.

"Kahvaltı edebiliyorum, arkadaşlarımın evine gidebiliyorum, arkadaşlarım evime gelebiliyor.. ve daha bir çok şey. Arkadaşım evime gelince utanacak bir annem yok. Anneme bağıran şiddet uygulayan bir babam yok. Mükemmel değil mi? Onların yerine yakışıklı anlayışlı bir adam var."

Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin