i won't ask you to wait

1.8K 180 72
                                    


Sabah neler yaşandığını göstermek için yazılmış kısa bir bölüm

Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyor ve deli gibi suçlu hissediyorum. Hiçbir şey olmamış gibi davranmam mümkün değil. Dün gece altında saatlerce nasıl inlediğimi hala çok net hatırlarken asla normal davranamam.

Tanrım, seviştiğimize inanamıyorum. Uzun zaman sonra, düşünmeden, birbirimizi incitmeye çalışarak sevişmiştik. Ve hepsi benim yüzümden gerçekleşmişti.

İçimde pişmanlığa benzer bir duygu vardı ama yine olsa yine yapacak olduğum gerçeği bunu pişmanlıktan uzaklaştırıyordu. Zayn'in ne düşündüğünü merak ediyordum ama hala tek kelime etmemiştik.

Sabah uyandığımda onun zaten uyanık olduğunu görmüştüm, benim uyandığımı görünce kalkıp yanına aldığı kıyafetlerle doğrudan banyoya girmişti. O çıktıktan sonra da ben girmiştim, asla konuşmamıştık.

Odadan çıkacak ya da onunla konuşmaya cesaret edecek yüzüm yoktu zaten. Hem boşanmak istediğimi söyleyip, hem de onu baştan çıkarmaya çalışmıştım. Aptal gibi hissediyordum. Eminim onun kafasını da karıştırmıştım.

Her şeyi daha bok mu etmiştim? İçimde garip hislerin karışımı vardı, başımı ağrıtıyordu. Dün geceyi hafızamdan silmeye çalışmama rağmen her saniyesi capcanlıydı.

Derin bir nefes alıp heyecandan midem bulanırken sonunda odadan çıkmaya cesaret ettim. Şu an nerede olabilirdi? Oraya gitmemeye çalışacaktım.

En güvenli yer mutfak gibi geldi. Bahçede, balkonda ya da salonda olması daha yüksek bir ihtimaldi. Kendi kendimle anlaşıp direkt mutfağa indim. Odadan çıkmak bana iyi gelmişti, mutfağa doğru yürürken gerginliğim neredeyse geçmişti bile.

İçeri girip doğrudan kapının önündeki buzdolabına gittim ve su içmek için kapağını açtım. Küçük cam sürahiyi aldıktan sonra kapağı kapattım.

"Günaydın."

Duymayı beklediğim en son ses birden kulaklarıma ulaştığında yerimden sıçramıştım. Kalbim çarparken sürahi elimden kayıp gitti.

Elimle ağzımı kapatıp ilk önce yerdeki kırık cam parçalarına, sonra Zayn'e baktım. Kaşlarını çatarak oturduğu yerden kalktığında kızacağını düşünmüştüm, nedenini bilmiyordum.

"İyi misin?" diye sordu, camlara basmamaya çalışarak yaklaşırken.

Elimi saçlarıma geçirdikten sonra ona cevap vermeden kırıkları toplamak için eğildim. O da eğildiğinde ona fırsat vermeden hızlıca toplamaya çalıştım.

"Earth," Lütfen. "Sadece günaydın dedim, neden korktun?"

"Bilmiyorum.."

Sesim de titremişti ama yüzüne bakmadan kırıkları toplamaya devam ettim.

"Bırak," dediğini duydum. "Ellerin titriyor. Ben hallederim."

"Gerek yok. Ben düşürdüm."

Daha fazla uzatmayıp bana izin verdiğinde birlikte toplamaya başladık. Aklımda sadece dün gece yaşadıklarımız, birbirimize söylediklerimiz vardı ve şu an yüzünün tam karşımda olmasının boynumu kızarttığına emindim.

Belki de onu dinlemeliydim çünkü elim deli gibi titrerken kırık cam parçaları tutmak iyi bir fikir değildi. Avcum kesildiğinde anlamıştım bunu. Küçük bir kesik değildi.

Zayn bunu gördüğü anda bir küfür savurup benimle birlikte ayağa kalkmıştı. Avcum kanla dolarken ağlamak istedim ama yapamadım. Canım acıdığı için ağlamak istedim. Canımı yakan şey kesik değildi.

exile ¬ malikWhere stories live. Discover now