19

4.1K 490 195
                                    

bu bölümü yazarken çok uwu hissediyorum kendimi. bölüm uwu olur mu bilmem ama ben öyleyim.

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ♡

bölüm şarkısı: batuhan kordel - sıcak şarap

🌈

"jimin hyung!"

jungkook elini havaya kaldırıp jimin'e doğru seslendi ve onu oturdukları masaya çağırdı.

yoongi oldukça stresliydi çünkü jungkook ve taehyung'la yaptığı son konuşmasından bu yana kendini diken üstünde hissediyordu.

taehyung başını jungkook'un omzundan kaldırdı ve yanlarına gelen jimin'e baktı gülümseyerek.

jimin yine cıvıl cıvıldı. selam verip sandalyelerden birini çekti ve oturdu. gözleri yoongi'nin yeşil gözlerini bulduğunda gülüşü daha da artmıştı. bugün oldukça neşeli duruyordu. jungkook bunu fark edince hemen söze girdi, "yüzünde güller açıyor jimin hyung!"

jimin başını geri atıp güldüğünde eliyle ağzını kapatıp gülüşünü saklamaya çalıştı. oldukça enerjikti.

"ya," dedi tatlı bir sesle. "bugün keyfim yerinde."

"a-a," gülmeye başladı taehyung. "bak sen şu gülüşe... ne oldu? hayırdır bakalım niye bu kadar mutlusun?"

yoongi jimin'i böyle gördüğü için yüzündeki sırıtışı silemiyordu. ancak o da sebebini merak etmişti.

jimin, hazır olun der gibi arkadaşlarına yaklaştı ve "seokjin hyung sonunda ayarladı!" dedi bağırarak.

yoongi neyden bahsettiğini anlamamıştı ama taehyung ve jungkook anlamış olmalıydı. bir anda ayaklandılar ve bağırmaya başladılar sevinçle.

"sen ciddi misin!?"

"evet!"

"inanamıyorum! hayır bu bir şaka!?"

"değil taehyung değil! sahiden oldu! çok mutluyum anlatamam!"

yoongi'nin kaşları çatıldığında sırtını dikleştiriverdi yavaşça. araya girerek "ne oldu?" dedi. yüzündeki tebessümü korumaya çalışıyordu.

jungkook sandalyesine geri oturdu ve heyecanla yoongi'ye döndü, "seokjin hyungun babası güney kore'nin en reytingli televizyon kanalının sahibi. jimin hyung ne zamandır staj yapmak istiyordu orada. seokjin hyung sonunda ayarlamış!"

jimin ayağa kalkıp tuhaf hareketler yapmaya başladı sevinçten. kıpır kıpırdı yerinde duramıyordu.

yoongi duyduğu şeyle birlikte yüzündeki tebessümü artırmış ve diş etlerini göstererek gülmeye başlamıştı. jimin adına çok sevinçliydi. utanmasa eğer boynuna sarılı-

jimin bir anda yoongi'nin boynuna sarıldı. kollarını sımsıkı doladığı ince beden bunu beklemediğinden şok geçirmişti. elleri havada kaldı. jimin kollarını daha da sıkılaştırdı. tatlı mırıltılar çıkarıyor, kahkaha atıyordu. yoongi şoktan ellerini jimin'in beline dolayacak vakti bulamadan jimin yoongi'yi bıraktı.

gördüklerine inanamayan taekook ikilisine döndü ve bu kez de onlara sarıldı sıkıca. mutluluktan kafayı yediğini düşünüyordu jimin. deli gibi dans etmek, olduğu yerde zıplamak istiyordu.

yoongi yaşadığı şoku atlatamadı. nefesi kesilmişti sanki. jimin'in güzel kokusu ciğerlerine doluşmuştu ve bunun verdiği hazzı kelimelerle anlatamazdı.

jimin, taekook ikilisini bıraktığında ikisi de aynı anda sandalyeye çakıldı. jimin öyle bir tutup sarmalamıştı ki yerlerinden kaltıklarını çok sert oturunca fark ettiler.

jimin bir süre olduğu yerde durdu. garip hareketler yapmaya devam etti. kampüs kalabalıktı. ancak kimse jimin'n garip hareketlerini takmıyordu.

jimin gülerek yerine geri döneceği esnada taehyung ayaklanan yoongi'yi fark etti. hızlı bir karar vermesi gerekiyordu. bu nedenle çok düşünemedi ve jungkook'u bir anda öne doğru ittiğinde jungkook jimin'e çarptı, jimin ise dengesini kaybederek kendini yoongi'nin kolları arasında buldu.

yoongi'nin gözleri de jimin'in gözleri kocaman açılmıştı. yoongi'nin eli jimin'in belinde sarılı (sanki az önce sarılamadığı için tanrı'nın bir hediyesi gibi) jimin'in kolları ise yoongi'nin kollarına tutundu.

jungkook ise bu manzaraya bakıp kafasını yavaşça taehyung'a çevirdiğinde sevgilisinin yüzündeki sinsi gülüşü yakaladı. taehyung kaşıyla ikiliyi işaret edip jungkook'a göz kırptığında jungkook "aklını yerim," dedi dudağını oynatarak. sonrasında ise taehyung'u kendine çekerek dudaklarını birleştirdi. uzun soluklu bir öpüşme olacak gibi duruyordu.

yoongi jimin'i çok iyi tutamadığından bir anda kendiyle birlikte onu da yere düşürdüğünde jimin acıyla gözlerini kapadı. düşerken kolları yoongi'nin boynuna sarılmıştı. yoongi'nin elleri ise hâlâ jimin'in üstüne yattığı belindeydi.

oldukça yakın durduklarını jimin gözlerini araladığında fark etti ikisi de.

şimdi bu durumdan sonra ne olacağını düşünüyordu yoongi. salak taekook'un salak taktikleri doluştu zihnine. dediklerini yapmış jimin'i sahiden kucağına düşürmüşlerdi. onları sevse mi dövse mi bilmiyordu yoongi.

yeşil gözleri istemsizce jimin'in dudaklarını turladığında tuttuğu bedenin kıpırdandığını hissetti. gözleri tekrar jimin'in gözlerini bulduğunda jimin, bir süre yoongi'nin yeşil gözlerine takılı kalmış hemen ardından ise odağını öpüşen taekook olarak değiştirmişti.

yoongi'nin nefesini yüzünde hissediyordu ve kalbi ağzında atıyordu sanki. bundan hoşlanmadı. onun boynuna sarılı ellerini yavaşça gevşetti jimin. yoongi ise transa geçmiş gibiydi. sevdiği çocuğun yüzünün her detayını aklına kazımak istiyordu sanki.

zor bela kendine geldiğinde jimin gibi o da ellerini yavaşça çekti. kendini de geri çektiğinde jimin'in doğrulmasına yardımcı oldu.

ikisinin de kalbi güm güm attığından kulakları iyi duyan yoongi, bu sesin sadece kendi kalbine ait olduğunu düşündü.

jimin'in boğazını delip geçecek olan kalbinden haberi yoktu. bu ihtimalin varlığını aklına bile getirmedi.

jimin'in ne kadar etkilenmiş olduğundan bir haberdi.

jimin ise umutla dua ediyordu. yoongi'nin kalp atışını duymasını istemezdi. çünkü bu çok tuhaftı.

neden kalbi böyle atıyordu?


jimin'in kalbi neden öyle attı ki ab?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

jimin'in kalbi neden öyle attı ki ab?

yoongi benim üstüme düşse benim kalbim atmazdı misal. çünkü ölürdüm

ilysb ✓Where stories live. Discover now