27

3.9K 483 169
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

bölüm şarkısı: müzik kutusu :")

bu bölüm jimin'in ağzından olacak.

🌈

seul'e geleli bir saat olmuştu. saat sabahın yedisiydi. jungkook ve taehyung istasyonda beni karşıladıklarında içimde büyük bir huzursuzluk vardı. bu huzursuzluk stajımı yarıda bırakmamla ilgili değildi. zaten bırakıp gelmemin sebebi de kendimi iyi hissetmiyor oluşumdu.

yine de seul'e vardığımda yüreğim biraz olsun soğumuştu. garip bir histi. canım acımıyordu ama mutlu da değildim. bir hafta içinde günden güne daha da kötü bir hale gelmiş olduğum gerçeği, beni telaşlandırdı. bu olanlar, birçok hastalığa sahip olduğumu düşünmeme sebebiyet vermişti.

ancak anlayamadığım bir şekilde buraya döndüğüm an yaşadığım nefes darlığı, göğsümdeki o baskı, bir anda kalkmıştı sanki ortadan. dediğim gibi, her şey geçmişti. ancak içimdeki o huzursuzluk, bir şeylerin yanlış olduğu hissi, asla geçmedi.

taehyung'a geri döneceğimi söylediğim mesajlarda, aslında onun da bana önemli bir şey söyleyecek olduğunu öğrendim.

ve keşke, bu önemli şeyin ne olduğunu öğrenmeseydim.

aynı günler içinde benim kadar, hatta benden daha kötü, yoongi hyungun da kötüleştiğini öğrendim. sebebini anlayamıyordum. taehyung ve jungkook beni karşıladıkları zamanda bitik bir durumdaydı.

bu o an olduğumdan daha da kötü hissetmeme sebebiyet verdi.

yoongi hyunga ne olduğunu sordum sürekli. yol boyunca belkide sadece bunu sordum. hiçbir cevap alamadım. gidince, dediler sadece. gidince öğrenirsin dediler ve yol sanki geçmek bilmedi. içimdeki huzursuzluk büyüdükçe büyüdü. göğsümün tam ortasına yerleşti.

o zamana kadar yoongi hyungun hiç görmediğim evine vardık. kendi evime uğramadan ona uğramak istedim. sabahın bu kör saatinde, yol yorgunu olduğumu önemseyemeyecek durumdaydım. o an aklımda bu yoktu. kalbim korkuyla atıyordu çünkü. ne olduğunu bilmek istiyordum.

jungkook'un "yoongi hyung kıpırdayamıyor bile," demesinin sebebini merak ediyordum. bunun sadece mübalağa olmasını ümit ediyordum ancak öyle değildi.

içinde kıyafetlerimin olduğu küçük bir bavulum vardı. eve girer girmez onu rastgele bir yere fırlattım. daha önce bu eve hiç gelmemiştim ama sanki tüm odaların yerini biliyor gibiydim. yüreğim ağzımda atıyordu. şuursuzca merdivenleri tırmandım. bu nasıl bir histi bilmesem de yoongi hyungu hissediyordum sanki.

herhangi bir odaya daldım, onu orada bulacağımı ümit ederek.

kapıyı açar açmaz ise karşımda onu gördüm. yatakta yan dönmüştü, dizleri karnına çekili, bir eli ise sol göğsündeydi. kalbinin üzerinde.

gözleri kapalıydı. göz kapakları titriyordu. neden böyle olduğunu anlayamadım. içimde bir şeyler koptu gitti sanki. yatağına yaklaştım. önünde dizlerimin üzerine çöktüm. siyah saçları alnına yapışmıştı. terliydi.

saçlarını yavaşça ayırdım. ellerim titriyordu ona dokunurken. avcumu alnına yasladım. çok sıcaktı hyungum. fazla sıcaktı. gözlerim dolmaya başladı, ellerim daha da titrek bir hale geldi. "hyung," dedim çaresizce.

parmaklarımı göz kapaklarına gezdirdim. kirpiklerine dokundum. kalbim niçin böyle acıyordu. sanki sürekli intihar ediyor gibi bir histi. sanki sürekli ruhum bedenimden çıkıyordu. arka arkaya tekrar ediyordu ve bu asla geçmiyordu.

ilysb ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin