oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
🌈
jimin düşünceli bir şekilde çevresinde toplanan kedilerin mamalarını yiyişlerini izliyordu.
kaldırım kenarında yere çömelmiş, kollarıyla bacaklarını sarmalamıştı.
jimin'in bu düşünceli halleri bir tek sarı ve gri kedinin dikkatini çekti. onlar bu yüzden mama yemiyor sadece jimin'i izliyordu.
jimin, kafasında istemsizce kurduğu düşüncelere dalmıştı. ister istemez minseok ile kendini kıyaslama gereği duymuştu. bunun nedeni minseok'un kaba biri oluşuydu. jimin kendini ondan farklı görüyordu dolayısıyla düşünüyordu. yoongi demek ki onu öyle sevmişti. ya da belki de sahiden iyi bir tarafı vardı.
sarı kedi, gri kedinin üstüne çıkarak onu yere düşürdü. ardından ise kendi de üstüne yatarak patilerini üzerine koydu.
jimin'in bakışları bu iki kediyi bulduğunda kendi hallerinde oynadıklarını düşündü. dudakları yana kıvrıldı. onları sevimli buluyordu. ancak iki kedi oyun oynamaktan ziyade jimin'i izliyor, onun hakkında düşünüyordu.
jimin'e çok ilginç geliyordu bu olanlar.
yani en azından yoongi'nin minseok'u sevmesini beklemiyordu. başından beri biliyordu birine aşık olduğunu... ancak o kişi, jimin'e göre minseok olmamalıydı.
jimin niçin böyle hissettiğini çözümlemese de kendini hayal kırıklığına uğramıştan beter hissediyordu. üstelik çoğu zaman, aklına bahçedeki düşüşleri geliyordu ve kendine bunu kabul ettirmesi zordu.
lâkin yoongi'nin yüzünü hayal edip duruyordu işte. hatta onu ilk gördüğü andan beri yeşil gözlerini düşünüp duruyordu. bunun sebebi neydi?
sebebi her neyse jimin bu fikirden hiç hoşlanmamıştı.
doğru bulmuyordu.
"jimin-ah!"
onu düşüncelerinden çıkaran sese doğru döndüğünde yanına gelen yoongi'yi gördü. gözleri şaşkınlıkla büyüdüğünde, avcunda sıkıca tuttuğu mama poşetini yere düşürdü ve etrafa saçılmasına sebep oldu.
yoongi'yi gören kediler bir anda ortamı terk etmeye başladıklarında bir tek iki kedi olduğu yerde duruyordu. onlar alışkındı yoongi'ye bu yüzden rahatsız değillerdi.
"hyung?" dedi jimin şaşkınca. ayağa kalktı ve karşısına dikildi. "ne işin var burada? bir şey mi oldu?"
yoongi bir anda "içim rahat değil," dediğinde nefes nefeseydi. jimin'in gözleri kısıldı, eski haline döndü.
"ne oldu?" diye sordu anlamak için. "iyi misin? koştun mu sen?"
yoongi soluklanmak için ellerini dizlerine koydu ve kafasını salladı. "koştum," dedi zor bela.
"içim rahat değil."
"neden?"
jimin şaşkınca yoongi'ye bakıyordu. onu görünce vücudu ısınmıştı sanki. kendini hiç iyi hissetmemeye başladı. yine de belli etmemeye çalışıyordu. neticede böyle hissetmesinin bir mantığı yoktu.
hem de yoongi'nin kalbi doluyken...
gri kedi üzerinde yatan sarı kediyi ittirip ayaklandı ve onları daha iyi görebilecekleri bir yere doğru çekiştirdi.
yoongi soluklandıktan hemen sonra doğruldu. yeşil gözleri jimin'in gözlerini bulduğunda, jimin birkaç kez kirpiklerini kırpıştırdı.
gri ve sarılı bu olanları akıllarına not alıyordu.
