8🍷

11.5K 1K 1.2K
                                    


Derin bir nefes alıp aklıma gelen ilk soruyu sormaya karar verdim.

"Vampirler yaralanır mı?"

Hyunjin düşünüyormuş gibi yaptı.

"Evet yaralanırlar ama 5 saniye içinde iyileşirler. Yaranın boyutu ne olursa olsun iyileşme süresi değişmez."

"Vay be, çok iyi."

Şaşkınlığımı gizleyemeyerek verdiğim tepkiye Hyunjin belli belirsiz gülümsedi.

"Peki Vampirler yemek yer mi?"

"Biz kanla besleniriz. Ama vücudumuz katı gıdalara ihtiyaç duyduğunda mecburen yemek zorunda kalıyoruz. Ama tat alma duyumuz yok."

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Nasıl olabiliyordu ki bu?

"Gerçekten mi? Yani senin en sevdiğin yemek yok mu?"

"Yooo var. Kimchiyi seviyorum."

"Kimchi mi?"

"Evet, onun kokusu güzel. Eminim tadı da güzeldir."

Başımı sallayarak diğer soruyu sormak için hazırlandım.

"Vampirlerin koku duyusu nasıldır?"

"Oldukça kuvvetlidir. 1 km ötesinden 1 damla kanın kokusunu çok net bir şekilde alabilirim."

Şaşkınlığım her sorduğum soruyla daha da artıyordu.

"Peki vampirler hiç aşık olur mu?"

Sorduğum soruyla Hyunjin'in kaşları havalandı ve yüzü yine anlamadığım bir ifadeye büründü.

Kısa bir zamanın ardından yine belli belirsiz bir gülümseme bıraktı ortaya.

O kadar belirsizdi ki sadece dudaklarını kıvırdı bile diyebilirdim.

"Vampirlerinde duyguları vardır Felix. Bizde mutlu oluruz, bizde üzülürüz, bizde güleriz, bizde ağlarız ve bizde aşık olup birini severiz-..."

"...- Aynı benim olduğum gibi..."

"Efendim?"

Son cümlesini kısık sesle söylediği için anlamamıştım ama üzerinde durmamaya karar verdim.

"Ama sen hiç gülmüyorsun."

Aniden aklıma gelen şeyle kendimi durduramadan kelimeler ağzımdan çıkmıştı.

"Gülüyorum."

"Yooo gülmüyorsun."

İnatlaşmaya başlamıştım.

"Gülüyorum, sadece yanımda kimse olmuyor. Yanımda biri varken gülemem."

"Neden?"

"Çünkü yanımda biri varken gülersem sivri dişlerim ortaya çıkar ve vampir olduğum ortaya çıkar."

Çok mantıklı bir sebepti. Ama yinede gülmesini istiyordum işte.

"Ama benim yanımda gülebilirsin."

Cevap vermedi. Bende üstelenmemeyi seçtim.

"Vampirler uyur mu?"

"Hayır, uyumaz."

"Ama kampa gelirken yol boyunca omuzumda uyumuştun."

"Uyumamıştım."

"Ne yani rol mü yaptın?"

"Bir nevi. Omuzun çok rahattı ve kokun oldukça güzel. Eğer uyuyabiliyor olsaydım, omuzunda uyumak güzel olurdu."

Çok değişik hissediyordum ve bu her Hyunjin'le konuştuğumda oluyordu.

Benimle konuşurken garip şeyler söylüyordu ve daha sonra genellikle açıklama bile yapmadan gidiyordu.

"Sanırım teşekkür etmem gerekiyor."

Omuz silktiğimde konuşmanın sonlandığını anlamıştım.

Yavaş yavaş uykum gelmeye başlıyordu.

"Uykun geldi. Yat artık sonra devam ederiz."

"Sen?"

"Ben ne?"

"Sen yatmayacak mısın?"

"Ben uyuyamıyorum ki."

"Şey benim karanlık korkum var da. Gitmesen yanımda yatsan olur mu?"

Hyunjin yine beli belirsiz gülümseyip kenarda duran örtüyü üzerime örttü.

Ardından o da yavaşça yanıma yatıp direk yüzüme baktı.

Gözleri kehribar renginden kırmızıya geçerken yavaşça geri çekildim. Sanırım onu zor duruma sokuyordum.

"Beni zor duruma sokmuyorsun Felix. Lütfen böyle düşünme. Sadece kokun yakından geldi o kadar."

Artık zihnimi okumayı bırakması gerekiyordu.

"Bırakamam."

Gerçekten buna bir son vermesi gerekiyordu.

"Zihnini hala okuyabiliyorum. Ve hayır son vermeyeceğim."

Ellerimi saçlarımdan geçirip arkamı döndüm.

Neden okumak zorundaydı ki?

"Hala okuyorum."

"Hadi ama, kes şunu."

"Hayır."

"Neden?"

"Çünkü aklından geçirdiklerini merak ediyorum."

Sinirle derin bir nefes alıp geri verdim.

Daha sonra tekrar Hyunjin'e dönerek başımı Hyunjin'in göğsüne koydum. Ardından 'iyi geceler' cümlesini içimden geçirip gülümsedim.

"Sanada."

Beklediğim cevabı aldığımda gülümsememin genişlemesine izin verdim ve gözlerimi kapattım.

???????????????????????????

Sabah gözümü araladığımda gördüğüm ilk şey belimi sımsıkı sarmış olan kollar oldu.

Dün akşam olan olaylar sırayla aklıma dolarken gülümsedim. Başımı üzerinde yattığım göğüse sürttüm.

"Günaydın."

Aniden gelen sesle başımı kaldırıp gözlerimi parlak kırmızı gözlerle buluşturdum.

"Günaydın."

Gülümseyip yerimde doğruldum.

"İyi uyudun mu?"

Düşünüyormuş gibi yaptım. Ardından gülümseyerek cevap verdim.

"Evet çok rahat uyudum. Seni rahatsız etmedim değil mi?"

"Hayır bende oldukça rahattım."

Aradaki sessizliğin daha fazla uzamaması için gergince gülümseyip ayağa kalktım.

"Ş-şey o zaman otobüste görüşürüz."

O da başını salladığında çadırdan çıkıp Jisunglara doğru ilerledim.

Bugün son gündü. Kahvaltıdan sonra otobüse binip geri dönecektik.

:::::/:::::::::::::::::::/

Hyunjin'in ağzından:

Onun hiç bir şeyden haberi yokken benim ona karşı böyle hissetmem artık dayanılmaz bir hale gelmişti.

Dayanmakta zorlanıyordum. Hiç kimseye karşı böyle hissetmemiştim.

Onun kokusu, bakışı, her şeyi beni baştan çıkarıyordu ama onun bundan haberi bile yoktu.

O çok savunmasız ve masumdu.

Bende tüm kötülüklerin ortasındaydım.

Yinede dayanamalıydım. Onun iyiliği için bunu yapmam gerekiyordu.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

Dear vampire 🍷 / HyunlixOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz