Bölüm İki; Sen Kimsin ?

449 298 39
                                    


Bölüm Şarkısı: SVRCINA; Who Are You?

You are not such an easy target
- Sen kolay bir hedef değilsin
One minute i know you, then i don't
-Bir dakikalığına seni tanıyorum, sonra tanımıyorum
I know you, then i don't
Seni tanıyorum, sonra tanımıyorum

              Yalnızlık insanlara çok şey öğretmiştir. Ama sen gitme cahil kalayım.

                              Nazım Hikmet Ran

Leon;

Otel odasından çıktıktan sonra arka kapıda bekleyen karavana bindik. İçerisi cephanelik gibiydi, birçok uydu sistem, takip bilgisayarları ve silah vardı. Etrafı izlerken Mosess'i gördüm. Şaşırmıştım onu burada göreceğim hiç aklıma gelmezdi. Eskisi gibiydi asker tıraşından asla vazgeçmeyecekti. Yıllar önce ona hediye ettiğim gemi çapası şeklinde ki bileklik hala kolundaydı.

Her zaman ki gibi askeri kamuflajları üzerindeydi. Beyaz teni, sarı kısa saçları, yeşil gözleriyle yine oldukça yakışıklı gözüküyordu tek sorunu kırık olan burnuydu. Burnunu kırışı aklıma gelmişti, gece ranzadan düşmüştü o anıları düşünüp gülümseyerek;

"Dostum, senin burada ne işin var?" dedim.

Kayla Mosess'in yanına gidip;

"Seni çok özledim." dedi ve dudaklarından bir öpücük kondurdu. O an içimde daha önce hiç hissetmediğim bir duygu oluştu. Birkaç saat önce gördüğüm bir kadını neden böylesine kıskanıyordum ki?

Mosses Kayla'nın belinden sarılmış bir şekilde yanıma gelip elini uzattı;

"Leon, kardeşim aramıza hoş geldin." dedi gülümseyerek.

Elimi uzatıp tokalaşırken beni kendine çekip sarıldı Kayla'ya dönüp gülerek;

"Bu adam varya benim hayatımı ordudayken defalarca kurtardı." dedi.

Diyip elini omzuma vurarak;

"Özledim seni dostum, konuşacağımız çok şey var." dedi.

O ara Kayla Mosses'e dönüp;

"Önce benim konuşmam gereken şeyler var, sen sana verdiğim işle ilgilen." demişti.

Tanıdığım o güçlü, heybetli, asi Mosses kedi gibi arkasını dönüp hiç itiraz etmeden gitmişti.

Kayla şoföre kafasıyla işaret verip kapısı olan şoför mahalline geçip direksiyona geçti arkasına dönüp bana bakarak;

"Ne bekliyorsun, gelsene yanıma." diye seslendi.

Sağ koltuğa oturup yerleştikten sonra;

"Ne konuşacağız? Gördüklerimizi mi?" diye sordum.

Cebinden sigarasını çıkartıp yaktı bir tane de bana da uzattıktan sonra marşa bastı. Bana dönüp;

"Evet onları konuşmamız lazım ama önce, o kadar araştırma yapmama rağmen, hakkında hep yarım yamalak bilgiler bulabildim." dedi ciddi bir şekilde.

Uzattığı sigarayı yakıp derin bir duman çektikten sonra;

"Ne öğrenmek istiyorsun." diye sordum.

O sırada radyoda ki şarkının nakaratı girmişti " Who are you ? " (SVRCINA- Who Are You ) Kayla gülümseyip bana bakarak;

"Tam ben soracaktım ama ne güzel denk geldi, sen kimsin Leon?" diyip meraklı gözlerle bana baktı.

Sigaramdan bir duman daha alıp kolyemle oynamaya başladım kafamı öne eğip buruk bir şekilde;

"Kendimle ilgili ilk hatırladığım şey bir yetiştirme yurdunun yemekhanesinde bir parça fazladan ekmek için yediğim tokattı. Annem ve babam kim, ben nereliyim, aslım ve kökenim nedir bilmiyorum. Yurtta çalışan bir teyze ısrarcı sorularıma daha fazla dayanamayıp;

'Seni kapıya atıp gitmişler evladım, hakkında kimse bir şey bilmiyor.' demişti.

Kaç yaşında olduğumu bile bilmiyorum. Kimliğime bakarsan şu an yirmi yedimdeyim ama o doğrumudur bilmem. Adımı yurdun müdürü koymuş ölen kedisinin adıymış Leon, beni çok severdi sağ olsun. Çoğu şeyi bana o öğretti. Lise yıllarıma kadar yurttaydım o zamanlar yurda gelen bir subay bana;

'Boyun uzun, kalıplı ve atletiksin senden tam asker olur.' diyip kahkaha atmıştı.

Sonrasında askeri liseye başladım zaten beni merak eden ve ölümüme yas tutacak kimse yoktu. Benim için biçilmiş kaftandı askerlik, dört senelik eğitimimden sonra orduda istihbarat subayı olarak görev almaya başladım." diyip sigaramı söndürdüm bir tane daha yakıp;

"Hayatım kısaca bilinmeyenlerin gölgesinde, ölümle yaşam arasındaki ince çizgide duruyor. Ordudayken bana taktıkları lakap aslında beni en iyi anlatan kelimeydi, bana;

'Hayalet' derlerdi."

Sözlerimi tam bitirmiştim ki kapıyı Mosses arkadan heyecanlı bir şekilde seslendi;

"İki kilometre ileride Yansıyan devriyesi var uydu görüntüsüne göre on kişilik bir grup." dedi telaşlı bir şekilde.

Uzun zamandır silah kullanmamıştım, içimde biriken öfke ise tavandaydı Caleb'in diktatör tavırları, öldürülen masum insanlar, sapkın inançlarıyla yetim ve masum çocukları kurban eden caniler, yansımalara kurban edilen masum hayvanlar, dışlanılıp köleleştiren insanlar Caleb'in sebep olduğu her şey bir anda aklıma gelmişti Mosses'e dönüp;

"Bana bir tane gece görüşlü nişangah ayarla." dedim ciddi bir şekilde.

Belimden tabancamı çıkartıp şarjöre baktım doluydu. Mosess tam çıkarken;

"Unutmadan bir de kafa kamerası." diye ekledim.

Kayla'ya dönüp ayağa kalktım, ceketimin yakalarını kaldırıp fermuarını tamamen çektikten sonra;

"Hayaleti izlemek ister misin ? Ben kimim bilmek ister misin?" dedim.

Yansıyan; Başlangıç (+18)Where stories live. Discover now