Bölüm Üç; Wilson Combat, Yargıç

410 275 42
                                    

Bölüm Şarkısı; Jen Titus- O' Death

Oh, death
Won't you spare me over another year?...
Ah, ölüm

Beni bir yıl daha bağışlayacak mısın ?....

Egemenlik verilmez, alınır.
Mustafa Kemal ATATÜRK

Kayla;

Leon siyah kot ceketinin yakalarını kaldırmıştı, siyah uzun dalgalı saçlarını parmaklarıyla arkaya sağa doğru yatırıp Wilson Combat'ının şarjörünü kontrol etti, ekipmanlarına kocaman siyah gözleriyle son kez bakıp, sigarasından son fırtı çekti. Tam inerken bana baktı eski karavanın merdivenlerini inerken Mosses omuzundan tutup;

"Kardeşim karşındaki askerler Yansıma'lı hepsini iki kez öldürmen gerektiğini unutma." dedi tedirgin bir şekildr.

Mosses'e dönüp Wilson Combat'ını tetiğinin olduğu kısımdan işaret parmağında çevirerek;

"Yargıç bende hala kardeşim, ayrıca öldüreceğimi nerden çıkardın ki? " diyip gülümseyerek indi karavandan.

Hemen kafa kamerasının bağlı olduğu monitörün karşısına geçtik. Mosses birasını açıp, bir tanede bana uzattı.

"Teşekkür ederim canım." diyip biramı yudumlamaya başladım.

Kimdi bu adam neden onu yıllardır tanıyormuş gibiydim. Ekranda devriye ekibine sessiz sessiz yaklaşmasını izlerken neden onun için bu kadar tedirgin oluyordum diye düşünüyordum. Birayı tek seferde dikip kutusunu elimle büzüştürüp çöp kovasına atmıştım ki Mosses yanda ki ekrana bakıp;

"Hassiktir bir grup daha geliyor, kuzeyden en fazla iki dakikaya diğer ekiple birleşirler!" diye bağırdı korkuyla.

Direkt elime telsizi alıp;

"Leon kuzeyinden bir ekip daha geliyor hemen geri dönmelisin!" diye anons geçtim.

Demiştim ki ilkinin ağzını kapatıp boynunu kırdıktan sonra, savaştan kalma harabe halinde ki eski bir dükkanın içine soktu. Gözlerimizin önünde adamın dilini kesip ters kelepçeleyip yüz üstü yatırdı. Adamın makineli tüfeğini alıp kafa kamerasını çıkartıp yüzüne çevirip;

"Olduğunuz yerde kalın, adamın kayıp olduğunu fark etmeleri uzun sürmez." dedi.

Telsizi Mosses'in elinden alıp;

"Saçmalıyorsun Leon hemen geri gelmen lazım."

Kafa kamerasını tekrar takıp aldığı tüfeğin kurma kolunu çekip emniyetini açtı etrafına bakınırken;

"Huh, hadi bakalım başlıyoruz." diyip birkaç saniyeliğine duraksadı kendinden emin bir şekilde;

"Yarım saate gelmezsem, gidin."diyip kafa kamerasını ve telsizini kapatıp sessizliğe büründü.

Mosses ile birbirimize bakakaldık çok geçmeden silah sesleri başlamıştı. Uydu görüntüsü net olmasada en az yirmi adam sayabiliyordum. Mosses'e bakıp;

"Ç-çıkabilir mi oradan?" dedim.

Mosses tedirgin bir şekilde;

"Kayla çok kalabalıklar ben desteğe gidiyorum." dedi.

Yansıyan; Başlangıç (+18)Where stories live. Discover now