Bölüm 3: TEPEDE BİR GÜN BATIMI

66 30 634
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

==--==--==--==--==

 Gök yüzüne kaldırdı başını. O tertemiz havayı sanki son kez soluyormuş gibi içine çekti. Yıllar içinde suç yuvasına dönmüş Los Angeles'in ağaçlık bir tepesinde, emanet arabasının kaputunun üstünde oturmuş etrafı seyrediyordu.

  Ortalama boylarda ve zayıf bir kiloda olan bu genç erkek, kendini manzaranın doyumsuzluğuna kaptırmış, hayaller aleminde yüzüyordu.

  Üzerinde olduğu yüksek tepe şehrin yukarıdan görülmesine olanak sağlayan, gür bir ormanın bulunduğu ve gün batımının veya gün doğumunun seyir edilebileceği en iyi yerlerden birisi olabilirdi.

  Tepeye bir yol çıkıyordu. Geniş asfalt yolun her iki kenarında da kaldırımlar bulunuyordu ki isteyenler bu doyumsuz manzarayı yürüyerek de gözlemleyebilsin.

  Makam arabasına benzeyen bir araç, sakince arabasının kaputunda oturan gencin yanına yaklaşıyordu ve onu da arkalarındaki polis araçları takip ediyordu. Makam aracı gencin arabasının yanına kadar geldi ve durdu. Polis arabaları da etrafta durmuşlardı. Makam aracından inen sürücü hemen arka kapıyı açtı ve içeridekinin çıkmasını bekledi.

  O makam arabasını andıran lüks arabanın arka kapısından tecrübeli Emniyet Müdürü Karl ağır ağır indi ve üzerini düzeltti. Onu gören genç, hemen arabasının kaputundan inip Karl gibi üzerini düzelttikten sonra yaşlı adama doğru koşar adımlarla yaklaştı. Heyecanı her halinden belli olan gencin yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ve hatta az daha dudakları gerilse kulaklarına rahatça değebilirdi.

  "Seni burada görmeyi beklemiyordum açıkçası. Tam da önemli sınavların yaklaşırken neden buradasın?" diyerek söze giren Karl'ı, o genç "Öncelikle gelmeniz beni çok memnun etti saygı değer emniyet müdürü. Eh... Siz demediniz mi seni buraya atamak için her şeyi yapacağım. Ben de erkenden gelip burayı keşfetmek istedim. Sizi ise buraya önemli bir sebepten çağırdım. Karakolda konuşamazdık." şeklinde cevapladı.

  "İyi mi yaptın yoksa kötü mü yaptın bilemiyorum. Yarınki derslerine nasıl yetişeceksin?"

  "Bilmem, bütün harçlığımı buraya uçak bileti alabilmek için harcadım. Şey... Borç verirsiniz değil mi? Uçakla dönmez ve yetişemez isem profesörümüz bırakın beni sınıfta bırakmayı, okuldan atar."

  "Haha! Bu kötü günlerde gülmek iyi geldi. Demek okuldan atılırsın ha? Tamam tamam... Merak etme biraz harçlık veririm. Yine..."

  "Borç olarak alacağım, sonra öderim merak etmeyin."

  "Gelecekte bize çok yardımın dokunacak, o yüzden bunu benden bir hediye olarak kabul et."

  "Çok naziksiniz sayın emniyet müdürü, ama bu benim vazifem olacak, ve vazife yardım değildir. Gerçekten çok naziksiniz."

Ölümüne Takip -1- (+15)Where stories live. Discover now