3. Bölüm / Meydan Okuma!

563 73 30
                                    

Merhabalar, nasılsınız? 💐 Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın lütfen. ❤️ Keyifli okumalar dilerim. 🥂

Bir şarkıyı başa sarıp tekrar tekrar dinliyorsan, başa sardığın şarkı değil hayallerindir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir şarkıyı başa sarıp tekrar tekrar dinliyorsan, başa sardığın şarkı değil hayallerindir.

~Pablo Neruda~

Devam ediyoruz... 🪄

Hiç iyi olmuş muydum? Ya da olmak için çaba harcamış mıydım? Evet... Bir zamanlar en azından, ama üzerinden beş yıl geçmişti ve ben o günleri doğru düzgün hatırlamıyordum. Eksik yanlarım ile gülebildiğim ve en yakın arkadaşım Zeynep'i tanıdığım yıllarım, belalara kucak açtığım yıllarım... Bunlara rağmen gülebilirken şimdi onu bile yapamıyordum. Bedenim titrer olmuş, tenim korktuğum da olduğu gibi mosmor olmuştu ve kalbim... Avuçlarda kurtarılmak için çırpınıyordu, koca deniz içinde bir liman yoktu. Sığınabileceğim, güvende olabileceğim tek liman yoktu ve ben boğulmadan yüzmeye devam etmek zorundaydım. Bu bir görev değildi kesinlikle, bu bir mecburiyetti benim için... Bu sevgiye muhtaç bir kızın hayatta kalma çabasıydı. İsteğim olduğu sürece yapamacağım şey yoktu, her kadın istediğini alırdı ve bende alacaktım, hepsi acıdan geberene kadar.

"Sık hadi..." dedim ateşlemesini isteyerek, gözlerimi kahvenin en güzel tonlarından ayırdım ve bacaklarımı göhsüme çekerken tekrar ettim.

"Sık hadi..." Başımın tam üzerinde hissettim namlusunu belki beşinci kez. O kadar sert bastırıyordu ki sanki harelerinde ki tüm öfke namlunun ucuna akmıştı.

"Kalk." dedi bir anda, ne dediğini anlamaya çalışarak yüzüne bakıyordum.

"Kalk dedim, sağır mısın?!" dediğinde yutkundum.

"Kırıcı oluyorsun." dedim bacaklarımı yatağımdan aşağı sarkıtarak.

"Kaç kez söylemeliyim anlaman için?" dedi dişlerinin arasından, derin bir nefes çekip ayağa kalktım.

Evime, odama girmişti ve şuan bana emirler veriyordu. Bende taksit taksit uyguluyordum. Dolabımı işaret etti.

"Üstünü değiştir, çabuk!" dediğinde anlamsızca yüzüne baktım.

"Geceliğimi çok mu beğendin? Kan olmasın mı istiyorsun?" dedim merakla, o ise burnundan sertçe solumakla yetindi.

Dolabı açıp içerisinden tüm sırtımı kapatacak siyah bir kısa kol tişört, bir tane de geniş pantolon çıkardım. Arkasını dönmesini beklerken öylece yüzümü öfke dolu bakışlarıyla süzüyordu. Onu beklemeyerek üstümde ki gecelik üstünü eteklerinden tutarak çıkardım. Üzerimde sadece siyah sütyen ile kaldığımda yüzümden bir milim aşağı kaydırmıyordu bakışlarını. Siyah tişörtü gövdeme geçirdikten sonra, pantolonumu giydim. Bu pantolonu ilk aldığımda kalçama zor girerken, şimdi kalçamdan düşüyordu. Dolaptan bir kemer çıkarıp tişörtü pantolonun altına soktum ve kemeri de takıp saçlarımı olduğu gibi açık bıraktım. Dolaptan trençkotumu ve çoraplarımı da alıp giyindikten sonra yüzümden bir milim aşağı kaymayan bakışlarını sürdürerek, "Düş önüme." dedi.

TIMARHANE KAÇKINIWhere stories live. Discover now