19.Bölüm: Ruhun Ateşi

7 2 0
                                    

Eve geç geldiğimden kimseyi rahatsız etmeden kanepeye uzanıverdim. Kanepede uykumun gelmesini beklerken telaşla merdivenlerden inip mutfağa koşan Dila'yı fark etmemle kanepeden doğruldum ve korkuyla yanına gittim.
Onu buzdolabının kapağındaki rafları altüst ederken buldum. Telaştan elleri titriyor, eline aldığı ilaç kutularının ismini okumaya çalışıyordu.

Onu korkutmamaya çalışarak yanına yaklaştım.
-Dila ne oldu gece gece? Bir sorun mu var? Dur bakalım önce bir sakin ol, bana ne aradığını söyle ben sana yardım edeyim tamam mı?

İlaç kutularını elinden alıp durdurdum onu gözleri dolu doluydu. Dokunsam ağlamaya başlayacak gibiydi.

-Arda...

-Ne oldu Arda'ya, neyi var?

-Ateşi var, çok ateşi var, ben ne yapacağımı bilemedim ateş düşürücü bir ilaç bulayım dedim ama onu bile bulamıyorum. Nasıl bir anneyim ben ya hiç bir şeyi beceremiyorum.

-Dila tamam bu telaşın sadece Arda'nın ateşi çıktığı için miydi?

-Ne demek sadece ateş miydi? Çocuk yanıyor Korkut, anne anne diye sayıklıyor yukarıda ben hiçbir şey yapamıyorum.
Doktor, doktora gidelim ben arabanın anahtarı... Anahtarları nereye koydum ben, çantam çantamda.

Kollarından tutup durdurdum onu.
-Bana bak bir Dila.

Bana itaat edip gözyaşlarıyla sırılsıklam olmuş yüzünü yüzüme kaldırdı.

-Sirkeli su koydun mu başına ya da ılık bir duş aldırdın mı?

-Ne? Sirkeli su mu?

-Evet ateşin düşmesi için sirkeli su koyarlar alınlarına bilmiyor muydun?

Kafasını iki yana salladı.

-Tamam şimdi sen bir kaba biraz sirke biraz da su koy, temiz bir bez de alıp Arda'nın odasına gel ben de gidip durumuna bir bakayım.

-Ya işe yaramazsa düşmezse ateşi?

-O zaman ılık duşu deneriz o da işe yaramazsa hemen hastaneye gideriz tamam mı? Korkma bir şey olmayacak Arda'ya, ben buna izin verir miyim?

-Hayır, hayır vermezsin.

-Tamam bana güven ve dediklerimi alıp yukarıya gel ve sakin ol tamam mı? Yüzünü de yıka seni böyle görmesin onu daha da kötü etkiler.

-Tamam ben hemen getiriyorum dediklerini.

Ben de hemen Arda'nın odasına gittim ve üstüne sıkıca çektiği yorganını aldım. İtiraz etmesine rağmen güçsüz ellerinin beni engellemeye gücü yoktu. Elimle ateşini kontrol ettim, Dila'nın dediği gibi çok yüksekti. Üstündeki pijamayı da çıkardım deli gibi titreyen Arda bu sefer de bana sarılmaya çalıştı. Ona engel olmadım ve sırtımı yatağın başlığına dayayıp onu kucağıma çektim saçlarını okşayıp onu rahatlatmaya çalıştım. Küçükken annem de hep böyle yapardı ve sirkeli sudan çok başımı okşayışının beni iyileştirdiğini düşünürdüm.

Biraz kendine gelen Arda gözlerini açıp bana baktı, yorgun ve kısık sesiyle konuştu.

-Bugün okula öğretmenimizin kocası geldi. Öğretmenimiz de bize nasıl tanıştıklarını anlattı.

-Yaa öyle mi?

-Baba, peki siz annemle nasıl tanıştınız?

Hastayken bile merak duygusu onun peşini asla bırakmıyordu. Benden bir cevap beklediğini fark edince salondaki çerçevede duran mezuniyet fotoğrafındaki çifti hatırladım ve tahmin yürüterek cevapladım sorusunu.

Hayatımın KitabıWhere stories live. Discover now