-7-

388 44 11
                                    

Bay civciv:

Hey, Rosé!

Bugün neden kafeye gelmedin?

Hiç gelmemezlik yapmazdın.

Bir problem mi var?

Aşkından boğulan Rosé:

Ah, Park Jimin!

Oğlum hasta. Evde onunla ilgileniyordum.

Bay civciv:

Oğlum mu?

Oğlun olduğunu bilmiyordum.

Adı ne peki? Eminim ki çok sevimlidir!

Aşkından boğulan Rosé:

Adı Hank.

Evet, çok sevimlii. Onu görmek istersen bir gün kafeye getirebilirim. Ona bayılacaksın!

Bay civciv:

Ah, tabii. Kesinlikle görmek isterim.

Yarın görüşmeye ne dersin?

Aşkından boğulan Rosé:

Yarın mı?

Hank yarına iyileşmeyebilir, tedaviye ihtiyacı olabilir.

Onunla ilgilenmeliyim.

Bay civciv:

Peki Hank'i doktora götürmeye gidelim mi?

Hem onu görmüş olurum.

Aşkından boğulan Rosé:

Jimin! Bu harika bir fikir!

Bay civciv:

Yarın görüşürüz o zaman Rosé.

Aşkından boğulan Rosé:

Jimin.

Teşekkür ederim.

Sen bu dünyaya fazla iyisin.

////

Yeontan'ın babası:

Jimin.

İyi misin? Sandalyeden düşünce kafanı bir yere mi vuruyorsun sen?  :D

Minik civciv:

Ya ne bileyim ben?

Oğlum falan deyince çocuğu var sandım.

İçimde bir buruklukla Rosé'nin evine gidiyordum.

Grup yöneticisi:

Ne oldu?

Yeontan'ın babası:

Bu saf Jimin yanıma geldi bugün.

Kucağında minik bir köpekle gözleri dolu dolu veterinere girdi.

Hoseoktir:

Jimin-ah. 🥺

Yeontan'ın babası:

Rosé'nin köpeğiymiş. Jimin öyle gelince ben de kötü bir şey oldu sandım.

Sadece hapşırıyormuş.

Ama asıl sorun o değil. Rosé iki dakika yanımızdan ayrılınca dedi ki Jimin...

Hank'i Rosé'nin çocuğu sanmış. Bir de bunu mutlu mutlu anlatıyor.

World wide handsome:

Gülmemeliyim, hayır gülmemeliyim.

Minik civciv:

Cam silme sesi geliyor.

Aa, pardon. Jin hyung gülüyormuş.

Swag reis:

Kimin öğrencisi? 🤭

Yeontan'ın babası:

Bu arada minik bebeğim Yeontan ve Hank çok iyi anlaştı.

Minik civciv:

Hey, Hank benim oğlum!

Siyah Kuğu • Jiroseजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें