Yeontan'ın babası:
Lanet olsun Jimin, nerdesin?
Sırf sen çağırdın diye geldik, yoksun.
Jennie ile olan buluşmamız yarıda kesildi.
Minik civciv:
Ben olmasam onunla tanışıyor olmazdın Tae.
Hoseoktir:
Jimin haklı.
Dağılın beyler.
World wide handsome:
Hoseok, neredesiniz?
Hoseoktir:
Han Nehri'nden geliyoruz.
Minik civciv:
:)
Hoseoktir:
Ne var?
Minik civciv:
Hiç. Aynı espriyi yapınca cıvkı çıkıyor.
Hoseoktir:
Jin hyung, sen arabayı kullanmıyor musun?
Bu mesajı nasıl yazdın?
Yoksa Namjoon mu kullanıyor?
Ama onun ehliyeti yok!
Aman tanrım daha çok gençsiniz.
World wide handsome:
Sakin ol Hobi.
Benim, Namjoon.
Yeontan'ın babası:
Jimin hadi, JK ile kapıda kaldık.
Minik civciv:
Tamam az kaldı.
Çok yağmur yağıyor.
Grup yöneticisi:
Yürüyor musun?
Neredeysen söyle de arabayla alalım seni.
Minik civciv:
Gerek yok hyung, biraz yürümek istiyorum.
Yeontan'ın babası:
Jimin-ah iyi misin?
Minik civciv:
Evet Tae.
Geliyorum şimdi.
Yeontan'ın babası:
Efkarlı civcivim, ilk mesajımda ciddi değildim sadece JK bıktırdı beni.
Geldiğinden beri "Ding Dong!" diye bağırıyor. Sen kapıyı açana kadar bağıracak.
YOU ARE READING
Siyah Kuğu • Jirose
Fanfiction"Dün çok güzeldin. Tıpkı bir kuğu gibi. Siyah kuğu..." |texting|