-15- (final)

370 32 9
                                    

13 Ekim

Jimin'in elinden tutup sahneye doğru çekiştirdim. İki tane yüksek sandalye vardı. Jimin'in elini bırakıp kendi yerime yerleşirken minik bir kıkırtı bıraktım.

"Dikkat et, yine sandalyeden düşme Jimin."

Dolgun dudakları yukarıya doğru hafifçe kıvrılırken "Biraz gerginim." dedi. O da sandalyesine yerleşirken fısıldadım. "İstediğin zaman başlayalım."

Sandalyesinde bana doğru dönüp mikrofonunu da ona göre ayarlayıp "Sen yanımdayken başkalarının hiçbir önemi kalmıyor Rosé." dedi.

Etkilenmiştim. Park Jimin kısacık bir bakışıyla ve ufacık bir sözüyle etkileyebiliyordu.

Hafifçe elimi kaldırarak verdiğim işaretle kafenin içinde söyleyeceğimiz şarkıya ait melodiler yayılmaya başladı. 'Fix You' adlı parçayı söyleyeceğimizi Jimin'e önceden söylemiştim sözleri ezberlesin diye.

Gözlerimizin içine bakarak söylediğimiz sözler kalbimi titretiyordu. Aşıktım. Ben Park Jimin'e sırılsıklam aşıktım.

Müziğin sesi kesildiğinde Jimin'in ilahi sesinin etkisinden kurtulmam çok uzun sürmüştü. Ya da onun gözlerine bakarken zaman kavramını unutmuştum.

Sessizliği, heyecanla kurduğum cümleyle bozdum.

"Bu geceye bir serenat armağan etmek istiyorum."

'Can't Help Falling In Love With You' adlı şarkının melodileri karanlık kafede yankılandı.

Kelimeler, kalbimdeki hislerle harmanlanıp dudaklarımın arasından firar ediyordu. Dolu gözlerimi Jimin'in sulanmış kısık gözlerinden çekemedim.

Titreyen kirpikleri kalbimin daha çok teklemesine neden oldu. Bir an nefes alamadığımı hissettim.

Şarkının son kısmına geldiğimde gözlerimizin arasındaki bağı bozdum ve etrafa bakındım. Kafedeki çoğu insan hayranlık dolu gözlerle bize bakıyordu.

En son bakışlarım bizimkilerde duraksadı.

Hepsi nutku tutulmuş bir şekilde bizi izliyordu. Hiç ağlamayan Jisoo unnie daha fazla dayanamayıp ellerini yüzüne kapattı ve omuzları minik hıçkırığının etkisiyle sarsıldı.

Namjoon oppa önünde gözyaşları dökmeye başlayan Jisoo'nun sırtını sıvazladı.

Jin, Tae ve Jk omuz omuza vermiş müziğin ritminde iki yana sallanıyordu.

Jennie ve Lisa sırıtarak bizi izliyordu.

Hoseok ve Yoongi oppa dirseklerini masaya yaslamış, elleri yanaklarında bir şekilde bize gülümsüyorlardı.

Müzik bittiğinde Jimin'e dönüp kısık sesle mikrofona doğru "İyi ki doğdun sevgilim." dedim.

Alkış sesleri dört bir yanımızı sararken gülümsedim. O da bana gülümsedi ve dolgun dudaklarını benimkilerle buluşturmadan önce fısıldadı.

"Seni seviyorum Rosé."

Siyah Kuğu • JiroseWhere stories live. Discover now