Harem of Sehun

44

İçici Tayfa & Sikici Tayfa

Yifan: İçmeye gidiyorum

Yifan: Her zamanki yer

Yifan: Gelecekseniz gelin

Sehun: İşim var benim

Yixing: Ben gelirim

Yixing: Moralim sik gibi zaten

Chanyeol: Takılın ikiniz şimdilik

Chanyeol: Sonradan katılırım belki size

Kyungsoo: Ben gelemem bugün

Yifan: Ok

Yifan: Nerede olduğumu soran olursa bilmiyorsunuz

Yifan çevrimdışı

+++

Zhang Yixing

Chanyeol elindeki küçük bardağı kısa sürede bitirdikten sonra masaya sertçe koydu. "Baekhyun beni anlamıyor."

Bardakla içme zahmetine girmeyen ben, viski şişesini ağzımdan çekip baygın baygın ona baktım. "O da bir şey mi? Junmyeon ve annem benden bir şey saklıyor."

Bitirdiği şişenin yenisini açan Yifan, biraz içtikten sonra malmışız gibi ikimize baktı ve dudaklarını birbirine bastırdı. "Sanırım Tao hâlâ Ji Eun'u seviyor."

"Ne yapacağım ben bu Baek-"

"Jun ısrarla söylemi-"

Chanyeol'le sözlerimizin yarım kalma sebebi Yifan'ın dediği şeyi yeni idrak etmemizdi. Aynı anda ona dönüp çevremizdeki insanların tepkisini düşünmeden yine aynı anda bağırmıştık. "Ne?!"

"Etkinlikte beraber şarkı söyleyecektik, Ji Eun bana listeyi gösterdi. İkisi beraber söyleyecekmiş." Cebinden çıkardığı sigarayı dudakları arasına koydu ve yaktı.

Chanyeol şok olmuş bir şekilde ona döndü. "Yanılıyor olabilir misin? Belki Ji Eun'un halt yemesidir."

Başını iki yana salladı Yifan. "Biliyorsunuz, Jongdae etkinlik düzeninden görevli. Ona sordum, orijinal listede de Tao ve Ji Eun grup olarak görünüyor."

"Vay anasını..." dedim şişeden biraz daha içmeden önce. "Tao'dan beklemezdim."

Chanyeol tekrar konuştu. "Bence işin arkasında başka bir bok var. Tao bunu yapacak kadar duygusuz biri değil. Aksine duygusal ve kırılgan herifin teki. İstese de seni bırakıp böyle bir şey yapamaz bence."

"Listede öyle yazıyor diyorum, beni anlıyor musun Chanyeol? Öğretmenler tarafından onaylanan listede." Yifan tekrar konuşup sigarasını içmeye devam etmişti.

Biraz daha oturup dertleşmiştik. Yifan'ın çok kırıldığı her halinden belliydi. Tao'dan böyle bir şey hiç beklemiyorduk, bu da inkar edilemez bir gerçekti. Bugünlük yeter diye düşündüğümüzde yavaş yavaş toparlandık.

"Ben öderim." deyip cüzdanımdan kartımı çıkartıp kasanın olduğu yere ilerledim. Masa numaramızı söyleyip kartı uzattım ve şifreyi girdim.

"Yanlış şifre beyefendi."

"Çok afedersiniz, yanlış yazmış olmalıyım." dedikten sonra şifreyi tekrar girmiştim.

"Şey... Yine yanlış."

Kaşlarımı çatıp görevli adama baktım. "Hayır, doğru girdim. 2367 işte, siz deneyin."