11. Gün
Şokla gözlerim açılırken ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktım. O da hala ciddi bir şekilde bana bakıp cevap vermemi bekliyordu.
"Ben..." Diye başladım söze ama devamı kesinlikle gelmiyordu. Dilim tutulmuş gibiydi. Mal gibi ortada kalmasaydım inkar edebilirdim ama çok geçti. Böyle şaşkın bir şekilde ona bakmaya devam ederken onun dediğini çoktan onaylamıştım bile. Aslında içim rahatlamıştı. Birinin benim o olmadığımı bilmesi benim açımdan çok iyiydi.
"Ben Hyunjun'un ikiziyim." Dedim sonunda. Sonra ona gece uyurken yaptığım itiraf geldi aklıma. "Yoksa sen o gece uyumuyor muydun?" Diye sordum şokla.
Kaşlarını çatıp "Hangi gece?" Diye sorduğunda ise kendi kuyumu kendim kazdığımı fark ettim.
"Hiç! Hiçbir şey..." Deyip dudaklarımı ısırdım. Tam bir aptaldım.
O ise sırıtıyordu. "O gece ağlayıp bana itiraf mı yapıyordun yoksa?"
Kafamı hızla iki yana salladım. "Hayır tabiki!" Tanrım yalan söylediğim için özür dilerim ama bu havuç kafa beni zorluyor.
Yüzündeki sırıtış samimi bir gülümsemeye dönüştü."Tatlı."
Isırdığım dudaklarımı serbest bıraktım ve büzdüm. "Değil, utanç verici!"
Kafasını iki yana sallayıp irislerini benden çekti ve papatyaları izlemeye başladı. "Senin farklı biri olduğunu Jeongin'i sınava bıraktığın gün karşımda ağlarken fark ettim. Hyunjun kolay kolay ağlayan biri değil. Soğukkanlı ya da duygusuz. Artık her neyse. Bu yüzden araştırmaya karar verdim. İlk başta ne yapacağımı bilemedim. Telefonunu bile karıştırmayı denedim. Sonra da aklıma Hyunjun'un abisi geldi. Dün de onunla konuşmaya gittim. Aslında bir şey bulamamıştım. Tam ümitsizliğe kapıldığım anda da bana 'Hyunjin' isimli birinden bahsetti. O ikizler yıllardır ayrı olmalarına rağmen iyi anlaştılar dedi ve biraz da senden bahsetti. Ne kadar çok benzeseler de zıt karakterliler dedi. O zaman senin o olduğunu anladım çünkü Hyunjun'a ters hareketler yapıyordun."
Anlatmasını bitirdiğinde derin bir nefes verdi. Abisinden öğrenmesi doğaldı çünkü onunla da tanışmıştım. "Şimdi sen söyle, neden yer değiştirdiniz?"
Bana gelen soruyla cümlelerimi toparladıktan sonra konuşmaya başladım. "Ben... Nereden başlasam bilmiyorum o yüzden en başa saracağım ama ilk olarak sana bir şey sormak istiyorum. Zenginler hakkında ne düşünüyorsun?"
Omuzlarını silkti. "Ellerindeki parayı hak etmediklerini düşünüyorum. Her şeyin fazlası zarardır. Özellikle zengin çocukları tam bir şımarık. Kendilerini çok değerli sanıyorlar."
Buruk bir şekilde gülümsedim. "Pekala sana bir 'zengin çocuğun' hikayesini anlatacağım." Dedikten sonra derin bir nefes verdim. "Ailem beni aldığında daha bebek olduğum için alındığım zaman hakkında pek bir bilgim yok ama bana ilk evlatlık olduğumu söylediklerinde kendimi çok şanslı hissetmiştim. Bilirsin zengin olursan istediğin her şey yerine gelir, yediğin önünde yemediğin arkanda olur zırvalıkları falan. Tahmin edebileceğin gibi öyle bir şey asla olmadı. Hiçbir zaman okula gitmedim çünkü okuldakiler beni bozardı. Ben üst kesimin çocuğu olarak mükemmel biri olmalıydım. Mükemmel bir yüzüm, saygılı davranışlarım ve her işte bir becerim olması gerekiyordu. Doğduğumdan beri bunlar için eğitim gördüm ben. Resim, müzik, dans, tiyatro, yemek, dil bilgisi ve daha bir sürü ders. Evde aldığım dersler o kadar sert değildi ama bir yanlış yaptığımda gittiğim Fransa tam olarak bir cehennemdi. Hiçbir zaman boş zamanım olmuyordu. Bir köle gibi beni çalıştırıyorlardı."
KAMU SEDANG MEMBACA
Twins °hyunho°✓
Fiksi PenggemarBir aylığına ikiziyle yer değiştiren Hyunjin, onun hakkında minik sırlar öğrenir