19. Gün
Kıyafetlerim hazırlanırken ben öylece bekliyordum. Bu akşam evleneceğim kız ile tanışacaktım. Açıkcası berbat hissediyordum. Önüme sunulan her şey mükemmeldi. Para, kocaman bir ev, iş, sahte de olsa bir kaç arkadaş ve hayatımın sonuna kadar yanımda olacak bir eş. Fakat benim bunların hiçbirinde gözüm yoktu. Kutudan yapılmış bir evin içinde kalsam ve bana Minhomu verseler... Bunlar benim için yeterliydi.
Tamam, belki de biraz abartıyorumdur. İnsanın her ihtimale karşı yeterli miktarda parası olması gerekiyordu. Bunun en iyi örneği kardeşim Hyunjun'du. Seviyordu, ve bedelini ödemek zorundaydı. Ödemişti de. Peki ben? Ben ne ile ödeyecektim bedelini? Hyunjun gibi para peşinde koşturmamı gerektirecek bir şey yoktu ortada. Ne yapacaktım o zaman?
Tam düşüncelerim arasında kaybolmuşken kapının alacaklı bir şekilde çalmasıyla irkildim. Benim gibi çalışanlar da şaşkınca kapıya bakıyorlardı. Yuji nonna girdi içeriye. "Bayan Hwang yeni kıyafetler için dışarıdaki arabalara gitmenizi emretti."
Çalışanlar teker teker odayı terk ederken olanları bir film şeridi gibi izliyordum. Yuji nonna kapıyı kapatıp yanıma gelmiş ve bana gülümsemişti.
Pekala, ne oluyor?
"Nasılsın bakalım?" Diye sordu saçlarımı karıştırırken.
Dürüst davranmaya karar verdim. "Bilmiyorum. İçim biraz karışık."
"Öyle mi?" Deyip derin bir iç çekti Yuji nonna. "Kafanı daha çok karıştırmak istemezdim ama kardeşin bana bir mesaj attı."
Şaşkınlık ve hayretle gözlerimi büyüttüm. "Hyunjun'la mı konuşuyorsun?" Bu beklediğim o fırsat mıydı? Kaçabilir miydim?
"Evet ve bu kesinlikle aramızda kalmalı." Dedi Yuji nonna sert bir şekilde. Sonra telefonunu eline alıp uygulamalardan birine girdi. "Minho adındaki bir çocuk bu şarkıyı senin için kaydetmiş. Kesinlikle dinlemeliymişsin." Dedi ve telefonun sesini yükseltikten sonra ses kaydını açtı.
Minho'nun naif sesini duyduğumda gülümsedim. Arkadan akustik bir melodi geliyordu
"Belki durup dururken yanına gelince söylediklerimi anlamsız buldun
Oysa vakit yoktu ama sen haklıydın çünkü böyle şeyler aceleye gelmezdi
Yalandan da olsa
Ne güzel güldün o akşam bana"Şarkının sözleri yüzümün düşmesine sebep olmuştu. Gitmeden önceki o gülümsememden bahsediyordu belli ki. Unutamamıştı.
"Belki tanışmak zor, iyi anlaşmak zor, peki görüşmek çok mu kolaydı?
Çok kısa bir zamanda belki biraz da zorla, bence gayet iyi de anlaştık
Yalandan da olsa
Ne güzel güldün o akşam bana"Gözlerimin önünden anılarımız geçiyordu. Yüzümüzdeki papatyaları ilk çizişimiz... Onlar şimdi yerinde olmasa da orada gibiydi. Her zaman orada kalacaktı.
"Bana bir söz verdin, 'Yine gelirim' diye, sen gelmesen bile ben gelirdim
Sana bi' şarkı yazdım söylersin diye, beni hiç unutmamanı istedim
Yalandan da olsa
Ne güzel güldün o akşam bana"Gözlerimin yandığını hissetmem ile titrek nefesler çekmem bir olmuştu. "Ben... Cevap yazabilir miyim?" Diye sordum umutla Yuji nonnaya.
Üzgünce kafasını iki yana salladı. "Üzgünüm... Biraz daha dayanmaya çalış." Deyip omzumu patpatladığında kaşlarımı çattım.
Gitmeye hazırlandığını fark ettiğimde durması için biraz sesimi yükselttim. "Hey! Bu da ne demek?"
Buruk bir şekilde gülümdeyip kafasını iki yana salladı. "Göz yaşlarını sil. Az sonra çalışanlar gelir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twins °hyunho°✓
FanfictionBir aylığına ikiziyle yer değiştiren Hyunjin, onun hakkında minik sırlar öğrenir