Dört

21 5 0
                                    

Alara, ağlamaktan şişmiş gözlerini kırpıştırarak elindeki telefonun ekranına şaşkınlıkla bakıyordu. Yaşadığı şok, içinde hissettiği öfkenin son damlası olmuşcasına çığlık atmasına sebep oldu.

Yatağındaki yastığı aldığı gibi bir köşeye öfkeyle fırlattı. Elleri yaşadığı sinirden dolayı zangır zangır titrerken, iki bacağının arasına koydu ellerini. Titremeyi görmek iyice sinirlendiriyordu.

Hırsla burnunu çekti lakin aşağıdan gelen sesle beraber aniden sessizliğe büründü.

"Polisler uğraşıyorum üç gündür!" diye bağırdı, babası. "Amacı ne bu kızın!"

Annesinin fısıltı eşliğinde bir şeyler söylediğini duydu lakin kelimeler kulağına ulaşamadan harfler yolda birer birer dökülerek aynı kalbi gibi paramparça oldu. Bacağındaki elleri bu sefer ağzına gitti, nefesini tuttu.

Bir kırılma sesi geldi. Omuzları ve sırtı stresle gerilirken sertçe yutkundu. Babasının sesi, tüm öfkesiyle kulaklarına ulaşırken ev adeta yerinden sarsılmıştı. "Söyle ona gözüme gözükmesin! Elimde kalacak yoksa."

Düşürdüğü bakışları usulca karkarken aynadaki yansıması ile göz göze geldi. Gözlerindeki ruhsuzluk, üç gün önce bedenini de saracaktı ama bir adam buna izin vermemişti. Neden engel olmuştu ki? Yaşaması için gerekecek hiçbir şey yoktu. Yirmi iki yıldır tek yaptığı ağlamak ve çalışmaktı. Gerisi koca bir boşluktan oluşan karanşık bir girdaptı.

Kapılar gürültüyle kapandı, ev yeniden sessizliğe kavuşurken elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. Odasının camını açtı ve telefonunu eline aldı.

Alara: Beni neden kurtardın? Sadece bunun cevabını istiyorum. Tek bir cevap, lütfen...


Yarasından Öptüğüm | TextingWhere stories live. Discover now