On Üç

14 3 1
                                    

Yaralıların kitabı bu.

Gürbüz: Sana kendi hikayemi anlatmak istiyorum.

Gürbüz: Daha on üç yaşındaydım.

Gürbüz: Babam, bana araba kullanmayı öğretiyordu.

Gürbüz: O kadar heveliydim ki, hala hatırlıyorum.

Gürbüz: Babamın ağzından çıkan her kelimeyi harfi harfine dinler, zihnime kaydederdim.

Gürbüz: Sonra beni caddeye çıkarttı. O sırada sürmem için de bana gaz veriyordu.

Gürbüz: Daha on üç yaşında bir çocuğum, bu yaptırdığına tabii ki mutlu olup ayak uyduracaktım.

Gürbüz: Caddeye çıktım.

Gürbüz: O sırada babamın telefonu çaldı. Arayan amcamdı, akşam hep beraber olmamız için plan yapıyorlardı. Haliyle aklıma kuzenlerimle buluşmak geldi ve çocuk aklı işte; oyun düşündüm.

Gürbüz: Dikkatim dağıldı.

Gürbüz: Araba ile arasında neredeyse iki metre olan bir çocuk yola atladı.

Gürbüz: Panikledim ve fren yerine gaza basmamla o uzun mesafe anında kapandı ve sertçe çocuğa çarptım.

Gürbüz: Şoka girmiştim.

Gürbüz: Babamın beni orada bırakıp gitmesini hala hatırlıyorum.

Gürbüz: Tek bir kelime edemeden öylece kalakaldım.

Gürbüz: Polisler geldi. Ben hapise giderken olay yerinde hayatını kaybeden çocuk morga gitti.

Gürbüz: Babamın tek bir düşüncesizliği; iki hayata mal oldu.

Gürbüz: Hapiste yattığım yıllarda ziyaretime sadece bir kere geldi.

Gürbüz: Ve sadece; kardeşlerine bakmam için bunu yapmam gerekiyordu, dedi.

Gürbüz: İki evladı için, birisi kendi çocuğu olan iki çocuğun hayatını bitirdi ve tek bir vicdan azabı bile yoktu.

Gürbüz: O çocuk aklı geçince, nefret bile etmedim.

Gürbüz: Hapiste tanıştığım abilerimle çıktıktan sonra başka bir hayat kurdum.

Gürbüz: Ne haldeler bilmiyorum, bilmekte istemiyorum.

Kendi yarasını unutup, Alara'nın yarasını sarmaya çalışıyorsun :')

Yarasından Öptüğüm | TextingWhere stories live. Discover now