Yedi

16 3 2
                                    

Şişeyi tezgahın üzerine bırakan genç kız, su doldurduğu büyük bardağı kaptığı gibi koşar adımlarla odasına ilerledi.

Odasının kapısını açmasıyla eş zamanla hemen karşısındaki banyonun kapısı açıldı.

"Sana gözüme gözükme demedim mi?" diye bağıran babasıyla sertçe yutkunarak arkasını döndü. Nefret dolu bakışları bir bir ruhuna battı.

"Ben..." diyecek oldu ama suratına yediği tokatla elindeki bardak gürültüyle yere düştü. Gözlerini sımsıkı yumarken eli yanağında kalakalmıştı.

"Ölmeyi bile beceremiyorsun!" diye bağırdı babası.

Akmak için can çekişen gözyaşlarını tutarken başını kaldırıp karşısındaki adama baktı. Ne diyebilirdi ki? Bir şey dese de dinlemezdi zaten.

Adam, birkaç küfür mırıldanarak salona ilerlerken yerdeki cam kırıklarını umursamadan odasına girdi genç kız. Kapıyı yavaşça kapattı ve sırtını dayayarak yere oturdu.

Elleri ağızına örtülürken, hıçkırıklarının içine kaçmasına izin verdi.

O an telefonu titredi. Bakışları komidinin üzerinde duran ekranı yanıp sönen telefona kaydı. Elini uzattı ve alarak gelen mesaja baktı.

Bilinmeyen: Bazen güç öyle bir yere saklanır ki onu bulmak için defalarca yaralarının deşilmesi gerekir.

Bilinmeyen: Şu an yaraların deşiliyorsa şayet belki de içindeki gücün çıkma vakti gelmiştir.

Bilinmeyen: Kötü an yoktur. Kötü anı yaratan karamsarlığındır.

İçindeki gücü çıkartanlara gelsin bu bölüm 🥀

Yarasından Öptüğüm | TextingOnde as histórias ganham vida. Descobre agora