'KAYIP I'

2.1K 152 188
                                    

Müzik: Mark Eliyahu & Cem Adrian - DERİNLERDE

SENİ BAŞKA KİMSE BULAMAZ KAYIBIM...

• Selamlar sevgiler• 

Uzun bir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz. 

Oy verip yorum yaparsanız çook sevinirim. 

Keyifli okumalar

^^

HAKAN'DAN...

"Yusuf gidip bakmış mı?" diye sordum Adem'e dönüp. Kaçıncı soruşumdu bilmiyorum. Ezgi'nin o kadınla tek başına kalması hiç istemediğim bir şeydi. Bir türlü güvenememiştim Özlem denen kadına. Çocukluğuna kadar araştırmış olsam dahi, ona karşı duyduğum şüphe hiç azalmadı. Aksi gibi Ezgi çok iyi anlaşmış, başka doktor fikrine hiç sıcak bakmamıştı. Her şey onun iyiliği içindi sonuçta. O istemediği için şüphelerimi kendi içimde tutmaya çalıştım hep.

"Gidiyor abi, dediğin işle ilgileniyordu. Kendinden önce başka adamları göndermiş. Evin etrafı tamamen sarılı. Ters bir durum olduğunda hemen içeri girecekler" dedi tok sesiyle. Sesi güven verir gibiydi ama yıllardır tanıdığım Adem gibi değildi. Onun da içinde şüphe kıvılcımları çoktan alevlenmeye başlamıştı. Ters bir şeyler oluyordu ama görünürde her şey dümdüzdü.

"Tamam, ama Ezgi'ye kendilerini belli etmesinler. Hoşlanmıyor korumaları görmekten" dediğimde sıkıntılı bir nefes verdim. Ona sarılmadan, kokusunu duymadan, dokunamadan sakinleşmem mümkün değildi. Onu tek başına bırakmamalıydım. Onu da yanımda getirmeliydim. Pişmanlığım kalbimi sıkıştırıyordu. İlacım ise onun kokusunu duymaktı. Hemen şimdi.

"Hakan, bir sakin ol. İlaçlar için gelmiş kadın. Bir şey yoktur. Hemen kötü düşünme" diyen Kerem'e döndüm hırsla. Bu olayı Adem bile normal görmezken, Kerem'in endişesiz halleri sinirimi bozuyordu.

"Gelmeyecekti. Almayacaklardı içeri. Ezgi'yi görmeden sakin olamam ben Kerem. Destek olmayacaksan, köstek de olma. Fikirlerini kendine sakla" dedim. Yanında Aylin vardı. Daha farklı bir cevabı hak etmesine rağmen, bu kadarıyla yetindim. Ama ses tonumdan ne ima ettiğimi anlayacak kadar da iyi tanıyordu beni Kerem. Susup, gözlerini hemen benden kaçırdı.

" Ne zaman ineceğiz. Bir an önce Ezgi'yi görmek istiyorum" diye araya giren Aylin'e baktım bir süre. Benim endişem onları da etkiliyordu. Belki tehlikeli hiç bir şey yoktu ortada. Korunuyordu. Ezgi'ye zarar verecek hiçbir şey, o arazinin içine giremezdi. Özlem'in içeri girerken, arabası dahil, bütün üstü aranmış. Kendime Ezgi'nin o kadınla tek kaldığını duyduğumdan beri böyle böyle telkinler veriyordum. Ama işe yaramıyordu. Kahretsin. O kadını gördüğümden beri içimi kemiren şüpheler, iyice çoğalmıştı şimdi. Bundan sonra Ezgi istemese bile, gönderecektim onu. Geç kalmıştım bunu yapmakta. 

"Abi Yusuf yengenin yanına varmış. Ters bir durum yok dedi" diyen Adem'e döndüm hemen. Üzerimdeki yükün yarısı kalkmıştı. Diğer yarısı Ezgi'ye sarıldığımda buhar olup uçacaktı.

"İyi miymiş" diye sordum. Sorarken boğuk çıkan sesimden dolayı boğazımı temizlemek zorunda kaldım.

"İyiymiş abi de..." deyip duraksadığında yüzümün iyice gerildiğini hissettim.

" -de ne Adem? Doğru düzgün konuşsana" diye bağırdım. Sabrım kalmamıştı artık.

" Yenge eve almamış Yusuf'u. O yüzden içeriyi kontrol edememiş." dediğinde sesi titremişti. Ezgi'nin korumalarla aynı ortamda kalmak istemediğini biliyordum. Bu hareketini ona yormam gayet mantıklıydı. Yoksa beni içten bitirmeye ant içmiş, içimi kemiren endişeyle baş edemezdim. Kendimi kaybetmemem gerekiyordu.

KARANLIK ŞEHİRWhere stories live. Discover now