7. Bölüm

7.9K 168 10
                                    

Keyifli okumalarrr.

Pamir'den

Bazen hırsım kötü yollara sapıyordu, farkındaydım. Bunu durduramıyordum. Her zaman hırsım yüzünden sevilmemiştim zaten.

Akşin haklıydı. Fazlasıyla haklı. Onu rezil ettiğimde kendini yıpratabilirdi, daha fazla hırslanıp benim canımı yakmaya çalışabilirdi, belki de kendini öldürmeye bile kalkışabilirdi.

Hayır, bunu yapmayacaktım.

O kızın yaptıklarını, söylediklerini yanına bırakmayacaktım ama ona bunu yapmayacaktım.

Neden bilmiyorum ama içimde merhamet duygusu oluşuvermişti.

Akşin Aksoy... Sen şeytanı elinde oynatacak bir kızsın.

Yanıma Helin'in gelmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım.

"E hadi gidelim Pamir hadi!" diye ciyakladı. Bana Emir mi veriyor bu kız?

Arabanın anahtarını ve telefonumu masadan alıp cebime koyup, "Tamam gidelim." dedim. Arsızca gülümsemeyi de ihmal etmedim.

Akşin'den

Pamir... Gerçekten yapar mıydı? Mesajıma görüldü atmıştı. Yanıt bile vermemişti. Yapar mıydı... Hırsından gözü dönmüşse yapardı.

Korkuyordum.

Hemde fazlasıyla.

Pamir ve Helin'e baktığımda kalkıyorlardı. Lütfen Pamir.. İnşallah yapmazsın...

Yapacaksa ben ne bok yiyecektim? Bu yaptığı karşısında susacak mıydım?

Eğer Pamir Helin'i rezil ederse, bende onun Helin'i rezil ettiği kadar rezil edecektim. Sonuçta ben bu çocuğun iki yıl boyunca donuna kadar öğrendim. Aklımda ki planlarımı şimdiden kurmuştum.

Üzgünüm. Karşımdaki insan en sevdiğim insan da olsa, hemcinsime yapılan yanlışa asla sessiz kalamam. Tamam olayı Pamir'e ben söylemiş olabilirim ama böyle bir şey yapması için söylememiştim.

Saat dokuza doğru gelirken kalkmıştık. Hande ve Esin'i evlerine bırakıp eve geçmiştim.

Eve girmemle bağırma seslerini duymam bir olmuştu. Ne oluyordu evde amına koyayım.

Sesler mutfaktan geliyordu. Annemle babam...

Tartışıyorlardı.

Çantamı salona bırakıp mutfağa geçtim. Mutfağı görünce bağırarak "Oha!" diye bağırdım. Tabaklar kırılmış; yerlerde camlar, bıçaklar, kaşıklar.. Masa ve sandalyeler devrilmiş, arka bahçeye bakan boydan camlar paramparça olmuş...

Evde savaş çıkmış anasını satayım.

Annem ve babama baktım. Annemin gözleri kıpkırmızı olmuş, rimeli akmış.. Üzerindeki kalem elbisesi kesilmiş. Babamın kravatı ve ceketi yerde, gömleği paramparça olmuş...

Annemin elinde bıçak var?!

"İyi misiniz? Noluyor? Etrafın ve sizin haliniz ne? Ve en önemlisi annemin elinde neden bıçak var!"

Bağırarak konuşmam onları da ürkütmüştü. Annem bıçakla babamı göstererek, "Şerefsiz baban beni aldatıyor! Üstelik en yakın arkadaşımla! Gözümün önünde seviştiler!" dedi.

"Ne?!"

"Gamze beni dinlemiyorsun!" diye bağırdı babam. Normalde hayatım diyen adam ilk defa gözümün önünde anneme ismiyle seslenmişti. Bu kadar zavallı olamazsın baba...

"Neyini dinleyeceğim Ertan?! Gözümün önünde öptün Sevim'i!" diye bağırdı annem.

Uzun bir sessizlik oluştu. Annem çökmüş vaziyette, bıçağı tezgaha bıraktı ve boynunu eğdi. Sonrasında bana bakarak, "Üstelik sadece beni değil, seni de aldatmış. Senin servetini, Sevim'in kızı Deniz'e vermiş. Duygularımızı çaldığı yetmiyormuş gibi, paramızı da sömürmeye çalışıyor adi pislik!" diye haykırdı annem. Tezgahtan ilerleyerek babamın üzerine doğru yürümeye başladı. "Tabii, kendisi soysuz bir köpek olduğu için, ailesi onu istemediği için, normalde parasız; beş kuruş etmeyen bir herif olduğu için kendisini garantiye alması gerekiyordu. Benden ayrılacak, paramın ve şirketin üzerine konacaktı! Sen beni aptal mı sandın Ertan Aksoy!? Senin hayatını sikeceğim, sen bekle! Sen benim paramla ayakta kalmış insansın! Benden paramı ve duygularımı çalacaksın öyle mi? Senin cebinde 5 kuruş bırakmayacağım." dedi.

"Bunu ben olmadan şirketi yönetemeyen, şirketi az kalsın batıracak olan orospu bir kadın mı diyor?"

Babamın sözleri beynime öyle bir işlenmişti ki, her harfi sinirlerimi daha da arşa çıkarmıştı. Ani sinirimle babamın yakasına yapıştım. Yapıştığım gibi duvara fırlattım. Annem şoktan geri çekilmişti.

Babam olacak o herifin şuan boğazını sıkıyordum.

"Benim anneme orospu diyemezsin anladın mı beni! Orospu senin o öpüştüğün Sevim'den başkası olamaz. Seni boğarak öldürürüm baba! Ya bunları nasıl yapabildin ya?! Kendi aileni nasıl sattın?!"

Ağlıyordum. Öfke ve nefret tüm vücuduma yayılmıştı, öyle hiddetliydim ki şuan babamın nabzının attığından bile emin değildim.

"Bak baba, kızının gözlerine bak! Bana lisedeyken ne demiştin hatırlıyor musun? Eğer gözlerinden bir erkek için akan göz yaşı görürsem, o erkeği ölmekten beter ederim demiştin! Şuan senin yüzünden ağlıyorum ben!"

Konuşamıyordum, sürekli kekeliyordum. Tam konuşmaya başlayacakken babamın gözleri kapandı ve yere düştü. Yere düşmesiyle birlikte bende ani refleksle geri çekildim.

Ölmüş müydü?

Ölmezdi. Kötüye bir şey olmazdı. Ufak bir bayılma geçirmiştir.

Aradan 2 saat geçmişti. Mutfağı 4 hizmetli beraber toplamış, doktor çağırmıştık. Şu an doktor babam olacak o herifi tedavi ederken, annem aynı elbisesiyle koltuğa oturmuş perişan halde babama öfkeyle bakıyordu.

Annem zeki kadındı ama bir o kadar da sadık, evine ve sevdiği adama bağlıydı.

Annemin o halde olmasının sebebi kalbiydi. Babamdı. Annem babamı ölesiye seviyordu. Ölesiye sevmeseydi dedeme karşı gelemezdi zaten.

Annemi yıktığın gibi yıkılacaksın Ertan Aksoy... Annem acısını güce dünüştüren bir kadın. Sana o kadar melekken, şimdi sana şeytan kesilecek.

Kolay gelsin. Tabi işin içinde Gamze Aksoy, pardon Gamze Işık varsa pek kolay olacağını sanmıyorum.

Pamir... Pamir'den haber yoktu. Ne yaptı bilmiyorum. Pamir'e olan kırgınlığımın üstüne bir de bu gelmişti başıma.

Korkuyordum. Kızlar babaları gibi bir adamdan hoşlanır derlerdi değil mi? Pamir babam gibi miydi?

Beni aldatır mıydı? Bana ihanet eder miydi?

Hiç rastlamadığım güçlü bir duyguyla karşı karşıyaydım.

Güvenemiyordum. Normalde Pamir'e gözü kapalı güvenebilecek ben, şuan Pamir'e güvenemiyordum.

Allah belanı versin baba. Allah bin kat belanı versin Ertan Aksoy! Senin soyadını taşıdığım için utanıyorum!

×

Pamir'den bir yeni mesaj.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn.

Diğer Yarım | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin