13. Bölüm

5.5K 136 10
                                    

Merhabalarrrr

Keyifli okumalarrr

Akşin'den

"Ee, İzmir nasıldı? Umarım bende bu yaz gidebilirim."

"Güzeldi. Tabi yazın daha güzel olur da şimdi Amerikaya gideceğim."

"Amerika mı? Ne işin var Amerikada?"

"İş teklifi geldi" donakaldım.

"Oha cidden mi? Helal lan!" diyerek kafasına yavaşça vurdum. "Eee, hangi şirketten aldın İş teklifini? Büyük bir şirket mi yoksa küçük mü?"

"Aslında iş teklifi gelmedi. Ben e-mail ile iş başvurusunda bulundum, CV falan gerekli ne varsa gönderdim. Çağırdılar. Çarşamba günü gidiyorum. Eğer kabul edilirsem çocukluk arkadaşın Microsoft'ta çalışacak."

Microsoft?

Bildiğimiz Microsoft?

"Oha amına koyayım. Lan it şimdi zengin olup bizi unutma."

"Salak ben seni unutur muyum?" Alttan alttan gülümsedim.

"Yiaa" deyip Rüzgarın boynuna sarıldım.

(Pamir kuduryo arkşlr ŞSMAŞSMDŞÖAŞDÖSŞS)

"Aç mısın? Ben çok açım. Hadi gidip bir şeyler yiyelim." dedim.

"Olur gidelim."

Rüzgar ile oturmuş 3. çiğköfte dürümümüzü gömüyorduk. Birlikte olunca biraz fazla kaçırdığımız doğrudur.

Dürümü bitirdiğimde ayranımdan son yudumumu alıp poşetini tabağa bıraktım.

"Şiştim lan." dedim ağzımı silerek. O da dürümünü bitirip geri yaslandı ve "Bende şiştim." dedi.

"Sanırım üç kilo aldım, karnıma bak." dedim karnımı sıkarken.

"Bir deri bir kemiksin hâla Akşin."

"Bir deri bir kemik mi? Senin dilini kopartırım Rüzgar. Ben fit bir kızım, kaslarım var benim."

"Tamam şampiyon kızma."

Ve yine o ses.

Telefonum çalıyor.

Cebimden telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım.

Şeyda abla?

Kesin Bi bok olmuştu, telefonu hemen açtım.

"Efendim Şeyda abla?"
--------
"NE?!"
--------
"Tamam geliyorum hemen."

Şirkette annemin odasında yani son katta yangın çıkmıştı ve annem içerideydi!

"Rüzgar araban yakında mı?"

"Yakında da noldu?"

"Yolda anlatırım beni şirkete bırakman lazım, hemen çok acil."

"Tamam gel hadi."

Apar topar Çiğköfteciden çıkmıştık.

Şirketin önüne gelmiştik. Arabadan inip hemen şirkete koştum. Rüzgar da arkamdan geliyordu. Güvenlik bana seslenmişti ama onu dinlemeden hemen geçtim. Asansöre binecektim ki ta 13. Kattaydı. Hiç bekleyemezdim.

Merdivenlere yönelerek koşa koşa 14 kat çıktım. Herkes 14. Kata doluştuğu için ilerleyemiyordum.

"Çekilin yoldan! İtfaiyeye haber verin dedikodu yapacağınıza!" diyerek bağırdım ve herkes bana döndü.

"Akşin kızım, haber verdik sakin ol lütfen. Kapı açılmıyor." dedi Hakan abi.

"Kapıyı kırmayı hiç mi düşünmediniz! Ya Bi çekilin doluşmuşsunuz zaten!"

Herkesi ittirerek kapıya yaklaştım. Kapıya dokunmamla elimi çekmem bir oldu. Kapı cayır cayır yanıyordu!

Kapıya biraz daha yaklaştım ama tenimi değdiremedim.

"Anne! İçeri de misin?! Ses ver!"

Uğultular geliyordu ama ne olduğunu anlayamamıştım. Ya yanıp kül olmuşsa? Allah'ım sen koru...

Korkuyordum. Çok korkuyordum... Anneme bir şey olursa ben ne yaparım? Nasıl yaşarım? O benim tek dayanağım...

Gözümden akan yaşları kimse görmeden sildim ve topluluğa döndüm.

"Kim yaptı bunu! Bu yangın kendi kendine çıkmış olamaz öyle değil mi?!"

"Bilmiyoruz ki kızım, Ahmet Bey kayıtlara bakacaktı."

KAFAYI YİYECEĞİM DAHA BAKMAMIŞLAR MIYDI?!

"Bu kattan kim sorumlu ve kimler çalışıyor?!"

Soruma cevap yoktu.

"Soruma cevap verin!"

"Sinan Bey sorumlu. Nihal ve Sevim Hanım; Yağız, Ömer Bey ve ben çalışıyoruz" dedi bir kadın.

Sevim HANIM?!

"SEVİM HANIM NEREDE?!"

"1 buçuk saat önce çıkmıştı şirketten." Sinan Bey..

Sizde bir bokluk var.

"O kadını buraya çağırıyorsunuz, derhal."

İtfaiyeler gelmiş açık camlardan içeriye su tutuyordu.

Allah'ım nolur bir şey olmuş olmasın...

Çok güzel yerde kestim dimi

Sizce ne olucaaakk??

Okuduğunuz için teşekkür ederim <3

Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın aşklarımm

Diğer Yarım | Yarı TextingWhere stories live. Discover now