Bölüm 3

1.7K 170 188
                                    

Volga, gözyaşlarıyla uzaklaşan kızın arkasından baktı. Bu, Nilay'ın kalbini ilk kırışı değildi ama ilk defa duygularıyla böyle oynamıştı. Nilay'ın kendine aşık olduğunu iki sene önce fark etmişti, daha öncesini ise Tanrı bilirdi. İki senedir sanki farkında değilmiş gibi davranıyordu ama Nilay'ın anladığını biliyordu. Kız aşkını itiraf etmeye kalkmamıştı çünkü reddedileceğini biliyordu. Volga, Nilay'a karşı bir şey hissetmiyordu ayrıca bir şey hissetse bile asla onunla birlikte olmazdı. İlişkileri kötü giderse kariyerleri mahvolurdu. Hiçbir şey paten kadar önemli değildi. Nilay artık kendinden umudu kesmeli, sadece kaymaya odaklanmalıydı.

Salonda başka bir şarkı çalmaya başlamıştı, eğlenceli bir parça. Volga müzik setine gidip kapattı ve çıkışa doğru yürümeye başlayan Erdem'in yanına, bıçak koruyucularını takmadan ilerledi.

"Ona dokunduğumda ne hissettiğini anladın mı? Biraz gururun varsa bir daha onun yanında dolaşmazsın." Bu sayfa da böylece kapanmıştı. Tam arkasını dönüp Nilay'ın yanına gidecekken Erdem'in konuşmasıyla durdu.

"Sen kendini kim sanıyorsun? Oyun oynadığını anlamayacak kadar salak mı sandın beni? İlk gördüğüm andan beri Nilay'ı istiyorum ben. Kendini beğenmiş piçin teki yüzünden vazgeçecek değilim." Volga'nın dudağının kenarı sinirle seğirdi.

"Sana kim olduğumu söyleyeyim: Ben Nilay'ı saatte otuz kilometre hızla giderken yerden üç metre yükseğe fırlatıp sonra da yakalayan kişiyim. Gözlerini kapatıp bir saniye bile düşünmeden güvendiği kişiyim. Düştüğünde elini tutan kişiyim. On senedir her gün yanında olan kişiyim. Sen aramızdaki bağı asla anlayamazsın, aramıza giremezsin. İkimizin arasında seçim yapması gerekse, Nilay düşünmeden beni seçer. Ne olursa olsun, hangi sebeple olursa olsun, her seferinde beni seçer. Asıl sen kimsin de Nilay sanki üstünde hak iddia edebileceğin bir varlıkmış gibi konuşuyorsun?"

Volga çocuğa vurmamak için kendini zor tutuyordu. Bu kadar inatçı olacağını düşünmemişti. Kayarlarken çekip gideceğini sanmıştı. Belli ki çocuk da kendine vurmak istiyordu çünkü o da ellerini yumruk yapmıştı. "Devam et, eminim Nilay bana vurmana bayılır." Tatmin olmuş şekilde gülüyordu. Erdem cevap vermeden, omzunu Volga'ya geçirdi ve çıkıp gitti.

Volga pist kapısının kenarındaki koruyucularını takıp Nilay'la ikisinin ortak kullandığı soyunma odasına gitti. Kapının önüne geldiğinde Nilay'ın ağlama sesini duydu ve derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı.

"Defol git!" diye bağırdı Nilay.

Volga umursamadan kapıyı açtı. Nilay'ı dolabının önünde üstünü değiştirirken gördü. Kapının açıldığını fark eden kız hızla tişörtünü indirdi ama bacakları çıplaktı.

"Sana girmemeni söylemiştim! Neden bir kez olsun beni dinlemiyorsun?" diye bağırdı.

"Daha önce görmediğim bir şeyi görmüyorum merak etme," dedi Volga, gözleri kızın morarmış ve şişmiş dizine takıldı. Dün Nilay'ı twist liftten sonra yakalayamamış, dizinin üstüne düşürmüştü. Nilay bu düşüşten sonra ve bugün kaymaya devam etmiş hatta okula bile gitmişti. Hızla Nilay'ın yanına giderken konuştu. "Sen delirdin mi? Nasıl bu halde çalışmaya gelirsin?"

"Beni rahat bırak. Dışarı çık, seni görmek istemiyorum. Ne yapıyorsun ya?" Volga, Nilay'ı kucağına almış, koltuğa götürmeye başlamıştı.

"Seni doktora götüreceğim, yürümemen gerek." Koltuğa bıraktıktan sonra dolaba gidip siyah bir eşofman altını raftan aldı. Nilay'ın önüne gelip eğildi.

"Ben giyerim." Nilay hızla doğruldu ve eşofmanı Volga'nın elinden çekip aldı. Üstüne geçirmeye çalışırken dengesini kaybetti ve tam düşecekken Volga yakaladı.

Buz ve Ay ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin