Bölüm 13

1.7K 162 174
                                    

Nilay odasına girer girmez kendini banyoya attı. Çıktığında müzik açıp, dans ederek kıyafetlerini ve eşyalarını yerleştirmeye başladı. Hava çok sıcaktı ve sürekli zıpladığı için tekrar terlemişti. Kendini koklayıp, ter kokmadığından emin olunca, tekrar banyoya girmek yerine iç çamaşırlarını giyip deodorant sıktı. Yatağa yatıp aldıkları internet kartıyla internete girmeye çalıştı ama internet o kadar yavaştı ki beklerken delirecekmiş gibi hissetti. Kızlara olanları ses kaydıyla anlattı. Annesinden gelen, baban hiç mutlu değil temalı maili okurken, Taylor Swift - I Knew You Were Trouble çalmaya başlayınca, bağırarak şarkıya eşlik etti.

Odasının kapısı sertçe çalındığında yataktan korkuyla sıçradı. Krem rengi, keten, mini elbisesini üstüne geçirip kapıyı hızlıca açtı.

"Bu çalan ne? Sabahtan beri kafamı şişirdin. Tüm otel ayağa kalktı."

Volga içeri girip gürültünün kaynağına doğru ilerledi ve müziği kapattı. Nilay kapıyı kapatıp Volga'nın yanına, yatağa oturdu. Volga beyaz, ince bir gömlek ve krem rengi pantolon giymişti. Onun da saçları ıslaktı ve dağınık duruyordu. Gözleri biraz kızarmıştı. Çok yakışıklı görünüyordu. Nilay'ın saçlarına doğru uzandı ve yüzüne yapışmış saç tellerini düzeltirken, "Acıktın mı?" diye sordu.

"Çok acıktım," diye cevap verdi.

"Nerede yemek istiyorsun? Plan yaptın mı?"

"Evet, annem yemek yiyebileceğimiz yerleri yollamıştı. Pek fazla güzel şey yok ama bugün hindistan cevizi soslu karides zamanı," dedi Nilay heyecanla.

Volga suratında tiksinmiş bir ifadeyle, "Ne zamanı?" dedi.

"Hindistan cevizi soslu karides." Nilay kafasını sanki çok lezzetli bir şeyi yeni yemiş gibi sallamaya başladı.

"Hiç hoş bir şeye benzemiyor," dedi gülerek.

"Yediğin zaman hayatın değişecek," dedi. Volga'yı öpmemek için kendini zor tutuyordu.

"Hiç sanmıyorum," dedi ve eğilip Nilay'ın köprücük kemiğinden öptü. Nilay gözlerini kapatmıştı. "Benim hayatım sen beni öpünce değişti," diye mırıldandı ve boynunu öptü. Volga dudaklarını araladı ve nefesini boynuna doğru verdi. Nilay iç çekerek derin bir nefes aldı ve gözlerini açtı. Çıkardığı ses, Volga'nın sırıtmasına sebep olmuştu.

Yataktan hızla kalktı, "Çıkmamız lazım," dedi ve tuvalet masasına gidip saçlarını taramaya başladı. Saçlarını taradıktan sonra parfümüne uzandı.

"Onu sıkma olur mu?" dedi Volga.

"Neden?" diye şaşırarak sordu ve Volga'ya baktı.

"Çünkü sen kendimi bildim bileli aynı kokuyordun, hiç değiştirmedin. Sonra, biliyorsun işte, ben seni koklayınca değiştirdin. Sanki senin gerçek kokunu almamı istemiyormuşsun gibi. Bunu sıkmak istiyorsan sık tabii, sen bilirsin. Buna da alışırım," dedi.

"Peki, birilerine veririz, yeni almıştım zaten," dedi ve parfümü çantasına attı. Kolyesini taktı ve kahverengi sandaletlerini giydi. "Hadi," deyip elini Volga'ya uzattı. Volga gülümseyerek elini tuttu ve çantayı Nilay'ın sırtından çıkarıp kendi taktı.

Nilay'ın yemek yemek istediği yeri bulmadan önce biraz dolaştılar. Binalar ve arabalar muhteşem görünüyordu. Her yer rengarenkti ve her meydanda, mekânda, dans edip şarkı söyleyen insanlar vardı.

Yemek yiyecekleri yere geldiklerinde de içeride insanlar dans ediyorlardı. Siparişlerini verdikten sonra Nilay, "Dans edelim," dedi.

"Yemekten sonra, olur mu?"

Buz ve Ay ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin