7. BÖLÜM

167K 8.7K 6.6K
                                    

7. BÖLÜM: BİR VARMIŞ BİN YOKMUŞ

Çok yoğun günler geçirdiğim için ne yazık ki buraya pek uğrayamadım. Açıkçası şu an yaşanılan yangınlar nedeniyle de kötüyüm, umarım daha fazla can kaybı olmadan en kısa sürede bu durum düzelir, dualarım orada yaşayan insanlarla. Bölüm atmak bu yüzden pek içimden gelmiyordu ama belki az da olsa kafamızı dağıtırız diye düşündüm, keyifli okumalar dilerim bebeklerim✨

 Bölüm atmak bu yüzden pek içimden gelmiyordu ama belki az da olsa kafamızı dağıtırız diye düşündüm, keyifli okumalar dilerim bebeklerim✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



•Fugees Killing Me Softly With His Song
Yalın Sahte
Ceylan Ertem Dönmüyor Geri

🌱

Bir adam sevmiştim, bir vardı bin yoktu.

Göğüs boşluğuma, olmadığı zamanlar da açtığı yaralar ise en çok ruhumu yaralamıştı. Fakat yokluğunun izleriydi varlığını kanıtlayan...

Başımı yavaşça Vural'ın omzuna doğru yaslayıp puslu bakan gözlerimi, hareket halinde olan arabanın camına çevirdim. Yol öyle hızlı akıp gidiyordu ki zaten kötü olan başımı iyice döndürüyordu. Hafifçe iç çektiğimde meyhanede geçirdiğimiz zamanı düşündüm. Birkaç saat boyunca sessizce oturmuştuk. Ama garip bir şekilde o anlarda daha fazla yakınlaştığımızı hissetmiştim. Vural acılarının izlerini taşıyan gözlerini benden esirgememişti çünkü. Konuşamamıştı belki ama görmeme izin vermişti. Onun için büyük bir adım bizim için büyük bir gelişmeydi.

Sonrasında Vural, Kürşat'ı çağırmıştı. Yaklaşık on beş dakika önce Kürşat ve yanında adını bilmediğim bir adam, bizi meyhaneden almıştı. Çünkü Vural, art arda devirdiği kadehlerden ötürü araba kullanamayacak hâldeydi. Ben ise sadece bir kadeh içmiştim ve ondan daha beter bir şekilde sarhoş olmuştum.

Yüzümü omzuna doğru çevirip alnımı siyah renk keten gömleğine sürttüm. "Midem bulanıyor," diye sızlandım.

Araba sürekli sallanıyordu ve bu hassas olan midemi iyice kötü bir hâle getiriyordu. Vural anında başını bana taraf çevirince kafamı yana eğip tek gözle ona baktım. Araba karanlık olduğu için yüz ifadesini tam göremiyordum.

Sert bir şekilde "Sakın üstüme kusma!" dedi.

Gözlerimi devirdim ya da devirmeye çalıştım çünkü reflekslerimi pek de kontrol ettiğim söylenemezdi. "Ya ben ne diyorum senin derdin ne?" diye yakındım.

Bana garip garip bakarken ofladı. "E be Zeynep, senin neyine içmek?" diye söylendi.

Yüzümü buruşturdum, midem gittikçe kötü oluyordu.

"Zeynep sakın arabamı batırma!"

Kürşat'ın sesini duyunca dudaklarımı büktüm. Herkesin tek derdi eşyalarıydı, kimse beni düşünmüyordu. "Hiçbiriniz beni düşünmeyin zaten," dediğimde sesim titrek çıkmıştı. Bir çocuk gibi sızlandığımı fark etsem de elimde değildi.

SEHER YELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin