Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Bana karşı en ufak hareketinde seni yerin dibine sokarım"
---
×hak etti×
Kapıyı kitledikten sonra bakışlarım korkuyla beni izleyen kıza döndü.
Anahtarı eteğimin yanına sıkıştırıp griffindorlu kıza doğru ilerledim. Her adımımda duvara daha da yaklaşıyordu. Bu etkiyi vermiş olmam mektupu alan kişiyi öğrenmeme daha yardımcı olucaktı.
"Benden ne istiyorsun" dedi başını dik tutmaya çalışırken.
"Sana mektupu Marlene verdiğini biliyorum" dedim iddialı bir bakış atıp.
"Bunu nerden öğrendin!"
Kahkaha attım. Göz kırpıp "bu iş böyle çözülür" dedim keyifle.
"Ne?" dedi kaşları çatık bir şekilde.
"Az önce bana güzel bir bilgi verdin" dedim ve bir kaç adım daha yaklaştım. "Bu olanlar aramızda küçük bir sır olarak kalıcak" dedim ve kilidi açıp zafer dolu adımlar atarak büyük salona doğru ilerledim.
"Güzelim" göz devirmemek için kendimi tuttum.
"Bu sefer beni tutamıycaksın Aylak" James sesi ve ardından Marcus üstüne Atlıyan bedeni ile geriye doğru bir kaç adım attım.
Gömleğinin kollarını yukarı katlayan Sirius ve bu tarafa doğru gelen Slytherin grubu ile olayın nereye bağlanıcanı biliyordum.
"Pekala" dedim omuz silkip.
Kavga veya spor benim değil James işiydi. Ben daha çok laflarım ile ezerdim veya spor yerine sanatla ilgilenirdim.
"Yine bir kavganın ortasında karşılaştık" dedi Narcissa Black.
"Biliyor musun" dedi konuşmaya devam ederken. "Sırf seninle sohbet etmek için bile kavga çıkartabilirim"
Kıkırdadım. "Bu iyi bir fikir. Bazen deneyebiliriz"
"Bu görevi bizim yerimize Marcus hakkıyla yerine getiriyor zaten" dedi gülerek. Bu dediğiyle bende güldüm.
"Bahçede dolaşalım mı?" dedim tamamen kavgayı unutup.
"Elbette" dedi hafif bir gülümseme eşliğinde.
"Çok kibar ve zarifsin" dedim alayla.
"Zarif ve kibar olmak hoşuma gidiyor. Kaba kelimeleri hiç sevmem" dedi.
