"Ve sende yeni en iyi arkadaşımsın"
---
×Neden×
Hata yapmaktan, ailemi utandırmaktan ve başaramamaktan korkmuştum hep. Bir şeylerde eksik olmamak hep en iyisi olmak için uğraşırdım.
Bazen kendimi yetersiz görür daha çok çalışırdım. Kendimi iyi hissedene dek.
Bakışlarım kolumda ki saate kaydı. Saat dörde yaklaşmıştı. Ben ise bu saate kadar kütüphanede oturmuş yaklaşan sınavlara çalışmaya başlamıştım.
Önümde ki kitap ve parşömenleri toplayıp çantama koydum ve kütüphaneden yavaş ve yorgun adımlar ile çıktım.
Sessiz koridorda ilerlerken bir anda bir şeye çarpmam ve yere düşmem bir oldu.
Söylenerek yerden kalktıktan sonra başımı kaldırıp çarptığım şeye baktım.
Buz mavisi gözler ile karşılaşmayı beklemediğim için kaşlarım çatıldı.
Koca bir ay geçmişti her şeyin üstünden. Konuşmuyorduk artık, sadece aynı ortamda bulununca ufak diyologlar geçiyordu aramızda. James olaydan sonra bir şekilde Sirius ile barışmıştı.
Marcus ile olan ilişkim büyük olay yaratmıştı ilk duyulduğunda ancak herkes alışmıştı artık. Merlene ve Sirius ise ilişkileri hâlâ sürüyordu. Belli etmesem de içten içe canımı sıkan bir durumdu.
Bir anda görünmezlik pelerinin altından çapulcular çıktı.
"Sizin bu saatte burda ne işiniz var?" dedim kaşlarım daha da çatılırken.
Remus'un halsiz hali dikkatimi çekince sorumun yanıtını beklemeyi bırakıp Remusa ilerledim.
"İyi misin Remus? Bir şey mi oldu?" dedim Jamese dönerken.
Başını sağa sola salladı hızla. "Sadece biraz üşütmüş. Değil mi Aylak." Remus Jamese ters bir bakış attıktan sonra "öhm öhm." dedi.
Yalan konusunda berbatlardı, bazen.
"Size inanmış gibi yapıcam ve gidip uyuycam." dedim ve yanlarından adımlarımı hızlandırarak ayrıldım.
***
"Kendine çok yükleniyorsun" dedi dizlerine başımı koyduğum Marcus.
YOU ARE READING
𝑊𝑟𝑜𝑛𝑔 𝑃𝑒𝑟𝑠𝑜𝑛 | 𝓈𝒾𝓇𝒾𝓊𝓈 𝒷𝓁𝒶𝒸𝓀
Fanfiction𝑾𝒓𝒐𝒏𝒈 𝑷𝒆𝒓𝒔𝒐𝒏 | 𝐒𝐢𝐫𝐢𝐮𝐬 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤 𝐛𝐚𝐳𝛊 𝐬𝐞𝐲𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐠𝐞𝐫𝐢𝐝𝐞 𝐛𝛊𝐫𝐚𝐤𝐭𝛊𝐠̆𝛊𝐧𝛊 𝐝𝐮̈𝐬̧𝐮̈𝐧𝐮̈𝐲𝐨𝐫𝐝𝐮... "İşimi zorlaştırıyorsun" dedim kısık sesle. "Sende, beni zorluyorsun." dedi elini yanağıma koyup baş parmağı...