Breakfast

357 27 9
                                    

Dün akşamki yemekte Niall'ın da gelmesiyle ortam daha da çok şenlenmişti. Yemekten sonra beşli bir arada oturmuş, ortamdan sadece Niall'ın sesi ve kahkahaları yükselirken oldukça eğlenmişlerdi.

Harry ve Louis birbirlerine kaçamak bakışlar atarken Liam ve Zayn çiftinin bir araya gelme hikayelerini Niall'ın ağzından dinlediler. Gecenin geç saatlerine kadar oturdukları için uyku bu tatlı muhabbeti bozan tek şey olmuştu.

Zayn, Niall ve Louis'ye odasına kadar eşlik ederken aynı şeyi Liam Harry için yapıyordu.

Vücudunu ona döndürüp konuştu. "Küçüklükten beri uyuyamaman konusunda çok konuştuk biliyorum Harry ama böyle durumlarda senin gibi uykumun gelmemesini isterdim. Konuştuklarımızdan çok keyif alıyordum. Gece devam etseydi keşke..." Liam içindekileri söylediğinde, Harry de içten içe devam etmesini istiyordu.

Louis ile yemek dahil olmak üzere pek fazla sohbet edememişlerdi ve bu durum onun canını sıkmıştı. Nedense sürekli ona çekiliyor, onunla sohbet etmek, bu gizemli ruhu daha yakından tanımak istiyordu. Bütün bu duyguları ses tonuna yansıtıp "Ben de isterdim Lee..." diyebildi sadece.

Harry'nin odasının önüne geldiklerinde Liam ona sarıldı. "Neyse ki daha önümüzde çok gün var." deyip iyi geceler diledi ve ondan ayrıldı.

Zayn, Louis ve Niall yürürken aralarındaki sessizliği bozdu. "Sana nasıl hissettiriyor bilmiyorum Tommo ama gece uyumamak gerçekten büyük avantaj." Louis onu cevaplamadan Niall olduğu yerde durup ona döndü. "Bir dakika, bir dakika.. nasıl yani anlamadım. Sen uyumuyor musun?"

Louis bu tip sorulara alışkın olduğu için başıyla onaylayıp ona basitçe açıkladı. "Uyumuyor değilim. Uyuyamıyorum. Ben öyle düşünmesem de bu bir hastalık. İnsomnia yani uykusuzluk, uykuya dalamama olarak biliniyor. Kendimi bildim bileli var." dedikten sonra Niall tam ağzını açmıştı ki Louis ne diyeceğini tahmin edip konuşarak onu susturdu. "Evet tedavi yöntemleri var. Vücudumda bir şey yok, doktorlar psikolojik olduğunu düşünüyor."

Tabi doktorlar bu psikolojik sebeplerin arasında çok küçükken anne ve babasının ayrılması, anne ve kız kardeşinin vefatı gibi şeyleri saysa da Louis, Niall'a bunlardan bahsetmemişti. Gece güzeldi ve öyle bitmesini istiyordu.

Niall yeni öğrendiği bu durumla birlikte yürümeye devam ederken hızla konuştu. "Ben uykuyu çok severim dostum o yüzden senin nasıl hissettiğini anlayamam ama çoğu durumda avantajlı olsa gerek." Zayn erkek erkeğe olmalarının verdiği rahatlıkla onun dediğini bel altı esprisine vurdu. "Yatakta müthiş bir avantaj bence." Üçü onun bu dediği şeye gülerken Niall'ın odasına çoktan gelmişlerdi.

Ona iyi geceler deyip vedalaştıktan sonra Louis Zayn'e yarın hakkında bilgi verdi. "Yarın sabah bahçede kahvaltı yapacağız. Akşam yemeğini tek bir masada iki aileyi ve gelenleri kaynaştırma amaçlı yaptım ama yarın öyle büyük gürültülü bir şey olmayacak. Bahçeye dikdörtgen masalar yerleştirilecek ve herkes bu akşam tanıştığı, kendine yakın gördüğü kişilerle yemek yiyecek."

Zayn onayladığını belli eder şekilde başını salladığında Louis devam etti.
"Oturma planını da şöyle düşündüm. Bir masada sizin aileleriniz ve Styleslar, bir diğerinde siz ve yakın çevreniz o da ben, Niall ve Harry oluyor. Diğerlerinde de kuzenler ve birlikte oturmak isteyenler. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum yarın bir şekilde herkes kendi düzenini bulacak ama yine de  eklemek ya da çıkarmak istediğin bir şey varsa söyle."

Zayn onun omzuna elini koyup minnetle "Teşekkürler Louis. Sen olmasan bütün bunların altından nasıl kalkardım bilmiyorum. Her şey mükemmel." deyince Louis bu ciddi havayı dağıtmak için her zamanki tavrını takındı. "Bu düğünü ben organize ediyorum Zayn. Mükemmel olmaması mümkün mü sence?" deyip odasına adımlarken ardında kalan Zayn'e bağırdı. "Yarın saat 8'de kapınızdayım!"

Wedding Organization//Larry StylinsonWhere stories live. Discover now