Dream

311 16 3
                                    

"Harry onu güneşten saklayan geniş şemsiyenin altında otururken birkaç metre ilerisindeki denizin kıyıya vuruş sesleriyle gözlerini kapattı. Su sesi onun için her zaman sakinleştirici bir etkiye sahip olmuştu.

Gözleri kapalı nemli havanın kokusunu derince içine çekti. Güneş ışığının kemiklerini ısıttığını hissettiği o anın keyfini çıkardı. Bu hissi çok seviyordu. Gözlerini yavaş yavaş araladığında uzaktan ona yürüyen adamı gördü.

Louis... Altındaki siyah şort ince bacaklarını beceriksizce örtmeye çalışıyordu. Üstünde ise hiçbir şey yoktu. Dövmelerin süslediği bronz teni güneşin bütün ihtişamını üzerine
almıştı sanki. Belirgin elmacık kemikleri, keskin yüz hatları, ipek gibi saçlarının dışında ince beli ve biçimli bedeniyle Harry'e doğru yürürken, Harry onu aşkla incelemekten başka hiçbir şey yapamadı.

Louis yaklaşıp yanındaki ahşap şezlonga oturduğunda Harry bu sefer gözlerini karşısındaki denizin mavisinden daha güzel olan mavilere çıkarttı. O güzel gözler Tanrının şaheseriydi. Harry de bunun hakkını verip onu izlemeye daldı. Louis onun yoğun bakışlarını her zaman ki gibi fark etmişti.

"12 sene oldu Harry... Ama bana  bakışların bir an olsun değişmedi. Her zaman ilk günkü aşk ile bakıyorsun."

Harry gözlerini sol elindeki yüzüğe değdirdi, soğuk gümüşü parmağında ileri geri oynattı. Üstünde 'söz' yazıyordu. Bütün ömrünü birlikte geçireceklerine dair ikisinin de vermiş olduğu bir söz.

Onlar 12 senedir birliktelerdi fakat 10 senedir evlilerdi. Bir kağıda imza atmış olsalar bile şuan bu ilişkiyi ayakta tutan, kanıt geçerliliğindeki o kağıt parçası değildi.

Herhangi bir kanıta ihtiyaç olmadan kalpleriyle vermiş oldukları bağlılık yeminleri, onları hâlâ ilk günkü aşkın ateşiyle yakıyordu. Bu aşkın ateşi bu güne dek biraz olsun sönmemişti.

Harry onun dediklerine karşılık vermek için ona uzandı ve hafif esen rüzgarla dağılan saçlarını alnından kenara itti. Gözlerine bakıp "Sanki sen farklıymışsın gibi konuşuyorsun sevgilim. İkimizin aşkı geçen günlerde hiç azalmadı ki."

Louis yüzünü onun ellerine iyice yaslayıp konuştu. "Haklısın.. aksine ben her geçen gün sana daha çok aşık oluyorum."

Harry konuşmadı. Hissettiklerini, beyninde dönenleri ona anlatmak için senelerini vermişti ve hâlâ veriyordu ama hiçbir zaman bu geçen günler hislerini anlatmaya yetmemişti. Bu gidişle yetmeyecekti de.

O yüzden Harry bütün bu düşünceleri dağıtmak için gülümseyerek sordu. "Darcy uyudu mu?" Louis kızlarının ismini duyduğu anda yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. "Uyudu Harry. Uykuya dalmakta biraz sıkıntı çekti ama..."

Harry onun cümlesini kesip kendisi tamamladı. "...ama Jay annenin sen uyu diye her gece sana anlattığı hikayeyi anlatınca hemen uyudu, değil mi?"

Louis her eksiğini tamamlayan bu adamın cümlesini de tamamladığına şahit olunca tebessüm edip onu onayladı. "Evet. Bende pek işe yaramamıştı ama kızımızda işe yarıyor. Tanrı bilir annem senelerce onun çabalarına karşı uyumayıp seninle uyuduğumu gördüğünde ne yapmıştır?"

Harry onun bu söylemine gülümseyip şakacı bir tavırla omzuna vurdu. "Hey, annemle aramıza girme. Bence o beni seviyor. Hem bunu bana sen söyledin."

Louis onu onayladı. "O sana bayılıyor Harry. Buna eminim. Tıpkı benim gibi..."

.

Wedding Organization//Larry StylinsonWhere stories live. Discover now