i don't care about you | taekook

thirty three

arkadaslar hazir misiniz

⚠️ufacik kucucuk ama bakin cidden kucucuk 🤏 bir smut uyarisi ⚠️

**

Elimdeki resim malzemelerini yere koydum ve karşımda heyecanla bekleyen taehyunga baktım.

Bu kadar heyecanlı olması gülme isteğimi arttırıyordu. Bir çocuk gibi yerinde duramıyor, elleriyle oynuyor durmadan soru soruyordu. "Jungkook çok mu uzun sürecek? Ben bir kaç saat boyunca hareketsiz nasıl kalacağım?"
Nefes vererek cevap verdim. "Hareket edebilirisin taehyung. Aklımda kalır zaten duruşun." Kafasını salladı.

Şu an resim sınıfındaydık. Zil çalar çalmaz taehyung aceleyle beni buraya getirmişti. Benden daha heyecanlı duruyordu. Onu hayal kırıklığına uğratmamak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaktım. Resmi batırmak istemiyordum. Bileğinden tutarak karşımdaki sandalyeye oturttum. Ses çıkarmadan dediğim şeyleri yapıyordu. "Burda böyle dur tamam mı?" Hareket etmeden cevap vermeye çalıştı. Ağzının içinden hm'ladı. Konuşursa duruşunun bozulacağını sanıyordu sanırım.

Sırıtarak yerime geçtim. Elime kalemimi aldım ilk önce. Taehyunga baktım. Kahverengi saçlarına perma yaptırmıştı bu yüzden hafiften kıvırcıktı. Bir kaç tutam gözünün önüne düşüyordu. Gelmeden önce makyaj yapmıştı. Hafif kahverengi tonlarında far ve ince siyah bir eyeliner vardı. Dudağında sadece parlatıcı vardı. Suratının bir kaç yerine kapatıcı sürdüğü belli oluyordu. Bunu yanağındaki benin kapanmasından anlamıştım. Ne kadar o beni kapatsada ben yine de çizecektim. Hoşuma gidiyordu.

Dik bir şekilde dümdüz surat ifadesiyle bekliyordu. Kıkırdadım. "Taehyung biraz gülümsesene." Zorla gülümsemeye çalıştı. Şu an komik duruyordu. "Ne gülüyorsun?"

"Gergin duruyorsun. Rahatla biraz."

"Gergin değilim çiz hadi duramıyorum daha fazla. Ben küçükken çok yaramazlık yapardım biliyor musun? Hiperaktiftim yani. Bir saniye yerimde oturamıyordum. Sürekli ayaktaydım çok zor şu an her şey benim için." Taehyung anlattığı şeye o kadar dalmıştı ki durduğu pozu tamamen bozmuş hala farkına varmadan elleriyle anlatmaya devam ediyordu.

Bıkkın bir nefes verdim. "Taehyung duruşun bozuldu. " Yeni farkına varmış gibi dondu ve bir kaç saniye bana baktı. Daha sonra boğazını temizleyerek eski haline dönmeye çalıştı. "Tamam hadi çiz. " Bu sefer daha samimi bir gülümsemeyle bana baktı. Bu pozu hoşuma gitmişti bu yüzden tuvalime hemen taslağını attım. İlk önce bir yuvarlak çizdim ve ortasından düz bir çizgi çektim. Sabırla yüzünün hatlarını belirledim. Keskin bir çenesi vardı ancak suratı genişti biraz. Her şeye dikkat ederek karşımdaki kişiyi tuvale geçirdim.

"Jungkook yoruldum. " Güldüm. "Daha beş dakika oldu ve yaptığın tek şey oturmak." Konuşurken çizmemi durdurmadım. Çizmeye devam ettim. "Ama sıkıldım." Dudaklarını büzdü. Gözlerinin önüne bir kaç tane daha saç tutamı düştü. Düzeltmek için yanına gittim.

Elimi saçlarına çıkardım ve tutamları yavaş bir hareketle geriye attım. Daha sonra bozulan duruşunu biraz daha düzeltmek için çenesinden tuttum ve başını yukarı kaldırmasını sağladım. İstemeden suratlarımız yakınlaşınca ne yaptığımın farkına varıp geri çekildim. Taehyung ise sadece donmuş bir şekilde bekliyordu. Nefes aldığından emin değildim. İstemsizce hızlanan kalbimle yerime geri oturdum. Boğazımı temiziledim ve çizmeye devam ettim

Taehyungtan hoşlandığımı anladığımdan beri ne zaman yakınlaşsak bu yaşanıyordu. Ani bir hareket yapıyordum ve ikimiz de şok olup donuyorduk bir kaç saniye. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi kendi işimize dönüyorduk. Biraz tuhaftı. Ama alışmaya başlamıştım. Yanında olduğum her saniye kalbimin çıkacak gibi atmasına alışmıştım. Henüz itiraf edecek cesaretim yoktu çünkü ne tepki vereceğini bilmiyordum. Birden benden uzaklaşmasını istemiyordum. Gerçekten ona o kadar alışmıştım ki, bir gün bile konuşmasak eksik hissediyordum. Bu yüzden bu riski alamazdım. Korkuyordum. Hiçbir zaman sevdiğimi söylemesem sadece yanında dursam da olurdu benim için sorun değildi.