24

4.7K 297 24
                                    

Medya: Boşluğuma geldiği için 1 saat anırarak güldüm

Not: kitabı unutmamın en büyük nedeni F1 izlemeye geri dönmemdir.

...

Gidin F1'e kızın.

●●●●

-1 hafta sonra-

Dünya: Yazmadığın için teşekkür ederim.

Kafamı toparlamam lazımdı.

Toprak yazıyor...
Toprak çevrimiçi

Dünya: Doğa'nın ölümünden sonra beni bir kere bile olsun görmeye gelmedin.

Cenazede yüzüme bile bakmadın.

Turgut beni gözünün önünde aşağılasa da sesini çıkarmadın.

Neden şimdi?

Toprak yazıyor...
Toprak çevrimiçi

Dünya: Gerçekten hiçbir şey yazmayacak mısın?

Toprak: Evinizin önündeki parka gelir misin?

Dünya elindeki telefondan başını kaldırdı. Hızla yatağından kalkıp salona koştu ve pencereden evlerinin önündeki parka baktı.

Sarışın bir çocuk salıncaklardan birinde oturuyordu.

"Toprak." Dedi yavaşça Dünya. Annesine markete gidiyorum diyerek evden çıktı. Asansörü çağırma tuşuna bastığında 10. kattan gelen asansörü bekleyemeyecek gibi hissetti ve 4 katı merdivenlerden indi.

Apartmanın ağır dış kapısını normalde zar zor açan Dünya, o anda Thor edasıyla kapıyı zorlanmadan açmıştı. Hafif atıştırmaya başlamış yağmur yüzünden hırkasının başlığını kafasına geçirdi. Arabaların bile zar zor uğradığı sokağı zorlanmadan geçti ve yüksek binaların arasında kalmış olan parka ilerledi. Parkta büyün sayılabilecek tek bir ağaç vardı ve ağacın gövdesi o an Toprak'ı kapatıyordu.

Dünya kalbinin düzensiz ritmine rağmen nefesini düzenledi ve yavaş adımlarla salıncakta oturduğunu bildiği Toprak'a ilerledi. Toprak çakıl taşlarından sesi gelen adımları duyunca telefondan yüzünü kaldırdı ve Dünya'ya döndü.

Dünya insanların duygularını anlamakta zorluk çekerdi. Empati yeteneği çok gelişmiş değildi. Ancak o an Toprak'ın yüzündeki bütün duygu değişimini görmüştü. Kahverengi gözlerinin içindeki parıltıyı, sırılsıklam olmuş, uzun saçlarının bir kısmı yüzünü kaplıyordu ancak gülümsediğini görebiliyordu Dünya. Bir eli selam vermek için kalksada tekrar indirdi, nereye koyacağını bilememiş olacak ki, cebine soktu elini.

Dünya en son 10. sınıfta gördüğü yüzü inceledi biraz. Hayatındaki ilk ve tek aşkı karşısında kendisine olan sevgisini gizlemeden duruyordu. Ondan bir umut olumlu yanıt bekliyordu.

Dünya onu her zaman ulaşılması zor bir mücevher gibi görmüştü. Ancak karşısında duran genç; kendini tamamen teslim etmeye hazırdı.

"Sana yazdığım gün," diyerek başladı sözüne Toprak. "Uzun süreli depresyonumun son günüydü." Toprak elini ensesine götürüp sıktı. "Aynı zamanda sana aşık olduğumu kabullendiğim gündü."

Dünya zaten Toprak'ın üzerinde olan bakışlarını onun gözlerine çıkardı. "Kabullenmek mi?"

"Dünya, inan ya da inanma ancak senden önce kimseye karşı bir şey hissetmedim. Bu yüzden seni sevdiğimi kabullenmek zordu. Bilmediğim bir duyguyu yaşıyordum ve ne olduğunu anlamadım." Toprak yutkunup kafasını kaldırdı ve derin bir nefes aldı. Islak toprak kokusu onu mest etmişti. "Bu yüzden senden uzaklaştım. Senin iyiliğin için, kendi iyiliğim için. Sağlıklı olmayan bir ilişkiye adım atmak istemedim."

Dünya başını iki yana salladı. "2 sene mi sürdü hislerini kabullenmen?"

Toprak sustu. Dudaklarını birbirine bastırdı. Dünya onun yüzündeki kararsız ifadede; hâlâ ne hissettiğini anlayamayan bir oğlan gördü. Sevdiği kişiyi daha fazla bekletmek istemeyen bir oğlan.

Dünya yavaşça Toprak'ın yanına gidip ona sarıldı. Kendisinden -haylice- uzun oğlandan karşılık alamasada sarılmaya devam etti. Göğsünün kabarması ile bir şey demeye hazırlandığını gördü Dünya.

"Şu an değil." Dedi. "Şu an bu konuşma için erken." Hafifçe geri çekildi. "Bunu daha sonra tartışacağız ancak bu sırada bana anonim olarak yazma."

Toprak kaşlarını çatarak ona baktığında devam etti: "Toprak olarak yaz." Dedi.

Toprak ilk başta ne dediğini kavrayamasada birkaç saniye sonra dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. "Tamam." Dedi.

Dünya tamamen geri çekildi ve eliyle evini gösterdi. "Gitmem gerek."

Toprak başını salladı. "O-o zaman sana yazarım."

Dünya geri geri adım atarken gülümsedi. "Bekliyorum." Dedi. Arkasını döndü ve hızlıca apartmana girdi.

4 katın merdivenlerini o anın verdiği heyecanla koşarak çıktı. Evin kapısını açtı ve içeri girdi. Ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılığa koydu. Tam odasına geçecekken salonda oturan annesini gördü.

Annesi gülümsedi. "Bugün markette ayrıca bir kampanya mı vardı, yoksa sarışın, yakışıklı çocuklar eve sipariş getirmeye başladı da ben mi kaçırdım?"

Dünya reflekse ağzını açtı ancak geri kapadı. "Nasıl gördün?"

"Camdan sana kahve al diye bağıracaktım ama planım ters tepti." Dedi annesi hafifçe gülerek.

Dünya tam ağzını açacaktı ki cebindeki telefon titreşti. Eline alıp gelen mesaja baktı.

Toprak: Konuşalım mı?

Dünya gülümseyerek ona cevap yazmaya başladı ve odasına ilerledi. Annesi ise arkasından odasına girene kadar baktı. Daha sonra elindeki karakalem resmine devam ederek "Zamani gençler..." diye mırıldandı.

●●●●

Hatalarım varsa kusura bakmayın...

Çirkin//bxbWhere stories live. Discover now