10| Beyaz Atlı Prens

66.3K 6.2K 5.3K
                                    

"Sasha, dikkat et! Kaplumbağaya basacaksın!"

Biz Taehyung ile eşyaları yerleştirirken Sasha etrafta koşuşturuyor, kahkaha atıp duruyordu. Sasha'nın yanında bir arkadaşı olmamasına rağmen bu kadar neşeli kalmasını garip buluyordum. Ben olmadığım zamanlarda ne yapıyordu? Babası işe gidiyor, yanında kalamıyordu. Taehyung'un adamları ise her ne kadar komik insanlar olsalar da Sasha ile oyun oynayamayacak kadar meşgullerdi. Küçük bir kız çocuğunun böylesine yalnız büyümesi gerçekten iyi değildi. İleride insanlarla olan iletişiminde sıkıntılar çekmesinden korkuyordum.

"Basmadım anne! Hatta arkadaş olduk, bak!" dedi Sasha kocaman gülümseyerek. Onun tatlılığına gülerken Taehyung kendi kendine söyleniyordu.

"İnanamıyorum piknik yapmak için ikna olduğuma... Bugünü sağlam bir şekilde atlatalım, başka bir şey istemiyorum."

Elimdeki meyve kabını masaya koydum ve ona döndüm. "Merak etme, ben seni korurum."

Güneş gözlüğünü çıkarıp üzerime eğilmiş ardından dudaklarını yalamıştı. Ben duraksayıp dudaklarına bakakalırken o sinirli olduğunu belli eden sesiyle konuştu.

"İş sana kalırsa biz bittik zaten! Ne çıkıyorsa senin başının altından çıkıyor Jungkook."

Gereksiz yükselmesine göz devirmiş, geriye adımlamıştım. Onunla ne zaman iyiye gidiyoruz desem bir şey söyleyip en başa döndürüyordu bizi. Yarım kalıyorduk hep.

"Memnun değilsen gidelim, Taehyung. Keyfimizi kaçırmanı istemiyorum."

Gözlerini açmış, dediğimi sorgular gibi kaşlarını kaldırmıştı. Çenesinin kasıldığını gördüm, sinirlendirmiştim onu. Onun bu dengesiz hareketlerinden sıkılmış ve yorulmuştum. Evet, bir anda hayatlarına girmiş ve çok farklılaştırmıştım ancak ben böyle birisiydim. Onların baskıcı, sıkıcı ve tekdüze hayatlarına ayak uydurmak istememiştim ve Sasha'yı alıştığı düzenden kurtarmaya, normale döndürmeye çalışıyordum.

Tam ağzını açmış bana cevap verecekken Sasha'nın çığlığıyla ikimiz de bu konuyu rafa kaldırmıştık, eğer devam etseydik ilk ciddi tartışmamızı edebilirdik.

Korkuyla kafamı Sasha'nın tarafına çevirdim. Çığlık çığlığa bize doğru koşuyor ve ağlıyordu. Arkasından hızla gelen yavru köpeği görmemle kahkahamı tutamamış, sesli şekilde gülmeye başlamıştım. Köpek büyük ihtimalle oyun oynamaya çalışıyordu ancak Sasha korkmuş, koşmaya başlamıştı. Köpek de bunu oyun sandığı için arkasından kovalıyordu.

Taehyung endişeyle kızına adımlayıp onu kucağına aldı. Onlar mı çok geriliyordu yoksa ben mi fazla rahattım, bilemiyordum bazen...

"Bir yerin yaralandı mı, bebeğim? Hm?" diye sordu Taehyung kucağındaki bedene. Taehyung'un etrafında da yavru köpek koşturuyor, zıplıyor ve kuyruğunu sallıyordu nefes nefese kalmış şekilde. Sasha'nın köpeği görmesiyle ağlaması şiddetlenmiş, babasının boynuna daha sıkı sarılmıştı.

Onlara doğru adımlayıp yere eğildim. Cins bir köpek gibi gözüküyordu, eski sahipleri satın alıp daha sonradan sokağa salmış olmalıydı. Köpeği yanıma çağırıp tüylerini okşamaya başladım. Kucağıma atlamaya çalışıyor, etrafımda dolanıyor ve elimi yalıyordu. Onun hareketlerini yüzümdeki gülümsemeyle izliyordum, sahiden çok tatlı bir köpekti. Sasha köpekle oynayan beni görünce burnunu çekmiş, ağlamasını kesmişti. Kafamı ona doğru kaldırdım ve kızarmış gözlerine baktım. Her ne kadar gülsem de Sasha'nın ağlamasına asla dayanamıyordum.

"O seninle oyun oynamak istiyormuş güzelim. Bak, çok tatlı değil mi?" dedim yere oturup. Köpek anında kucağıma zıplamış, heyecanlı hareketlerle bedenimi koklamıştı.

Mother's Daughter | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin