26| Çiçek ve Çikolata

51.9K 3.7K 6.3K
                                    

Yaklaşık üç ay önce, yine bu saatlerde Han Nehri'ndeki; devletin rastgele koyduğu tahta banklarda oturmuş ve elimde ufacık kalmış sigarayı dolduruyordum ciğerlerime. Etrafa bakıyor, saçlarımı stresten kurcaladığım için kuş yuvasına çeviriyordum. Aklımdan yine kendimi nehre atıp kurtulmak geçiyordu, tabii bunu şakaya dayandırıyordum. Annemlerin çiftlik ve sera için girdiği borçlar, onları yüklenen ben; son senem olduğu için zorlaştırılan dersler, onlara yetişmeye çalışan yine ben...

Evet, küçük bir kız çocuğunun bacağıma yapışıp bana anne diye seslenişinden önceki hayatım böyleydi. O küçük kızın babasının bana adımı sorar şekilde mesaj atması da gerçek manada 'Yaşıyorum ben ya.' diyebileceğim zamanın başlangıcıydı. Taehyung ve Sasha benim hayatımdaki dönüm noktası, kitaplara bile konu olabilecek olağanüstü şanslarımdı.

Taehyung ile olan ilişkimiz inişli çıkışlıydı. Tanıştığımızdan beri böyleydi bu, bir gün kedi köpek gibi atışırken öbür gün sevişiyorduk. Mecaz anlamda değil, sahiden sevişiyorduk. Dengesizdik, bir anda parlıyorduk ancak soluğu yine birbirimizde almamız uzun sürmüyordu.

Kabaydı, katı ve sıkıcı bir kişiliği vardı. Ben yokken Sasha'ya resmen mahkum hayatı yaşatıyor, güvenliğini sağlayayım derken hayatını elinden alıyordu küçücük kızın. İlk başlarda, bu kurallarına ses çıkarmamıştım çünkü hakkım yoktu. Ancak ne zaman ki onu benimsemiş ve hayatımda bir yerinin oluşmasına izin vermiştim, işte o zaman başlamıştım ısrarlarıma. Şu zamana kadar Taehyung'dan ne istediysem, Sasha'nın iyiliği için istemiş ve asla kendimi düşünmemiştim. Aşırı inatçı tavırlarım olduğundan bana gıcık olduğunu biliyordum ama o an için Sasha'nın normal bir 'çocuk' gibi yaşayabilmesi fikri, Taehyung'un benim hakkımdaki düşüncelerinden önde gelmişti.

Yine de bu inatçılıklarım işe yaramış, Taehyung'u en azından bana ve Sasha'ya karşı değiştirebilmiştim. Haklı olarak aşırıya kaçan, silah vermek gibi, hareketlerime patlıyor, ağzıma sıçıyordu. Henüz bunun hakkında kavga etmiştik ancak şimdi, eline sıçramış menilerimi yalarken gözlerini gözlerime dikmiş ve dengesizliğimizi tekrar gün yüzüne çıkarmak istermiş gibi memnuniyetle gülüyordu.

Yemek masasında, herkesin içindeyken ona dokunmuştum ve etkilenmesine sebep olmuştum. Yersiz hareketim yüzünden bana kızacağını ve bir süre benimle konuşmayacağını düşünmüşken o tüm düşüncelerimi aksi yönüne çevirmiş, şu an tuvalette ikimizin de nefes nefese kalmasına sebep olmuştu.

Beş dakika öncesinde bana verdiği ağız işiyle ikimiz de soğuk fayansların üzerine karşılıklı olarak yığılmıştık. Parmaklarının üzerini tek tek yalarken sırıtıyor, az önce rahatlamış olmanın etkisi ve biraz da yakalanma korkusunun vücudumu sarmasıyla titriyordum olduğum yerde.

"Yakalanırsak boku yeriz, Taehyung." diye mırıldandım yaslandığım kapıdan hafifçe doğrularak.

"Pantolonumun düğmesini çözemedim de Jungkook bana yardım etti, derim eğer yakalanırsak."

"Salak..." deyip gülmüştüm. Annemler yatmak içi gelmedikleri sürece ikinci kata gelmezlerdi ve bu yüzden de buradaki tuvalet kullanılmazdı. Yine de korkuyordum çünkü Tanrı aşkına, daha geleli bir gün bile olmamıştı ve annemler bir şeyleri çaktığında burnumdan getireceklerini biliyordum.

"Kalk hadi, duşa gir. Ben de çaktırmadan çıkayım." dedi o da yerinden kalkıp lavaboya ilerlerken. Suyu açmış, bakışlarını hareket etmem için bana dikip elini yıkamaya başlamıştı. Üşeniyordum, sahiden çok üşeniyordum ve yerimden kalkmaya mecalim yoktu. İkimiz de kirlenmiştik çünkü ben de onu rahatlatmıştım, normal koşullarda olsaydık duşa da beraber girmeyi teklif ederdim ancak zaten yumurta götümüze dayanmıştı ve bunu riske alamazdım.

Mother's Daughter | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin