Mother's Daughter | tk

Özel Bölüm: 2, Çarpılı Oda

buyuk sirrin aciga kavustugu bir bolumle hepinize merhabalar

buyrun hos geldiniz
geciniz efendim 😚

•

"Çıkarıyorum maskesini patron."

"Çıkar bakalım kimmiş bu köstebek." dedi Sasha.

Jongin, sandalyeye sıkıcı bağlanmış kişinin kar maskesini tek hamleyle çıkardı ve gelişigüzel fırlattı. Gördükleri manzarayla ortamda aniden kahkalar yükselirken Taehyung sert bir küfür bıraktı ortaya. Eh tabii, biricik kocasını baygın bir hâlde üstelik rehin alınmış şekilde görmesi tam da şu anda boku yediğinin göstergesiydi.

"Aptal!"

Yaklaşık Üç Saat Önce, Jungkook'tan

İşte buradaydım. Üstünde kırmızı ve kocaman çarpıları olan o oda...

Taehyung ve sırları artık benden kaçamayacaktı. Bugün, iki dakika sonra yıllardır merak ettiğim odaya girecek ve bunca zamandır Taehyung'un beni neden oyaladığını öğrenecektim. Tabii bunu normal bir yolla yapmayacaktım, bilirsiniz normal işler benim fıtratıma terstir.

Önüme gelen saçlarımı çekerek elimdeki siyah kar maskemi kafama geçirdim ve iyice düzelttim. Hızlıca etrafa göz gezdirip bu katta kimsenin olmadığını teyit ettim ve Hoseok'un çantasından çaldığım levyeyi, Hoseok'un çantasında levye ne alaka amına koyayım demeyin ben de bilmiyorum, sıkıca kavradım. Derin bir nefes aldıktan sonra küt küt atan kalbime tezat olarak soğuk bir tavırla kilitli kapıya ulaştım. Elimdeki kol kadar levyeyle kilidi açmaya çalışırken o kadar sakindim ki gören profesyonel hırsız sanardı.

Yaklaşık iki dakika kadar uğraştıktan sonra bir çıt sesiyle kilidi kırmayı başardım. İlk engeli aşmamla derin bir nefes verdim, daha şimdiden yakalansaydım çok komik olurdu kesin. Aslında neden böyle uğraşıyordum inanın bilmiyorum, bu evdeki tüm adamlar bana çalışıyordu. İçlerinden bir tanesinin cebine iki yüzlük sıkıştırsam beni içeriye alırdı zaten. Ama yine de heyecan yaratmıştım işte kendime, Taehyung'a odaya girdiğimi söylediğimde yüzünde oluşacak ifadeyi çok merak ediyordum mesela.

Mal mal kapının önünde beklediğimi fark ederek demir kapıyı ses çıkarmadan ağır bir şekilde ittim. Dar bir boşluk oluştuğu gibi aradan geçtim ve arkamdan geri kapattım. Elimdeki levyeyi de kenara koyup doğrulduğumda sonunda içerideydim.

Zafer!

İlk girdiğimde karanlıktı ancak sensörlü ışıklar sayesinde etraf aydınlanmıştı. Bir anda gözüme çarpan ışık hüzmesiyle gözlerim kamaştı ancak hemen uyum sağlayıp hızlıca etrafa bakmaya başladım olduğum yerde. Çok geniş bir depo gibiydi. Ortada ne olduğunu bilmediğim koca koca sandıklar, kenarda ise üstleri beyaz örtüyle kaplı eşyalar vardı. Eski ev eşyalarına benziyordu ancak neden burada tutuluyordu anlamamıştım.

Bir iki adım atıp incelemeye devam ettim. Tahminimce başka odalara açılan üç tane kapı vardı. Daha da fazla bir şey gözükmüyordu. Oldukça normal bir bodrum katıydı. Taehyung'un burayı ısrarla saklamasının nedenini anlayamamıştım, sinirimi bozmuştu. Hızlı adımlarla sağımdaki ilk kapıya doğru yürüdüm. Burası da kilitli çıkarsa evi yıkardım artık herhalde. Ahşap kapıya ulaştığım gibi kolunu indirdim ve kolayca açılan kapıyla içeri doğru sendeledim. Neyse ki hayat yüzüme gülmüştü de burayı kale kapısı gibi zincirlememişlerdi.