Özel Bölüm: 1 (m)

39.4K 2.3K 4.9K
                                    

md ozel bolum mu yazsam kendimi mi oldursem ikiliminde kaldim bir yil boyunca.

saka saka
☹️

neyse canim sozumuz vardi gec olsun güc olmasin (gec de oldu guc de caktirma lan

ii okumalar ins begenirsiniz ve umarim kutuphanenizden cikarmamissinizdir 😖<3

▪︎

Kim Taehyung

Sinirliydim, öyle ki yanıyormuş gibi hissediyordum. Göğsümden başlayan ve tüm vücudumu saran adrenalin kanımı kaynatıyordu sanki. Tetiği çektim, bugün belki de ellinci kez yaptığım gibi. Gözüm karşıdan gelen takım elbiseli adamların yüzünü bile görmüyordu, sadece içimdeki öfkeyi dindirmek için sıkıyordum. Hoseok ve Jongin'in bağırışları kulağıma doluyordu ancak algılayamıyordum, beynime iletilmiyordu sanki.

Bu durumda olmamın sebebi, Jungkook ile kavga etmemizdi. Çok ciddi bir kavga olduğu söylenemezdi ancak uzun zaman sonra ilk defa bu denli tartıştığımız için bizi sarsmıştı. Kavgadan önce birkaç gün boyunca soğuktuk birbirimize, oturup sohbet bile etmiyorduk. Jungkook işe başladığından dolayı eve çok geç geliyordu. Bense ona söz vermiştim, artık çatışmaya çıkmayacak ve sadece çeteyle ilgili olan küçük işlerle ilgilenecektim.

Yine evde olduğum bir günde, ki bu iki gün önce oluyordu, Jungkook her zamankinin aksine olduğundan daha geç gelmişti eve, yanında tanımadığım bir arkadaşı ile. Üstelik bana haber bile vermemişti. Ona en azından bana haber vermesi gerektiğini söylediğimde beni terslemiş, başka tek bir kelime bile etmeden arkadaşı için yatak hazırlamaya gitmişti. Niye böyle davranıyordu anlamıyordum ancak düşünebildiğim tek ihtimal bana ve Sasha'ya olan sevgisinin azaldığıydı. Kendi kendime düşündüğüm bu ihtimal canımı öyle yakıyordu ki, o gece kalbimin acısıyla yatağımızda uyuyamamış balkona çıkmıştım.

O gecenin bir saatinde uyanmış ve ben sigara içerken balkona gelmişti. Önce elimdeki sigaraya bir bakış atmış sonra kaşlarını çatmıştı. Sadece canım sıkkınken içtiğimi biliyordu ve bundan hiç hoşlanmıyordu.

"N'oldu sevgilim? Neden yatağımızda değilsin?" diye sormuştu uykulu sesiyle. İçime atarsam daha kötü olacağını bildiğimden ne düşündüysem söylemiştim o akşam ancak bana daha da çok kızmıştı. O bana kızdıkça ben daha da sinirlenmiş, kırmıştım onu. O anki sinirimle dilime ne vardıysa bağırarak söylemiştim ona. Kısacası batırmıştım, her zaman olduğu gibi yine çuvallamıştım.

O günden sonra Jungkook'la tek bir kelime bile etmemiştik ve iki gündür bu durumdaydık. Sinirim ondan çok kendimeydi, kendimi tutabilseydim bu duruma gelmeyecektik ancak yapamıyordum işte. Sinirlenince gözüme bir perde iniyor, hiçbir şey görmez oluyordum. Karşımda uğruna kurşun yiyeceğim çocuğun yaşla dolmuş gözlerini bile seçemiyordum o an. Kesinlikle hastalıklı bir adamdım.

Şimdiyse ona verdiğim sözü bozmuş, üç beş tane acemi mafya çetesini hallediyordum. Bize ufak tefek sorun çıkaran mafyalarla normalde uğraşmıyorken çatışmaya gitmem diğerlerini de şoka uğratmıştı ancak hiçbiri de ağzını açıp laf edememişti.

Ona bağırdığım için günah çıkarıyordum, bir başka günah işleyerek.

Saklandığım duvarın arkasındayken ateş sesleri hâlâ devam ediyordu ancak az önceye nazaran azalmıştı. Silahımı tuttuğum sağ elimle arka cebimdeki çakmağımı ve sigaramı çıkarmış, aceleyle sigarayı yakıp dudaklarımın arasına almıştım. İçime ihtiyaçla zehirli dumanı çekerken anlık gelen rahatlama hissiyle gözlerim kısılmıştı. Sol elimle sigarayı ağzımdan çektim, dumanını usulca üflerken adım seslerini işittim. Sağımdan sinsice yaklaştığını ve fark etmediğimi sanan aptal çaylak kendini gösterdiği gibi bacağına sıktım iki el.

Mother's Daughter | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin