10 |Hamle|

2.2K 150 26
                                    

Keyifli Okumalar (:

İki avucumun içinde tuttuğum kristal bardağın içindeki sıvıya gözümü ayırmadan öylece bakıyordum. Etrafımda müzik sesi yankılanıyor ve insanlar yarın yokmuşçasına eğleniyordu ama ben, ben öyle değildim. İlk defa eğlenmeyi bırakarak kendimi düşünce denizine atmıştım. Başımda hissettiğim ağrıya rağmen büyük bir gürültünün ortasındaydım. Halam kızı ve Marconun yanına gittiği için bende rahat bir nefes almıştım. Yaşadığım bu sanrılar ile ilgili iki gündür sıkıştırmasından çok yoruluştum.

Bu sabah cezaevine giderek Migliarino ile görüşmüştüm fakat ondan tuhaf bir şey vardı. Benimle görüşmek istemiyor gibiydi. Bir şey sormadığımda o hiçbir şey sormuyordu ya da bir şey söylemiyordu. Fotoğraf konusuna ise önceki görüşmemiz kadar sıcak bakmamıştı. Bu beni şaşırtırken ne olduğunu anlayamadan cezaevinden ayrılmıştım. Halam bu değişiminin cezaevinde yaşadığı koşullardan olduğunu söylüyordu. Buna pek ihmal vermiyordum ama yine de üstünde kısa bir anlığına da düşünmüştüm. Fotoğraf çekimi konusu şuanda muallaktaydı ve bu benim hiç sevmediğim ve asla kabul etmeyeceğim bir durumdu.

Avuç içlerimin içinde tuttuğum bardağı bir tur çevirdim ve daha sonrasında da alkolü usulca içerek barmenden yenisini istedim. Kahverengi sıvı kristal bardağın yarısına kadar dolarken yanımda ki uzun tabure çekilmişti. Umursamadan bardağımı tekrar çevirdim ve yine usulca içkimi içtim. Yeni bir tane daha söyleyeceğim sırada bir el tarafından engellenmiştim. Kaşlarım çatıldı ve başımı sağ tarafıma çevirdiğimde kaşlarım havalanmıştı. Migliarinonun avukatı bana bakarken bunu hiç ama hiç beklemiyordum.

"Merhaba!" dedi, o kadar şaşırmıştım ki yüz ifademe gülmüştü. Onu ilk defa bu halde görmüştüm, boğazlı kazak ve altına siyah bir pantolon giymişti. Takım elbiseleri haricinde onu ne kadar görmek beni şaşırtsa da burada olduğuna bir an için sevinmiştim. Çünkü müvekkilinin bu isteksizliğini öğrenmem gerekliydi.

"Ne güzel bir tesadüf, bunu sevdim." Dudaklarında bir gülümseme oldu. Kendisine bir içki sipariş edip arkasına yaslandığında sandalyemi ona doğru döndürdüm.

"Benimle konuşmak istediği konuyu biliyorsun. Beni aradın ve görüşmek istediğini söyledin, bugün yaşadıklarım neydi?"

"Bay Marcena ile ne konuştuğunuzu tam bilmiyorum fakat kendisi ne yapıyorsa eminim ki düşündüğü başka bir şey vardır."

"Onu ne zamandan beri tanıyorsun?"

"Çok uzun bir zaman olmadı, 2 senedir." Kaşlarım havalanmıştı, bu da uzun bir süreydi ama ben çok uzun bir zaman derken ne kadar uzun bir süre olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Onun hakkında bu konular hakkında bir şey biliyor musun?"

"Hayır. Bay Marcena kendisinden bahsetmeyi sevmez. Onu tanıdığım süre boyunca da öğrendiğim tek şey geçmişin değil geleceğin önemli olduğudur."

"Peki, içeriden çıkma olasılığı nedir?"

"Pek mümkün görünmüyor." Derin bir nefes aldığımda içkisinden küçük bir yudum aldı.

"Hayatını küçük bir alanda geçirip, çok kısa görüşmelerde ondan bir şey beklemek çok saçma olur. Bundan vazgeçmeni öneririm, sürekli onun için izin almak, cezaevi müdürü ile görüşmek bunlar çok teferruatlı şeyler, hayatın bu kadar güzelken istediğin her şeyi yapabilecekken bundan vazgeçmeni tavsiye ederim."

"İstediğim her şeyi bu şartlara rağmen yapabiliyorum." Oturduğum yerden ayağı kalkarak deri ceketimi aldım. İçkilerin parasını ödeyip onun yanından ayrıldığımda kısa bir anlığına gözlerimi kapattım. Bu konuşmayı yaptığına göre avukat artık bana yardım etmeyecekti. Derin bir nefes alarak insanlara çarpmamaya çalışarak kulübün dışına çıktım. Gecenin soğuk rüzgârı bedenime çarparken arabam gelmişti. Kendimi şoför koltuğuna bırakıp arabayı çalıştırdığımda kulaklarımın içi hala uğuldamaya devam ediyordu. Hiçbir yere sapmadan doğru eve gittiğimde ise babam salonda oturmuş dosyalarla ilgileniyordu. Kendimi fark ettirmeden odama çıkmak için sessizce merdivenlere ilerlediğimde bunda pek başarılı olamamıştım.

Ceza |İtalyan Adamlar Serisi 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin