25

1.7K 206 296
                                    

Güneş yavaştan batarken, üst kattaki cam duvarlar sayesinde gökyüzünün tüm kızıllığı içeri giriyor, tatlı bir his uyandırıyordu içimde.

Axel'le eve geldikten bir süre sonra hocaların da dediği gibi öğle yemeğini birlikte yemiş ve tekrar evlere dağılmıştık. Daha sonra ise canımız sıkıldığı için evin arka tarafındaki çimlere uzanıp, biraz ders çalışmıştık.

Yoongi, tatilin geri kalanında kafasına göre takılmak hakkında bir şeyler söylüyordu Samet'e. Eğer böyle bir şey mümkünse, Axel'i de ayartıp, peşlerine takılmak istiyordum. Gezi sayesinde biraz da olsa sakinleşseler de, okuldakileri görmek istemiyordum.

Axel yatağında uzanırken, göl kenarında ıslanan ayakkabılarımı alıp aşağı indim. Cam kapıyı açtığımda, Yoongi ve Samet'in veranda korkuluklarına yaslanmış bir şekilde sigara içtiklerini gördüm. İkisinin de bakışları bana dönmüştü ve Yoongi göz kırpıp, Samet'le konuşmaya devam etmişti. Ayakkabılarımı kapının kenarına bırakıp, temiz havayı içime çektim.

"En gerekli olan da bu zaten."

Yoongi'nin dediğiyle bakışlarım hızla ona dönerken, gözlerim kocaman açılmıştı.
"Engerek mi?" Dedim hızla yanına giderken.

Sigarasını küllüğe bastırdı. "He engerek. İlgini mi çekti, gundi?" Alayla sırıtıyordu.

"Yoongi." Dedim korkuyla etrafıma bakıp. "Burada yılan yoktur, değil mi?" Şu hayatta en çok korktuğum şey yılanlardı. İsmini duymak bile tüylerimi diken diken ediyordu.

"Korkuyor musun?" Dedi Samet de gülerek.
Dudaklarımı büzüp başımı salladım.

"Korkma Allahsız'ım, ben korurum seni."

"Yılan oynatıcısı mısın sen? Ne demek ben korurum seni ya!" Kulağının dibinde carladığımda, yüzünü buruşturup hafifçe geri çekildi. Önce bana ayıplar gibi baktı, daha sonra da Samet'e dönüp yarım ağız güldü. "Manitanın korkağı da hiç çekilmiyor be canım."

Samet, kahkaha atarken Yoongi'nin omzuna vurdum.
"Dalga geçme, ciddiyim ben!"

"Ben de ciddiyim. Koynumuzda az yılan beslemedik. Korurum bebeğimi evelallah." Dedi göğsünü gere gere, mal!

Oflayarak tekrar etrafıma bakındım. Her yer yemyeşildi. Böcek olma olasılığı çok yüksekti ama yılan olacağını sanmıyordum. Yani umarım olmazdı.

"Korkma lan. Bunca insanın arasında gelip seni mi bulacak Allahın yılanı?" Dedi Samet alay eder gibi.

"Aynen. Allahın yılanı senin gibi Allahsıza mı gelecek, cimcime?"

İkisi sırıtırken benim yüzümde ağlamaklı bir ifade vardı. Ağızlarının ortasına çakasım gelmişti. İnsanın korkusuyla böyle alay edilmezdi yani.

Omuz silkerek içeri girerken, sohbet ede ede arkamdan geliyorlardı. Kapıyı arkamdan açık bırakıp, mutfağa ilerledim. Karnım acıkmaya başlıyordu yavaş yavaş ve akşam yemeği için bir plan yapılmamıştı, ya da benim haberim yoktu.

Buz dolabını açıp karıştırırken, gelen tıkırtılarla arkama döndüm. Yoongi, tezgaha yaslanmış, bana bakıyordu dikkatlice.
"Acıktın mı?"

Cevap vermeden önüme dönüp, dolabı karıştırmaya devam ettim. Az önce korktuğum için ona sığınmış olabilirdim ama sabah yaptığı itliği unutmamıştım.

"Küsme bana." Dedi, sesi tam dibimden geliyordu ve gerilmeme sebep olmuştu.

"Çok da umurundaydı sanki."
Dolaptan bir kutu süt alıp, kapağı kapattım. Tezgaha yaslandığımda, dudaklarında hafif bir gülümsemeyle beni izliyordu.

DAEGU KEKOSU - SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin