YAREN

419 393 20
                                    

Başladığınız tarihini ve nereden okuduğunuzu yazar mısınız?Bakalım kim hangi saatte nereden okuyor.

***

(Cemal Süreyya)

"Özlemek erken saatlere alınsın sonra uykusuz kalıyor insan."

Savaşı yatağa taşımam gerekiyordu ama ayağa kalkamazdım eğer kalkarsam ayaklarımın altı kanamaya başlardı,taşımam gerektiğinin de farkındaydım.İkilemde kalınca iç sesimin işe el atması ile onu dinlemeye başladım.

"Yapmak zorundasın Ada neden dersen,adam geldi seni buldu kızım.Tamam şimdi yerde yatıyor hatta bayılmış olabilir ama merak etme çıkacaksınız ben inanıyorum.Hadi kaldır daha fazla beton üzerinde yatmasın adam."

"Haklısın hem eskisi kadar canım acımıyor kanarken alıştım, dayanabilirim."

İç sesimin bana destek vermesi ile ayağa kalktım.Ayaklarımın altı,kızgın demir şiş sokuluyormuş gibi acımaya başlamıştı ama dayanmam gerekiyordu.

Ayakta daha fazla durursam Savaşı taşıyamadan gücüm tükenirdi,bunun olmamasını istediğim için bacaklarımın üzerine çöktüm,ellerimin ve dizlerimin üzerinde yürüyerek Savaşın yanına gittim.

Yanına oturdum bacaklarımı uzattım ve başını sağ bacağımın üzerine koydum.

"Savaş?Beni duyuyor musun?"

Sesleniyordum ama uyanmıyordu daha fazla oyalanmadım ve ayağa kalkmadan oturarak biraz geriye gittim Savaşa arkadan sarıldım,geriye gittiğim kadar onu kendime çektim.Defalarca tekrar edince sonunda sırtım yatağa değmişti.

Derin bir nefes alıp verip ayağa kalktım ve Savaşın sırtını yatağa yasladım.Yatağa oturunca Savaşı yukarı çekmeye başladım.Pek fazla gücüm olmadığı için çok zor yapıyordum.

Pes etmediğim için sonunda Savaş yatağın üzerinde idi.Ayaklarımın üzerine basmamış olsam da onları kullanmış ve fazlasıyla zorlamıştım o yüzden şu an çok fazla acıyorlardı.

Ayağımda ki kurumuş ve acı vermeye başlamış kumaş parçalarını yavaşça çıkarıyordum ama sanki bedenimde etler koparılıyormuş gibi acı veriyordu.

Dişlerimi sıkarak değiştirdiğim kumaş parçalarının yenilerini ayaklarımın altına sardım.Çok fazla olmasa da rahatlatmıştı.

Savaşın yanına uzanıp duvardan tarafa döndüm.Gözyaşlarım yine gözlerimi zorlayıp akmak istiyordu ama günlerdir sürekli ağladığım için gözlerim artık sadece acı biber dökülmüş gibi yanıyordu.

İşte tam bu anda uyuyup, bu kabus bitene kadar ve Denize kavuşana kadar gözlerimi açmamak istiyordum.

...

"Ada?Uyanman gerekiyor."

Savaşın seslenmesi ile yerimden fırladım çünkü en son baygın bir şekilde yanımda uzanıyordu.

"Savaş uyanmışsın!Ama sen en son bayılmıştın?"

"Herşeyi daha sonra anlatırım Ada şimdi yapmamız gereken buradan bir an önce gitmek."

En sondaki cümlesi ile sanki bedenime can gelmişti.Heyecan ve sevinçle cevap verdim.

"Gerçekten çıkabilecek miyiz?

"Evet,bana güven.Buraya hiç girmemişsin gibi çıkıp gideceğiz."

Üvey babamın dokunduğu her yerim yeniden karıncalanmaya başlamıştı,Savaşın gözlerinden gözlerimi ayaklarıma doğru çevirdim. ve yüzümü ekşiterek cevap verdim.

Bağırarak FısıldaWhere stories live. Discover now