TENAKUZ

471 417 126
                                    

Eve yaklaştığımız anda merak ettiğim şeyleri daha fazla içimde tuttamadım ve sordum.

"Benim polis falan görmem gerekmiyor muydu?Ne bileyim doktor için hastaneye gitmem gerekirdi.Sonuçta her insan böyle şeylerde polisi görür,ben hiçbirşey görmeden direkt eve gidiyorum.Bu ne kadar normal?"

"Olabileceği kadar."

"Hah!Değil işte ama neden?"

Derin bir nefes alıp verdikten sonra ve bana bakmadan konuşmasına devam etti.

"Çünkü ben böyle olmasını uygun gördüm."

Böyle bir cevabı beklemiyordum çünkü düzgün bir açıklama yapar sanmıştım.Şaşırdığım için biraz tepkisiz kaldım çünkü ilk defa birinden böyle cevap alıyordum.Gerçi öncedende hayatım pek kalabalık değildi ama olsun sonuçta şimdi olan farklıydı.

"Ne zamandır benim adıma karar verir oldun?"

"Güçsüz kaldığın andan beri."

"Ne?Bak yaptığın yardımı her yerde gözüme sokacaksan sakın bu hataya düşme!Nankörlük etmiyorum diye kendini başımın üstünde görme!"

"Öyle birşey iddia etmedim."

"Ne yaptın o zaman?"

"Biraz daha kendine gel sonra konuşuruz."

Tartışırken zaman öyle hızlı geçmiştiki eve çok kısa bir zamanda geldiğimizi düşündüm ama İstanbulun trafiği ile en az bir saat sürmüştü.Evin önüne geldiğmizde Savaş her zaman ki gibi beni kucağına aldı ve eve gitmeye başladık.

Fazlasıyla gergindim Denize ne diyecektim ki?Savaşın birşeyler deyip inandırdığına eminim ama ben nasıl yalan söyleyecektim?

"Huzursuz olduğunu yüzüne yansıtmamaya çalış.Onun sadece sana ihtiyacı var."

Başımı sallayıp cevap verdim.Öyle yada böyle Denizin karşısına çıkıp konuşacaktım işte bundan kaçış yoktu.Zaten bugüne kadar bizi zora koyan,huzursuz eden,içimizde birşeyleri koparan şeyin hangisinden kaçabilmiştik?

Buda onlardan birisiydi ama bu sefer daha gerçek daha acısı hissedilirdi.Evin içine adım atmamız ile Deniz koşarak yanımıza geldi.

"ABYAA!NEDEN BENİ BU KADAY YANYIZ BIYAKDIN?"

"Yavaş Deniz efendi,bekle ablanı şöyle oturtayım güzelce konuşalım."

Denizin gözleri ayaklarımda dolanıyordu.Suskun bir şekilde ayaklarıma ne olduğunu düşünüyordu.Koltuğa oturur oturmaz onu kucağıma alıp sımsıkı sarıldım o ise çoktan bu anı bekliyormuş gibi yüzünü boynuma gömüp beni kokladı.

"Özür dilerim ablacığım,yapamadım.Bazı şeylere engel olamadım,lütfen beni affet yoksa seni asla günlerce yalnız bırakmazdım.Asla ağla istemezdim...yokluğumu hisset istemezdim."

Deniz başını oynatmadan konuşmaya başladı.Kollarını bir an olsun gevşetmemiş hala aynı şekilde bana sarılmaya devam ediyordu.

"Ama böyye ağyaysan affedmem.Hem seni ben göndeymistim sucyu benim."

Başından öptüm ve kokusunu içime çektim.Ben yokken temizliğine dikkat edemediği apaçık ortadaydı.Bunu fark etmem bile tekrardan yüreğime yumru oturmasına neden oldu.

"Dikkatli olmadığım için ben değil miyim?Dikkatli olsaydım eğer...belki şuan böyle olmazdı.Tamamen benim...beceriksizliğim işte."

Arada ağlama hıçkırıklarımı göndermek için derin nefesler alıyordum.Onunla bu şekilde konuşmak beni fazlasıyla zorluyordu özellikle herşeyin farkında olarak konuşmak.

Bağırarak FısıldaWhere stories live. Discover now