48.Bölüm:KUMLU VE SULU SAVAŞ

72 32 8
                                    

Keyifli okumalar.^^

48.BÖLÜM:KUMLU VE SULU SAVAŞ

Kamp yerine beş saatlik yolculuğun ardından nihayet gelebilmiştik, Emre'nin arabasında oturmuş harıl harıl park yeri arıyorduk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kamp yerine beş saatlik yolculuğun ardından nihayet gelebilmiştik, Emre'nin arabasında oturmuş harıl harıl park yeri arıyorduk. Ama garip olan bir şey vardı.

Burası yazlık ya da kışlık alan falan değildi, burası bildiğimiz plajdı. Yanımda oturan Orhan'ın koluna sağlam bir tane geçirerek çirkefleştim. "Ulan geri zekalı Orhan, hani yazlık kışlık? Bildiğimiz plaj lan burası!"

Orhan bana otuz iki diş sırıttıktan sonra ağzını açmıştı ki bi anda ne yaptığını anlayamadan arabanın kapısını açtı ve koşarak çıktı. Kaşlarımı çatarak boş kalan koltuğa baktım tam da o sırada önümden iki tane kız geçti, afetten de beterdiler arkadaşlar.

Mübarekler altın suyuna batırılmış gibiydiler.

"Orhan yedim oğlum seni!"

Dişlerimi sıktım ve yanımda oturan Okan Uğur'a döndüm, kafasını ellerimin arasına alarak alnını alnıma yasladım ve dudaklarımı sabır dilercesine birbirine bastırdım. "Okan Uğur bilerek, ya da bilmeyerek umurumda bile değil gözün birine bile kayarsa gözünü çıkarır kahvaltımda yumurta olarak yerim. Anladın mı aslanım?" Okan Uğur korkuyla bana baktı, alnımı tekrar alnına vurdum ve sordum, "Anladın mı?"

Kafasını hızlıca salladı kafasını bıraktıktan sonra arabadan indim ve kapıyı kapatarak birkaç adım attım ama ne göreyim. Burada sadece kız afetler yoktu, erkek afetlerde sürüsüne bereketti. "Sevgilim var sevgilim var!"

Hemen ardımdan aynı fısıltıyı başka bir sesten duydum, "Sevgilim var sevgilim var!"

Ağzımı yamultup Okan Uğur'a baktım.  "Ne yapıyorsun?"

"Kendimi tembihliyorum sen?"

"Ben de."

"İyi."

İç çektim ve kafamı yere eğdim kendime işkence çektiriyordum.

Şimdi diyeceksiniz ki sen sadık bir manitsin kaldır kafanı bakmazsın.

Ben de size diyeceğim ki;

Göz bu arkiler her şeye kayabilir.

Yine de birilerine çarpmamak için kafamı kaldırdım ve etrafı inceledim.
Sol tarafımda deniz, insancıklar ve kıvırcığım bulunuyordu, karşımda bir takım ağaçlar ve birkaç kutu ev, sağ tarafımda ise Orhan soytarı gibi geziyordu. Diğerleri neredeydi hiçbir fikrim yoktu açıkçası merak da etmiyordum çünkü bana lazım olan ya da olacak kişi zaten yanımdaydı.

Bir anda ablalık iç güdülerim kabardı. "Seyyar nerede?"

Orhan zıplayıp ağacın yapraklarından bir tanesini kopararak cevap verdi, "Telefonla konuşuyor."

Balkon GüzeliWhere stories live. Discover now