BU HİKAYE 2021 YILINDA YAZILMIŞTIR VE DÜZENLEME (EKSİKLERİNİN FAZLA OLDUĞUNU BİLMEME RAĞMEN) YAPILMAYACAKTIR.
(DİYALOG AĞIRLIKLIDIR.)
"Kötü bir şey olurda ağlarsam Jisoo'yu göremiyim amin."
"İso mu ne diyorsun ya kiminle konuşuyorsun?"
"Seninle değ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kardeşimin beynini bozdun!" dedim muşmula suratlıya dönerek, anlamayarak bana baktığında Seyyar kıkırdadı ama şereflik yaptığı için serbestçe gülemiyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp Seyyar'a döndüm ve boşalan tabağı muşmula suratlıya uzattım, tuttu ve bize baktı elimi ensesine atıp bir iki kere şaplattım, "Sana tek bir soru soracağım evet ya da hayır diyeceksin."
Kafasını korkuyla salladı ve gözlerime baktı, "Plaja gittiğimiz günden beri mi?" bekledi ve yutkundu, kafasını sallayacak gibi olduğunda tekrarladım, "Evet ya da hayır!"
"Evet," dediğinde başıma çekiçle vurmuşlarda yıkılmışım gibi hissettim, Seyyar'a tepki vermeyerek muşmula suratlıya döndüm ve iğrenmiş bakışlarımı ona doğrultup elindeki tabağı işaret ettim, "O tabağı yıkayıp yarın getiriyorsun," dedim sakince ve hemen ardından derin bir nefes alıp son hızda koşmaya başladım, "Sen bittin oglim! Annem öldürecek!" diyerek merdivenleri ikişer üçer koşarak çıkmaya başladım, Seyyar arkamdan bağırarak geldiğinde evimizin olduğu kata geldim ve nefes nefese kalmışken durdum, hızını alamayıp bana çarpan Seyyar'a kızma fırsatını bulamadan kendimi yerde bulduğumda üzerime düşenle birlikte inledim, Seyyar hemen kalkıp beni belimden tuttu ve kucağına alarak kapıya kadar getirdi.
"Abla ne olur söyleme!" dedi yüzünü buruşturarak ayağımı salladım, "Ayağımı yalarsan söylemem," dedim düz bir suratla, bunu derken benim bile midem bulanmıştı, kafasını geriye atıp birkaç yalancı ağlayıştan sonra beni yere bıraktı ve yüzümü sevip yanaklarımı sıktı. "Ne istersen yaparım."
"Uuuu!"
Zevkle gülümsedim, "Zaten söylemeyecektim be oğlum, muşmula korkudan uyuyamasın diye öyle yaptım," dedim bayık gözlerimle ona bakarak, "Ödümü patlattın abla salak mısın?" kaşlarımı kaldırıp ima ile ona baktım, "Şimdilik söylemeyeceğim!" diye düzelttim, elini ağzına götürerek fermuarını kapattı ve kapıyı yavaşça açarak bizi içeriye soktu, onunla daha fazla yüz göz olmayarak doğruca odama girdim ve kapımı yavaşça kapatarak kendimi yatağıma bıraktım.
Normalde atlayarak yatağa geçerdim ama sağlam olmadığım için atlayarak yatmayı sonraya erteleyecektim. "Yavrum nerede benim?" diye fısıldadım kendi kendime bu arada tanıştırayım yavrum diye bahsettiğim şey benim telefonum oluyor, doğrulup yastığımın altına baktığımda yavrumu bulmuştum kilidini açtım ve kıvırcığımın mesaj sayfasına girdim.
"Sana dedikodu getirdim!"
Yazdım ve yatağa tekrar yatarak mesaj beklemeye başladım, çok geçmeden yanıt gelmişti,
*Kıvırcık marulum*
"Daha ayrılalı bir saat bile olmamışken mi? Anlat bakalım."