63.BÖLÜM:20 AĞUSTOS

76 33 31
                                    

*Bizim zamanımız ve onların zamanı aynı değil*

Keyifli okumalar.^^

63.BÖLÜM:20 AĞUSTOS

Elbiseyi giymiş tacı da takmıştım ayaklarıma beyaz spor ayakkabılarımı giyerek telefonumu da aldım ve evden koşarak çıktım, asansöre bindiğim an telefonum my love morılpumı anko! diye çalmaya başladığında önce saate baktım, saat bir buçuktu sadece...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elbiseyi giymiş tacı da takmıştım ayaklarıma beyaz spor ayakkabılarımı giyerek telefonumu da aldım ve evden koşarak çıktım, asansöre bindiğim an telefonum my love morılpumı anko! diye çalmaya başladığında önce saate baktım, saat bir buçuktu sadece yarım saatim kalmıştı.

Işınla beni sıkati!

Telefonu açıp kulağıma koydum, "Alo yenge neredesin?"

"Asansördeyim."

"Tamam gel aşağıda bekliyorum."

"Yemin et!" diye bağırdım ve asansörde bir iki kere zıpladım sonra asansörde olduğumu kendime hatırlatarak sakinleştim ve telefonumu kapattım. Asansör durduğunda bastığım eteklerimi elimde toplayarak koşarak apartmandan çıktım ve önümde olan siyah lüks arabaya binip kapıyı kapattım. Orhan ayağım yerden kesilmeden sürmeye başladığında nefes nefeseyken önce önüme sonrada ona baktım.

"Orhan sen taçsız kralsın vallahi bak! Oğlum hızır mısın nesin gelmesen yetişemeyecektim," kahkaha attı ve direksiyonu sağa kırdı, elimle bir yabani gibi koltuğun altından tutunduğumda elime gelen sıvı ile birlikte yüzümü buruşturdum ve elime baktım,  "Orhan bu ne lan?"

Gözlerini bir iki saniyeliğine yoldan ayırarak sakince cevapladı, "Kan yenge," dedi ve bir süre sonra yolda arabayı korkuyla sağa sola saptırdı,
"Ne kanı lan!" dediğinde bir yere çarpacağız korkusuyla ona sağlam bir tane geçirdim, "Geri zekalı evleneceğim ben, adam akıllı sür şunu!"

Direksiyonun hakimiyetini tekrar ele aldığında şok içinde bakakaldı bu sırada yanda duran ıslak mendilden bir tane çekerek elimi temizledim, şoka falan zamanımız yoktu büyük ihtimalle bir taraflarını yarmış kanatmıştı. Zaten çok az bir yer olduğundan endişelenecek bir şey yoktu.

Sanırım..

Arabayı park ettiğinde eteklerimi yine tuttum ve arabadan inip koşuşturmaya başladım, Orhan arkamdan gelip eteklerimi tutmama yardım ederken birer birer çıktım merdivenleri, nikah ikinci salonda kıyılacaktı ikinci kata çıktım ve salona daldım, nefes nefese kalmış bir şekilde karşımdakilere baktım.

"Durun!" diye bağırdım paytak paytak nikah memurunun bile gelmiş olduğunu masaya yürüyerek. "Bu nikah kıyılamaz.." diyerek güldüm ve ekledim, "Çünkü gelin yok!"

Üç merdiven daha çıktıktan sonra Okan Uğur'un bana çekmiş olduğu sandalyeye oturdum ve telefonumu masanın üzerine koydum, "Benim şahidim Seyyar," dedim nikah memuru bana bakarken ve düşmekte olan tacımı düzelttim,

"Orhan gel oğlum," dedi Okan Uğur'da onu şahitlik için çağırarak, ağzı kulaklarına varmış bir şekilde masaya gelip oturdu.

İşte sessizlik.

Balkon GüzeliWhere stories live. Discover now