Jungkook'un abisi Sana'nın odasının kapısına bir şeyler yapıp çocuklara döndü "bir kere kapatırsanız açılmaz hem siz niye böyle bir şey yapıyorsunuz?" Jungkook gözlerini devirdi "hyung seni ilgilendiren bir konu değil sen paranı al git" Jungseok'ta aynı şekilde gözlerini devirdi ve alet çantasını alıp yerdeki eşyaları topladı "aman zaten meraklı değilim senin çapkınlıklarına" Jungkook yalandan öksürüp abisinin koluna yapıştı ve yürümeye başladı "biz gidelim en iyisi"
Sana odanın kapısı ile bir süre bakışıp ardından salona yöneldi. Geçen boş bir pazar günün ardından her kes yine okulla dönmüştü. Müzik dersinde Jungkook Jeongyeon'un yanına oturdu "dersten sonra kızları topla okulun arkasına"
Jeongyeon tam konuşacağı sırda Ji eun öksürüp yanlarına geldi "dersten daha önemli bir konu mu var çocuklar" Jungkook yutkunup başını iki yana salladı "bir daha olmasın"
......
Dersten sonra Jeongyeon diğer kızları toplayıp okulun arkasına Jungkook'un yanına gitmişlerdi.
Jennie ise spor salonuna inmişti. Elinde tuttuğu basketbol topunu acemice yerde sektirip potaya attı ama top potanın yanına bile varamadan yere düşmüştü. Jennie alt dudağını büküp topa doğru yürümeye başladığında kapı açılmış ve içeri girmişti.
Jennie topu eline alıp başı aşağı bir şekilde biraz yürüyüp ardından bakışlarını yukarı kaldırdı.
"Woojin senin burda ne işin var?" Woojin gülümseyip Jennie'ye doğru yürümeye başladı "basketbol'mu oynuyorsun?" Jennie başını iki yana salladı "hayır bu konuda iyi değilim" Woojin cebindeki ellerini çıkarıp kızın elleri üstünden topu tuttu "ben sana öğretirim" Jennie rahatsız olarak ellerini çekip bir adım geri çekildi.
"gerek yok teşekkür ederim ben artık gideyim" Jennie tam gidecekken Woojin kolunu tuttu "hadi ama Jennie utangaçlığı bırak bebeğim" Jennie gözlerini kırpıştırdı "gerek yok dedim" kız kolunu çekmek istediğinde Woojin elini sıklaştırdı.
"kız gerek yok dedi ne uzatıyorsun?" Kenardan gelen Yoongi'nin sesi ile ikiside kapıya dönmüştü "hah! Min Yoongi sen neden kendi işine bakmıyorsun?"
Jennie kolunu Woojin'in elinden kurtarıp Yoongi'nin yanına adımladı, Woojin alaylı bir şekilde güldü ve spor salonundan hızlı adımlarla çıktı. Yoongi ve Jennie yalnız kaldığında bir süre sessizce yan yana durdular "burda ne yapıyordun?"
Yoongi'nin sorusuna karşı Jennie boğazını temizledi "basketbol sahasında ne yapılır?" Yoongi dudaklarını büzdü "bayan kim basketbola ilginiz olduğunu bilmiyorum" Jennie Kıkırdadı "ilgim var ama oynayamıyorum" Jennie söylediğin ardından dudak büzdüğünde Yoongi bir adım atıp aralarında olan mesafeyi kapattı. "eğer çok istiyorsan ben sana öğretirim"
"sen basketbol mu oynuyorsun?" Yoongi cevap vermeyip kızın kolunu tuttu ve sahanın ortasında duran topa doğru yürümeye başladı. İkisi topun yanına geldiğinde Yoongi Jennie'nin elini bırakıp topu aldı ve kızın arkasına geçti.
"boyun kısa olduğu için topu hızlı atsan iyi olur" Jennie alaya güldü "Sanki sen çok uzunsun" Yoongi kızın omzuna eğilip yüzüne baktı, aralarındaki yakınlık Jennie'yi heyecanlandırmıştı. "senden daha uzun olduğum gibi büyük bir gerçek var"
Jennie Yoongi'nin alnına vurup geri çekilmesini sağladı ve tuttuğu nefesini verdi. Jennie Yoongi'ye doğru dönüp topa uzandı ama Yoongi ellerini yukarı kaldırıp kıza engel oldu. "sana kısasın demiştim" Jennie nefesini sinirli bir şekilde dışarı verip parmak uçlarına kalktı ama hala kısaydı.
Yoongi güldüğünde kız dudaklarını büzüp vaz geçti ve geri çekildi "hey Bu kadar çabuk mu Vazgeçiyorsun?" Jennie umursamaz bir şekilde başını salladığında Yoongi kıza yaklaşıp topu potaya attı "tam isabet" Yoongi Jennie'ye havalı bir bakış atıp topu tekrar eline aldı "benden sana bir tafsiye hiç bir şeyden bu kadar çabuk vazgeçme yoksa ne oyunda ne de gerçek hayatta kazanamazsın."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Woojin üzgünüm ama üzgün değilim çünkü bu kitaba bir piç gerekiyordu
